Almanya’da seçimlere dört gün kala, Angela Merkel’in yerine gelecek ismin ülkenin uluslararası ilişkilerine değişim getirip getirmeyeceği merakla beklenen konulardan biri. Merkel, 16 yıllık başbakanlık görevi boyunca Almanya’nın kaderini belirleyen kararlara imza atarken uluslararası alanda, ekonomik ve siyasi krizlerde ağırlığını hissettirdi. Hatta Forbes tarafından defalarca "Dünyanın En Güçlü Kadını" kadını seçildi.
"Bir dostumu ziyarete gelmiş gibi hissediyorum"
Angela Merkel 2005 yılında başbakanlık koltuğuna oturduğunda uluslararası düzeyde pek tanınmıyor, Almanya’nın en önemli ortağı ABD ile ilişkilerde nasıl bir iz bırakacağı henüz bilinmiyordu. 2. Dünya Savaşı sonrasında yeniden kurulduğu 1949 yılından itibaren Almanya’ya geniş bir güvenlik şemsiyesi sunan ABD’ye ilk resmi ziyaretini göreve geldikten üç ay sonra, Ocak 2006’da yapan Merkel, o dönemdeki Başkan George W. Bush'dan ABD’nin desteğinin devamı istedi. Bush ile buluşmasında, "Bir dostumu ziyarete gelmiş gibi hissediyorum" diyerek Amerikan basınının sempatisini toplayan ve Başbakan olduğu dönemde 21 kez ABD’ye giderek, dört Başkan’la tanışan Merkel, sıklıkla Almanya-ABD ilişkilerinin özellikle güvenlik politikaları açısında Berlin için çok hassas bir boyutu olduğunu dile getirdi.
Ancak Merkel'in, Bush ile başlayarak şimdiye kadar tüm başkanlarla sorunlu dönemleri de oldu. George W. Bush’la üç kez bir araya gelen Merkel, 2008 yılında ABD Başkanı'nın Gürcistan ve Ukrayna’yı NATO’ya üye yapma planına karşı çıktı ve Almanya’nın gerekirse böyle bir kararı veto edeceğini söyledi.
Obama'ya Brandenburg Kapısı önünde kampanya konuşması yapma izni vermedi
Barack Obama ile Merkel arasındaki ilişki de önce sorunlu başladı. Merkel, Obama’nın Bush’a karşı başkan adayı olduğu dönemde Berlin’deki dünyaca ünlü Brandenburg Kapısı önünde yapmayı arzuladığı konuşmaya izin vermedi. Obama’nın bu yöndeki talebini eleştiren Merkel, söz konusu konuşmanın Amerikan seçim kampanyasının Almanya’nın ortasında sürdürülmesi anlamına geldiğini öne sürerek buna karşı tavır aldı. Bunun üzerine Obama, Berlin Zafer Anıtı’nın önünde konuştu ve birçok siyasi yorumcuya göre bu konuşmayla daha sonraki seçim zaferinin temelini attı.
Obama’nın seçildiği dönemde, dünya çapında kendini hissetiren mali kriz iki siyasetçiyi ortak çalışmaya zorladı. Alman siyaset yorumcularına göre Merkel ve Obama, karşılıklı desteğe ihtiyaçları olduğunu çabuk kavradılar. Obama, Merkel'in Avrupa'nın istikrar çapası olduğunu açıkça dile getirirken, Merkel de Obama'nın güvenilir bir ortak olduğunu sıklıkla ifade etti.
"Dostlar birbirlerine karşı casusluk yapar mı?"
ABD Ulusal Güvenlik Dairesi'nin (NSA) Merkel'i dinlediğinin ortaya çıkmasının ardından Almanya Başbakanı Obama'ya sitemini "Dostlar birbirlerine karşı casusluk yapar mı?" diyerek gösterdi, buna rağmen iki siyasetçi Obama’nın Başkanlık döneminin sona erdiği 2016’ya kadar çok sıkı bir şekilde çalıştılar. Hatta Alman analizciler, 2017’deki Almanya seçimleri öncesinde, Merkel'in isteksiz olmasına rağmen Obama'nın onu dördüncü kez seçime girmeye ikna ettiğini bile iddia ettiler.
Trump'la ilişkiler ABD-Almanya bağını kopma noktasına getirdi
Başkan Donald Trump dönemi ise Almanya ve ABD arasındaki ilişkileri hiç olmadığı oranda, neredeyse kopma noktasına getirdi. Trump, seçim kampanyası döneminde "Almanya’ya çok sayıda göçmeni kabul etmekle büyük hata yaptı" şeklindeki sözleriyle Merkel’i eleştirmişti. Daha sonra Trump’ın seçilmesini, "Başkalarına güvenebileceğimiz dönemler artık geride kaldı" şeklinde yorumlayan Merkel’in, ABD Başkanı’nın ve AB üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen Rus doğal gazını Baltık Denizi üzerinden AB'ye taşıyacak olan Kuzey Akım 2 projesinden vazgeçmemesi, Trump yönetimininin sert tepkilerine neden oldu.
Mart 2017’de Merkel’i Beyaz Saray’da ilk kez ağırlayan Trump’ın, Oval Ofis’teki görüşmede Almanya Başbakanı’nın elini sıkmaması ikili buluşmaya damgasını vurdu. Bu tutum Berlin’de ciddi soru işaretleri oluşmaya başlarken Trump, Merkel’i, Almanya’nın savunma harcamalarının yetersiz olduğu gerekçesiyle eleştirdi ve Berlin’in NATO’ya "bir milyar dolar" borçlu olduğunu öne sürdü. ABD Başkanı’nın, Almanya'daki Amerikan askerlerinin sayısının 34 bin 500'den 25 bine düşürüleceğini açıklaması sonrasında, ilişkilerinde soğuk rüzgarlar esmeye başladı.
Biden'la yeniden iyileşme dönemi
ABD ile Almanya arasındaki ilişkiler 2021 yılı başında başkanlık görevini Joe Biden'in devralması ile yeniden iyileşme sürecine girdi. Biden'ın Washington'a davet ettiği ilk Avrupalı lider Merkel oldu. Biden ayrıca Merkel'in siyasi mirasını "tarihi" olarak nitelendirdi. ABD Başkanı'nın göreve geldikten sonra uluslararası konularda çok taraflı işbirliğine verdiği önemi ve Batı ittifaklarına olan
bağlılığını defalarca vurgulaması, Almanya Başbakanı tarafından olumlu şekilde yorumlandı. Merkel ve Biden’ın ortak politik noktalarının ağır bastığı, Corona virüsü pandemisine karşı mücadele, küresel ısınma ve dünyadaki göç hareketleri konusunda aynı görüşleri paylaştıkları dikkat çekti.
Merkel sonrasında onun yerine geçecek ismin kim olacağı, 26 Eylül akşamı sandıkların açılması ile belirlenecek. Anketler sosyal demokrat Scholz’un, Merkel’in de üyesi olduğu Birlik Partileri CDU/CSU adayı Armin Laschet’in önünde olduğunu gösteriyor. Berlin’deki yorumcular, Merkel’in koltuğuna kim oturursa otursun, Almanya’nın ABD ile ilişkileri bozma gibi bir lüksü olmadığını ve genel hatları ile son 16 yılda izlenen siyasi çizginin çok fazla değişmeyeceğini iddia ediyorlar.