Merkez Bankası (TCMB) yeni guvernör Hafize Gaye Erkan başkanlığında yapılan beşinci Para Politikası Kurulu’nda da faiz arttırımına giderken Türkiye’nin “politika faizi” olan bir hafta vadeli repo ihale faizini yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltti.
Merkez Bankası’nın artışı piyasa beklentileriyle uyumlu gerçekleşti.
28 Mayıs’taki ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 8,5 olan politika faizi böylelikle aradan geçen beş ayda 26,5 puan artmış oldu.
Bu oran Türkiye’nin 2003 yılı Temmuz ayından bu yana (yüzde 37) en yüksek politika faiz oranı olarak kayıtlara geçti.
“Enflasyon öngörülenin üzerinde” diyen Merkez Bankası’ndan “gerektiği zaman gerektiği ölçüde” faiz artışı sürecek mesajı
Kuruldan yapılan açıklamada enflasyonla mücadele ve parasal sıkılaştırma politikasına devam edileceği mesajları verilirken enflasyonun yıl sonunda üst sınır olan yüzde 68’e ulaşabileceği ve Gazze’de devam eden askeri krizin petrol fiyatlarını yükseltebileceği vurgulandı.
Açıklamada, “Enflasyon yılın üçüncü çeyreğinde öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir, hizmet fiyatlarındaki katılık ve enflasyon beklentilerindeki bozulma ise enflasyonda yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etmektedir. Jeopolitik gelişmeler, enflasyon görünümünde petrol fiyatları kaynaklı risk oluşturmaktadır. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma, gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” ifadelerine de yer verildi.
Merkez Bankası’nın beş puanlık faiz artışı sonrası dolar/TL kurunda düşme bir yana ilk dakikalarda 28,15’ten 28,30’lara yükseliş olsa da sonrasında yine 28,16-28,17 seviyelerine iniş gözlendi.
Ekonomistler, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için devam eden faiz politikasının ekonomik durgunluğa neden olacağını düşünüyor.
Prof. Kozanoğlu: “Faiz artışları ödemeler dengesi krizini çözmeye yetmez”
Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas hakkında, “bir terör örgütü değil toprağını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur” şeklinde açıklama yapmasının PPK metninde işaret edilen “doğrudan yabancı sermaye” girişini zorlaştırdığı yorumları da öne çıkıyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Hayri Kozanoğlu, “Seçim öncesi rezervleri yakmak pahasına tüketici faizleri düşük tutuldu ve doların 20 liranın üzerine çıkması engellendi. Ancak seçimden sonra işbaşına gelen ekonomi yönetimi Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu ödemeler dengesi krizini engellemek için enflasyonu düşürmek zorundaydı. Ancak faiz artışlarıyla bu amaca ulaşamayacaklarını gördüler. Yabancı sermaye girişi için de hem döviz kurunun sıçraması hem de enflasyonun belli bir patikaya oturması gerekiyordu. Ağustos ayında politika faizinin 750 baz puan arttırılması buna yönelikti. Ama işte Erdoğan’ın Filistin’deki çatışmalı ortamda -kendi tabanından da tepki alması sonrası- Hamas’tan yana tavır alması ekonomi yönetiminin işini zorlaştırdı. Türkiye’yi yatırım için cazip kılmak artık daha da zor” dedi.
“Dar gelirliler zorlanacak, KOBİ’lerde iflas ve ödeme güçlüğü artacak”
Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesine göre, Merkez Bankası’nın 2024 yılı için enflasyon raporunda öngördüğü yüzde 33 hedefine sadık kalması yerel seçimler öncesi durgunluk zillerinin çalmasına yol açacak.
“PPK karar metni önümüzdeki hafta açıklanacak Enflasyon Raporu’nda 2024 için yüzde 33 olan hedefin korunacağı anlamına geliyor. Bu ancak ‘daha sıkı’ para politikası ile korumakla mümkün. Bu da kredi faizinin yükselmesi, talebin yavaşlaması, yatırımların durması demek. Ekonomide çok belirgin bir durgunlukla karşılaşacağız. Seçimler öncesi saraydan müdahale olur mu? Ekonomi yönetimini serbest bırakmaya devam ederler mi? Bunu göreceğiz. Ama eğer müdahale edilmezse ekonomide yavaşlama kaçınılmaz. Kredi kartı aylık nakit çekim faiz oranları yükseliyor. Bu dar gelirlilerin çok daha zorlanmasına yol açacak. KOBİ’lerin muhatap oldukları faizler de yükselişte. İflas eden ve ödeme güçlüğü çeken şirketlerde ciddi bir artış beklenebilir diye düşünüyorum.”
Dr. Murat Kubilay: “Yabancı yatırımcı Erdoğan’ın liderliğindeki bir ekonomiye güvenemiyor, enflasyon sorunu kısa vadede çözülemez”
Türkiye’nin dış borç finansmanının en az beş yıl çözülemez noktada olduğunu savunan ekonomist Murat Kubilay da ekonomi yönetiminin çabalarına rağmen ülkenin yabancı yatırımcı için cazip hale getirilemeyeceği kanaatinde.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Dr. Kubilay, “Açık konuşmak gerekirse yeni ekonomi yönetimi büyük bir enkaz devralmış oldu. Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’ın tüm iyi niyetli çabalarına rağmen yabancı yatırımcı Erdoğan’ın liderliğindeki bir ekonomiye güvenemiyor. Yerel seçimler kapıda. Depremin yaratmış olduğu yük de beklentilerin üzerinde. Sistem öyle kırıldı ki direksiyonun başında Mehmet Şimşek dahi olsa 2018 öncesine döndüremiyor. Ortadoğu savaş ihtimalinin bedelinin ne olabileceğinin ilk sekansını borsadaki düşüşle gördük. Üstelik 211 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç var. Faiz artışlarıyla Türkiye’yi cazip hale getirmek mümkün değil. Risk yüksek, getiri sınırlıyken yabancı yatırımcı gelmek istemiyor. Seçimlerden sonra yapılacağı söylenen daha sıkı maliye politikasını da Türkiye kaldıracak durumda değil. Bu şartlarda dış finansman sorunu çözülebilir değil. Enflasyon sorunun önümüzdeki beş yılda çözülmesi mümkün görünmüyor. Muhalefet de seçimi kazansaydı bu iş hiç kolay değildi ama şimdi çok daha zor” dedi.