Almanya’da Hristiyan Birlik partileri arasındaki mülteci anlaşmazlığı son anda aşılırken, Merkel hükümeti de istifanın eşiğinden döndü.
Başbakan Angela Merkel'in küçük koalisyon ortağı Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU) lideri ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in mülteciler konusunda verdiği ültimatom ve istifa tehditlerine rağmen geri adım atmaması sonrasında son bir kez daha bir araya gelen iki lider, mülteciler konusunda uzlaşma sağlayarak göreve devam kararı aldı.
Yanında kimlik belgesi bulunmayan sığınmacılarla diğer Avrupa ülkelerinde kaydı bulunan sığınmacıların Almanya sınırlarından geri çevrilmesini talep eden ve Merkel’in bu talebi kabul etmemesi durumunda istifa edeceğini açıklayarak, koalisyon krizine yol açan İçişleri Bakanı Horst Seehofer, tartışmalı konular üzerinde net bir uzlaşının sağlandığını açıkladı.
Seehofer, Merkel’in önerdiği gibi Akdeniz’den kurtarılan sığınmacıların kabul edilecekleri ve sığınma işlemlerinin görüleceği merkezlerin oluşturulmasına onay verdiğini duyurdu.
Merkel'in mülteci politikasına karşı başkaldıran Seehofer, Merkel’le bir araya gelene dek, AB Zirvesi’nde karara bağlanan bu öneriyi kesinlikle kabul etmeyeceğini ve gerekirse istifa edeceğini açıklamıştı.
Zirvede, kabul merkezlerinin yanısıra AB’nin dış sınırlarının daha iyi korunması yönünde de karar alınmıştı.
Merkel, Seehofer’in talebine, Almanya’nın tek başına hareket etmesinin Avrupa’nın dağılmasına yol açacağı gerekçesiyle de karşı çıkıyordu. Seehofer’in uzlaşmaya yanaşmaması durumunda, partisi CSU'nun da hükümetten çekilerek, Merkel'i düşürme yoluna gitmesi bekleniyordu.
Dört ay önce göreve başlayan Merkel hükümetini istifanın eşiğine getiren ve Alman basını tarafından ‘Merkel’in en uzun 24 saati’ olarak tanımlanan gelişmeler dün akşam saatlerinde Seehofer’in istifasını sunacağı haberiyle başladı.
Seehofer CSU yöneticilerinin büyük çoğunluğunun istifasını kabul etmemesi ve partisinden gelen baskı üzerine önce istifayı geri çekti. Seehofer, ardından sığınmacılar konusunda kendi çizgisini kabul ettirebilmek için Merkel'le son bir görüşme yapana kadar kararını ertelediğini duyurdu.
Berlin’de siyaset kulislerinde Seehofer’in gün içinde istifa edeceği ya da Merkel’in Bavyeralı politikacıyı görevinden alabileceği tahminleri yapılırken, Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schauble iki politikacıyı makamına çağırarak, barıştırmaya çabaladı. Daha sonra ise Merkel ve Seehofer'in yanı sıra kardeş partiler CDU ve CSU’dan 8'er kişinin yer aldığı yetkililer akşam saatlerinde bir araya geldi. Beş saat kapalı kapılar ardında geçen çetin görüşmeler sonrasında basına açıklama yapan Seehofer, kendi taleplerini kabul ettirdiğini savunurken, Merkel "zor günlerden sonra iyi bir çözüme ulaştık. Avrupa çatısı altında ortak hareket etmeyi ve sığınmacıların yönlendirilmesini sağladık" şeklinde bir açıklama yaptı.
Varılan uzlaşıyı değerlendiren uzmanlar, Alman siyasetinde son günlerde yaşanan dalgalanmanın kısa vadeli olarak durumu sakinleştireceğini, ancak Birlik Partileri CDU/CSU arasındaki ortaklığın ve güven ortamının uzun vadeli olarak zarar gördüğünü savunarak, Merkel’in erken seçime gidebileceğini dile getiriyorlar.
Yorumcular, Başbakan Merkel'le 14 yıldır yıldızı barışmayan, 2015'te yüz binlerce mültecinin Almanya'ya girmesine izin verdiği için daha da kızan ve yakın çevresine "Batarsak, Merkel’le birlikte batarız" dediği aktarılan Horst Seehofer'in istifa konusunda kararsız tavrıyla partisi CSU’ya da büyük zarar verdiği görüşünde.
Seehofer’in partisi CSU sadece Bavyera eyaletinde seçimlere giriyor. Tüm analizciler, son günlerde oluşan siyasi kaostan faydalanacak tek partinin ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) olduğu konusunda hemfikir. Anketler sağ popülist partinin Ekim ayında eyalet seçimi yapılacak Bavyera'daki oy oranının yüzde 13'ü, federal çapta ise yüzde 16’yı bulduğunu gösteriyor.