20 Nisan 2000’den beri Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin genel başkanlığı, 2005’ten beri de başbakanlık koltuğunda oturan, pek çok kez “dünyanın en güçlü kadını” unvanını alan Angela Merkel’in dönemi kapanıyor. Merkel, geçen Pazar Hessen seçimlerinin hemen ardından,parti başkanlığını bırakacağını, yeni parlamento seçimlerinin yapılacağı 2021 yılında da başbakanlık için aday olmayacağını ve siyasetten ayrılacağını açıkladı. Merkel, kararını ilan eder etmez, CDU Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer ile Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn, liderlik koltuğuna talip olduklarını resmen açıkladılar. Ardından, 2000-2002 yılları arasında Birlik Partileri CDU/CSU’nun Federal Meclis Grup Başkanlığını yapan Friedrich Merz de adaylığını açıkladı.
Almanya'da kısaca AKK diye söz edilen 55 yaşındaki Annegret Kramp-Karrenbauer, Merkel’in gizli favorisi olarak tanımlanıyor. Jens Spahn, Merkel’in liberal mülteci politikasını eleştiren isimlerinden biri. 38 yaşındaki Spahn, adaylığını açıklarken, CDU’nun aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisi AfD’ye kaptırdığı oyları geri kazanmak için partiyi sağa çekeceği mesajını verdi. Merkel’le anlaşamadığı için 2009 yılında aktif politikayı bırakıp, uluslararası şirketlerin lobi çalışmalarını yürüten Merz’in seçilme şansının diğer adaylara göre yüksek olduğu belirtiliyor. CDU’nun yeniden muhafazakar değerlere dönmesini isteyen 63 yaşındaki Merz, Merkel’in aksine sığınmacıları reddediyor ve Alman kültürünün ülkede yaşayan göçmenler için ‘öncü kültür’ olması gerektiğini savunuyor.
Merz 2000’li yılların başında, “Almanya’da yaşıyan Müslümanlar bizim geleneklerimizi, göreneklerimizi ve alışkanlıklarımızı kabullenmek zorundalar” diyerek, ‘öncü kültür’ tartışmalarını başlatmıştı. Hristiyan Demokrat partinin üyelerinin ciddi bir bölümü de, AfD’nin siyasi çizgisinin CDU tarafından üstlenilmesi durumunda partinin oy oranındaki azalmanın durdurulabileceğini düşünüyor. Berlin’deki analistler arasında, ülkenin en büyük medya tröstü Springer’in de açıkça desteklediği Merz’in genel başkanlığa seçilmesi durumunda, Merkel’in 2021’e kadar başbakanlık koltuğunu korumasının da mümkün olmayacağı yorumları ağırlık kazanıyor. Koalisyon ortağı SPD’nin, sosyal yardımların kısıtlanmasını da talep eden, neo-liberal çizgideki Merz’le çalışmayı
reddederek, hükümetten çekileceği tahmin ediliyor. Merz’in CDU’nun başına geçmesi aynı zamanda aşırı sağ dalganın bu partiyi de içine alması anlamına mı gelecek? Berlin’de çok konuşulan bu soruyu cevaplayan, CDU’lu federal meclis eski milletvekili Cemile Yusuf, parti liderinin kim olursa olsun, Merkel’in liberal çizgisini terk etmeyeceğini umduğunu belirtiyor.
Merkel’in yerine geçecek ve muhtemelen Almanya’nın yeni başbakanı da olacak isim, 7-8 Aralık’ta Hamburg’da gerçekleşecek CDU kurultayında belli olacak.