Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Soçi'de Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le buluşması Alman dış politikasında son zamanlarda izlenen yeni Rusya politikalarının doruk noktası olarak değerlendiriliyor.
Merkel’in iki ülke arasındaki diyaloğa vurgu yapması, Rusya’ya olan ilişkileri “stratejik çıkarımız” şeklinde tanımlaması ve ilişkileri geliştirme konusunda Putin’le hemfikir olduklarını söylemesi Rusya ile Almanya arasında yumuşama sinyali olarak yorumlandı.
Merkel ve Putin bir yıl aradan sonra buluşurken, geçen günlerde de Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, Moskova'da meslektaşları ile biraraya gelmişlerdi.
Merkel'in Putin’le görüşmesinde ABD’nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesi, Ukrayna krizi ve Suriye’deki durumun öncelikli olarak ele alınan konular olduğu öğrenildi.
"Aktüel krizler sadece konuşularak aşılır" diyen Merkel, bunun özellikle tarafların aynı görüşü paylaşmadığı konular için geçerli olduğunu söyledi. Suriye’de yaşanan çatışmalara da değinen Merkel, ABD’nin İran nükleer anlaşmasını terk etmesiyle sorunu çözmenin daha da zorlaştığını belirtti.
Merkel, "Var olan anlaşma, hiç anlaşma olmamasından daha iyidir" şeklinde görüş belirtti.Hem Berlin hem de Rusya, 2015 yılında imzalanan anlaşmaya bağlı kalarak, İran'ın taahhütleri yerine getirmesi için çaba göstermeyi hedefliyorlar.
Moskova ile Berlin’in diplomatik temasları yoğunlaştırarak, daha fazla yakınlaşmalarının, Almanya ile ABD arasında siyasi ve ekonomik konularda yaşanan görüş ayrılıklarının artmasına neden olacağı tahmin ediliyor.
Kuzey Akımı projesi Almanya’yı ABD’den uzaklaştırır mı?
Başkan Trump’ın ithal çelik ve alüminyuma koyduğu ek gümrük vergisi ve İran’la iş yapan Alman şirketlerine yaptırım tehdidinin yanısıra, bir diğer riskli konu “Kuzey Akımı 2” projesi.
Rusya’dan Almanya’ya, Baltık Denizi altından iki ayrı boru hattıyla 55 milyar metreküp doğalgaz taşımayı ve 26 milyon hanenin enerji ihtiyacını karşılamayı hedefleyen proje, ABD ile birlikte çok sayıda AB ülkesinin de tepkisini çekiyor.
Polonya, Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna ile Danimarka, Avrupa'nın Rusya'ya enerji bağımlılığının artacağını belirterek, bu projeye baştan beri destek veren Merkel’i eleştiriyorlar. “Kuzey Akım 2”ye birçok çevre örgütü de, denizde yaratacağı kirlilik nedeniyle karşı çıkıyor.
Vladimir Putin, Merkel’le düzenlediği basın toplantısında “Kuzey Akım 2” üzerinden aktarılacak doğalgazdan bağımsız olarak, Ukrayna üzerinden transit gaz aktarımının da süreceğini açıkladı.
Öte yandan Alman basınında çıkan haberlerde, Başkan Trump'ın, geçen Nisan sonunda Washington’da biraraya geldiği Angela Merkel’e projeye desteğini kesmesini istediği ve bu konuda kendisine baskı uyguladığı ileri sürüldü.
Trump’ın boru hatlarının güvenlik endişeleri yarattığını savunduğu, ayrıca Almanya ile Batılı müttefikleri arasında siyasi ihtilafa yol açabileceğini söylediği iddia edildi.
Projenin iptaline karşılık gümrük muafiyetinin devamlılığı pazarlığı
Konuyla ilgili haberlerde, Trump'ın Merkel’in doğalgaz boru hattı projesine verdiği desteği sonlandırması durumunda, ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında gerilime yol açan zamlı gümrük tarifesine muafiyet tanıyabileceğini söylediği belirtildi. Trump, geçen Mart ayında, ABD'nin yabancı ülkelerden ithal ettiği çeliğe yüzde 25, alüminyuma yüzde 10 gümrük vergisi getirmiş, ancak AB ülkelerine geçici muafiyet tanımıştı.
Merkel Çin, Maas ABD yolcusu
Bu arada Merkel’in gelecek hafta Çin’e giderek, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Başbakanla biraraya geleceği açıklandı. Merkel’in üç günlük ziyaretinde, beraberinde çok sayıda bakan ve kalabalık bir iş insanları grubunu götüreceği de öğrenildi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise, gelecek hafta Salı günü Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile biraraya gelecek. Berlin’de yapılan açıklamada, Maas’ın Pompeo’yla yeni gümrük vergisi ve ABD’nin İran nükleer anlaşmasından çıkması konularının ele alınacağı bildirildi.