“Millet Yemesi İçmesi Gereken Şeylerden Vazgeçiyor” 

Türkiye’de mahalle kültürünün bir parçası olan bakkallar, bulundukları mahalledeki değişimlerin en yakın tanığı. Son dönemde yüksek enflasyon ve döviz kuru nedeniyle temel gıda ve tüketim ürünlerine gelen zamlar karşısında müşterilerinin tüketim alışkanlığının nasıl değiştiğini de en iyi onlar biliyor. 50 yıldır İzmir Karşıyaka’da bakkal dükkanı işleten 83 yaşındaki Halil Erol Bodrumlu da yıllar içinde bu değişimi canlı canlı yaşamış. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bodrumlu, “Pahalı, yükselen mallarda satışta bir gerileme var. Milletin alma gücü kalmıyor, vazgeçiyor artık bazı şeylerden. Yani özel haklardan, yemesi içmesi gereken, yemesi lazım şeylerden vazgeçiyor” dedi.

Your browser doesn’t support HTML5

“Millet Yemesi İçmesi Gereken Şeylerden Vazgeçiyor”

Temel gıda ürünleri ve içeceklerde 2021 yılında ciddi fiyat artışı yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2021 verilerine göre, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 36,08, aylık ise yüzde 13,58 arttı. Gıda ve alkolsüz içecekler, TÜİK’in enflasyon sepetinde yüzde 43,80 oranıyla en çok fiyatı artan ürün gruplarının başında geldi. Yumurta bir yılda yüzde 43, kaşar peyniri yüzde 53, ekmek yüzde 54, makarna yüzde 60, süt yüzde 66, yoğurt yüzde 74, ayçiçek yağı yüzde 76, margarin ise yüzde 114 pahalandı.

“Almakta ve ödemekte güçlük çekiyorlar”

Bu en temel gıda ürünleri, aynı zamanda mahalle bakkallarının da raflarında en çok tercih edilen ürünler. Karşıyaka’da bakkallık yapan Bodrumlu, “Umumiyetle millet (zamlardan) etkilendi. Almakta biraz güçlük çekiyorlar, ödemekte güçlük çekiyorlar. Ama işte kendi kendilerine de sağdan soldan derleyip toplayarak idare etmeye çalışıyorlar. Şu meşrubatlarda bile bir yükselme var, yani onları bile eskiden sık sık alan kişiler hemen hemen almıyor desem yeri var” diye konuştu. “Birada 6-6,5 lira şişe başına zam konuldu. 15 liraya veriyorduk, 21,5 lira oldu. Onda bile durduk” diyen Bodrumlu, alkollü içeceklerin de gelen zamlar nedeniyle satışının çok gerilediğini kaydetti.

Müşterilerinin bakkaldan almadıkları ürünleri kredi kartıyla marketlerden alıyor olabileceğine de işaret eden Bodrumlu, “Bu arada benden vazgeçebilirler ama belki marketten alabilirler, kredi kartından ‘cartak curtak’ çekerler. Ben kredi kartı çektirmiyorum çünkü. İnsanlar daha önce iyi kötü zaman zaman her şeyden alıyorlardı. Sonra sonra bunlar kısıtlanmaya başladı, marketlere dönüş oldu. Malum kredi kartları bu işi bozdu. Şimdi cart curt çekip gidiyorlar” dedi.

85 bin lira borç birikince veresiye alışveriş kalktı

Müşterilerin mahalle bakkallarını tercih etmesinin bir nedeni de veresiye alışveriş yaparak borç yazdırabilmesi. Geçmişte herkese yumuşak yüzlü davranarak veresiye yazdığını söyleyen Bodrumlu artık nadiren veresiye alışverişe izin verdiğini belirtiyor. Son dönemdeki hayat pahalılığı nedeniyle borçların ödenmediğini söyleyen Bodrumlu’nun veresiye defterinde ise hiç olmadığı kadar borç birikmiş durumda. VOA Türkçe’ye konuşan Bodrumlu, “Şu 10-15 sene evvelinden bu tarafa biraz şişti. Bunlar daha evvelden gelen veresiyeler. Son bir iki sene içinde pek veresiye yazmıyoruz. Eskiden beri aşağı yukarı hepsini toplasan, 80-85 bin lira birikti. Bu aşağı yukarı 40 yıllık bir eskiye gidiyor. İşçi de var, memur da var, esnaf da var, hepsi var içinde” dedi.

Veresiyeyi tamamen kaldırmaya çalıştığını kaydeden Bodrumlu şöyle konuştu: “Maalesef yazmıyoruz, şöyle bir iki gün içinde ödeyenlere bir iki gün için yazıyoruz. Bugün alıp yarın ödeyenler var, onlara veriyoruz. Bazıları da mesela alıp 2-3 sene içinde vermeyip sonra getirip verenler oluyor. ‘Kaç para borcum var benim, 150 lira. Abi 150 lira olmaz, ben bunu üç sene bağladım, al sana 200-250 lira’ deyip verenler de oluyor. Böyle sağlam kişilere veriyoruz ama yavaş yavaş hepsini de kaldırmaya çalışıyoruz. Bazısı hakikaten sadık, evin ihtiyacını gidermek için kendi ihtiyaçlarını gidermek için yazdırıyorlar. Ama bazısı da bunu kötü niyetle mi kullanıyor, bizim iyi niyetimizi mi kullanıyor, onu bilemiyorum. Bu durumlarda insanlar da anlaşılmıyor yani. Bir ekmeği de yazdıran vardı, ne bileyim bir en ufak bir şeyi de yazdıran vardı. Mesela bir soda, bir gazoz içecek, onu da yazdıran oluyordu.”

“25 lira sigarayı veresiye verirsem yerine koyamam”

Müşterilerinin ihtiyacı olsa da veresiye yazarak ayakta kalmaya gücünün yetmediğini söyleyen Bodrumlu, “Olmuyor abi, veremiyorum’ diyorum veya ‘Artık her şey yükseldi’ diyorum. Bunu karşılayamıyoruz, alamıyoruz. Bir paket sigara olmuş 25 lira. Ben bunu veresiye verirsem yerine koyamam. ‘Kaçmıyoruz, elimize geçtiğinde veririz’ diyorlar ama maalesef ödenmiyor. Ben de bilmiyorum ne olacak… Mümkün mertebe almaya çalışıyoruz ama inşallah alırız” dedi.

Hem veresiye defterlerinde biriken borçlarının hem de marketlerin sayılarının her mahallede artmasının bakkalların kepenk indirmesine yol açacağını belirten Bodrumlu, “Bu böyle giderse fazla direnilmez. Bilhassa kira veren, yanında işçi çalıştıran esnaf direnemez. Bizim o derdimiz yok Allah’a şükür. Mülk kendimizin, hanım bakar, ben bakarım, idare edip gidiyoruz. Yani bu şekilde çalışanların pek fazla dayanacağını sanmıyorum” diye konuştu.