Angela Merkel dördüncü başbakanlık döneminin en önemli hedefleri arasında Avrupa Birliği’ni güçlendirmek olduğunu sürekli vurguluyor. Başbakanlık koltuğuna oturmadan "Avrupa'da yeni bir başlangıca ihtiyaç var. Avrupa için yeni bir başlangıç aynı zamanda Almanya için de yeni bir başlangıç olacak" diye konuşan Merkel, AB’nin barış, özgürlük ve refah içerisinde iyi bir geleceğin en büyük garantisi olduğunu savunuyor.
‘Avrupa‘ sözcüğü yeni hükümet programında 298 kere anılırken, Merkel Brexit sonrası İngiltere’nin olmadığı bir AB yolunda Fransa ve Polonya’yla sıkı bir işbirliği arzuladığını da ifade ediyor. Bu açıdan Merkel’in göreve geldikten sonra ilk iki ziyaretini önce Paris’e, hemen sonra ise Varşova’ya gerçekleştirmesi dış politikaya yönelik önemli bir mesaj olarak yorumlanıyor.
Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la bir araya geldikten sonra, "Avrupa Birliği’nde bir yenileşmeyi sağlamak için Almanya-Fransa’nın dinamizmi şarttır" derken, Varşova’daki temasları ise siyasi analizcilere göre pek iyi geçmedi.
Polonya ile aşılması gereken sorunlar
Merkel ve Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, ikili ilişkileri ve AB çatısı altındaki işbirliğini daha da geliştirmeyi arzu ettiklerini açıkladılar. Ancak Polonya ile Almanya arasında derin sorunların bulunduğu ve Merkel’in bunları son ziyaretinde de çözemediği Berlin’deki siyasi kulislerde dillendirilen bir durum. Almanya 20 yılı aşkın bir süredir Polonya’nın en önemli ticaret ortağı, aynı zamanda Alman ve Leh hükümetleri, düzenli aralıklarla bir araya gelip ortak kabine toplantılarında görüşüyor. İki ülkenin sığınmacılar politikalarındaki farklılıklar, Polonya'daki hukuk reformu ve Varşova‘nın Berlin'den savaş tazminatı istemesi ilişkileri son iki yılda iyice bozdu.
Polonya’da rahatsızlık yaratan konulardan biri de Kuzey Akım-2 Doğalgaz Boru Hattı. Merkel, boru hattının Rus doğalgazını Almanya’ya doğrudan taşıması ve Ukrayna’nın da gaz konusunda bir transit ülke kalmasını arzularken, Polonya buna karşı çıkarak gazın Ukrayna ve Polonya’da da dağıtımını arzuluyor.
Polonya savaş tazminatı istiyor
Varşova ile Berlin arasında gerilime neden olan belki en önemli konu ise Polonya’nın Almanya’ya yönelik tazminat talebi. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ve Başbakan Morawiecki dahil ülkenin önde gelen siyasilerin dile getirdiği tazminat talebi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman Nazilerin işgal kuvvetlerinin ülkeye verdiği tahribat için isteniyor. Polonya, 1945’e dek süren Alman işgali sırasında, nüfusunun beşte birine denk gelen 5,5 milyon vatandaşını kaybederken, başkent Varşova dahil birçok şehir ve kasaba yerle bir oldu.
Bilirkişi raporlarında dile getirilen tazminat miktarı en az 48 milyar Euro. Bazı raporlarda Almanya’dan 690 milyar Euro tutarında bir ödeme talep edilmesi isteniyor. Alman hükümeti ise, tazminatların 1953’te, o dönemde Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşmalarla kapandığını belirterek, konunun geçmişte karara bağlandığını savunuyor. Savaş sonrası, taraflar Sovyetler Birliği'nin Almanya’dan tazminat alması ve bunun bir kısmını Polonya'ya ödemesi konusunda anlaşmış, Sovyetler 1953'de tazminat iddiasından vazgeçmeye karar vermişti.
Polonya ise o yıllarda ulusal egemenliğe sahip olmadığı savunarak, Almanya’nın tazminat sözünün geçerliğini sürdürdüğü görüşünde. Nitekim Merkel’in ziyaretinin hemen ardından bir açıklama yapan Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowic, bu yıl içinde Amerikan mahkemelerine başvurarak tazminat için hukuki girişimde bulunacaklarını açıkladı.
Polonya ile Almanya arasındaki ilişkileri zorlayan bu tartışmaların, Angela Merkel’in, daha güçlü ve birleşik AB planını olumsuz etkileyebileceği tahmin ediliyor.