Amerikan fast-food restoran zinciri McDonald's ürünlerinde görülen kolibasili (E. coli) salgınının muhtemel kaynağı olarak kıyılmış çiğ soğanın gösterilmesinin ardından ABD'nin önde gelen restoranları, taze soğanı menülerinden geçici olarak çıkarma kararı aldı.
Kolibasili krizi, restoranlar için sebzeleri mikrop kontaminasyonundan uzak tutmanın et ürünlerine kıyasla daha zor ve büyük bir mesele olduğunu ortaya koyuyor.
ABD Tarım Bakanlığı Çarşamba günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, McDonald's'ın Ortabatı ve bazı Batı eyaletlerinde 49 kişiyi hasta eden ve bir kişinin ölümüne neden olan kolibasili salgınında kontaminasyon kaynağının kıyılmış taze soğan olabileceğini açıklamıştı.
Bunun üzerine McDonald's, ABD'deki 14 bin restoranının beşte birinde taze soğan kullanılan Quarter Pounder hamburgerini menüden çıkardı.
İlgili Haberler Ürünlerinde kolibasili bulunan McDonalds gıda güvenliğini geliştirme sözü verdi; yeni vakaların ortaya çıkması bekleniyorGeçtiğimiz yıllarda, bir başka fast-food restoran zinciri olan Jack in the Box hamburgerleriyle bağlantılı bir kolibasili salgını, 170'ten fazla kişinin hastanede tedavi altına alınmasına ve dört kişinin ölümüne yol açmıştı.
Uzmanlar, ABD federal sağlık yetkililerinin sığır eti kaynaklı hastalıkları engellemek için harekete geçmesi sonucu, et tüketimi bağlantılı salgınların çok daha nadir görülmeye başlandığını söylüyor.
“Hastalıkların taze sebzelerden bulaşmasını önlemek çok daha zor”
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve ABD Tarım Bakanlığı'nda gıda güvenliği çalışmalarına katılan ve gıdalardan bulaşan hastalıkların önlenmesi için faaliyet gösteren “STOP Foodborne Illness” adlı kar amacı gütmeyen kuruluşta görev yapan avukat Mike Taylor, “Taze sebzeler çok daha zor bir sorun” diyor.
Uzmanlar, en büyük farkın, sığır etinin pişirilmesi, taze sebzelerin ise pişirilmemesi olduğunu söylüyor. Rutgers Üniversitesi gıda bilimi ve güvenliği uzmanı Donald Schaffner, doğru pişirmenin, kontaminasyona karşı “sihirli bir dokunuş” olduğunu söyledi.
Uzmanlar, büyük ölçekli endüstriyel ürünlerin yıkandığını, sterilize edildiğini ve sığır etine benzer şekilde test edildiğini, ancak testlerin yeterince düşük seviyedeki kontaminasyonu yakalayamadığını söylüyor.
Sebzeler genellikle açık havada yetiştiriliyor ve burada yaban hayatı ya da tarlaların yakınındaki besi çiftliklerinde bulunan büyük ve küçükbaş hayvanların dışkıları sulama suyuna ya da sel sularına karışabiliyor.
Kolibasili hayvanların bağırsaklarında bulunan bir bakteri türü. Gıda güvenliği uzmanı Mansur Samadpour, sığırlarda diğerlerine göre daha fazla kolibasili bulunduğunu, ancak kazlarda, domuzlarda, geyiklerde ve diğer hayvanlarda da tespit edildiğini söyledi.
Rutgers Üniversitesi’nden gıda bilimi ve güvenliği uzmanı Donald Schaffner, kontaminasyonun işlenmemiş gübre veya mikrop bulaşmış sulama suyu kullanımından, soğanların kolibasili bulaşacak şekilde bekletilmesinden veya dilimlenmesinden kaynaklanabileceğini söyledi.
Gıda sektörü için laboratuvar hizmetleri veren IEH Laboratuvarları and Danışmanlık Grubu'nun CEO'su Mansur Samadpour, ABD Tarım Bakanlığı yetkililerinin sığır etinin daha güçlü test edilmesi konusunda ısrarcı olduğunu söyledi.
Samadpour, “Geçmişte ayda bir ya da iki kez sığır etini piyasadan çekme açıklamaları yapılırken şimdi bu çağrı, yılda bire ya da üç yılda bire geriledi” dedi.
Benzer titiz testler ürünlere de uygulanıyor ve fast-food zincirleri ve diğer şirketler genellikle bunu tedarikçilerinden talep ediyor. Ancak testler her mikrobu tespit edemiyor. Samadpour, ürün ne kadar temizse tespit edilmesinin de o kadar zor olduğunu söyledi.
Daha sıkı denetim ve kurallar
Hem McDonald's hem de etkilenen eyaletlerdeki taze soğan tedarikçisi Taylor Farms, büyük ve sofistike şirketler olarak biliniyor ve gıda güvenliği uzmanları tarafından güvenli uygulamaların standart belirleyicileri olarak kabul ediliyor.
Şirket sözcüleri, McDonald's tedarikçilerinin ürünleri sık sık test ettiğini ve bunu Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından salgın için verilen tarih aralığında yaptığını ve hiçbirinin son salgındaki kolibasili türünü tespit etmediğini söyledi.
Fast-food zinciri Wendy's 2022 yılında, CDC'nin onlarca kişiyi hasta eden kolibasili salgınının kaynağı olduğundan şüphelenmesinin ardından çeşitli eyaletlerdeki restoranlarında kullandığı marulları piyasadan çekmişti.
2006 yılında bir başka fast-food zinciri olan Taco Bell'in kullandığı marullar 71 kişiyi hasta eden kolibasili salgınının muhtemel kaynağı olarak tanımlanmıştı.
Kontaminasyon, kolibasili ve salmonella gibi mikropların da ötesine geçebilir. McDonald's daha önce 2018 yılında salatalarıyla bağlantılı olarak yaklaşık 400 kişinin hastalandığı bir parazit salgınıyla da mücadele etmişti.
2011'deki Gıda Güvenliği Modernizasyon Yasası, Gıda ve İlaç İdaresi'nin (FDA) meyve ve sebzelerin güvenli üretimi ve hasadı için standartlar oluşturmasını gerektirmişti. Rutgers Üniversitesi'nden Schaffner, FDA'nın daha önce fazla düzenlemeye tabi olmayan çiftlik ürünleri için düzenlemeler getirdiğini söyledi.
Schaffner, “Çoğu zaman bir halk sağlığı sorunu ya da gıda güvenliği sorunu yaşarız ve sonunda Kongre tepki verir ve düzenlemeler getirilir” dedi.
Eski FDA yetkilisi Taylor, sığır eti kontaminasyonunun hükümet düzenlemeleri yoluyla az çok çözüldüğünü, ancak ürünlerin güvenliğini arttırmanın McDonald's ve diğer fast-food zincirleri gibi şirketlere bırakılmasının en iyisi olduğunu söyledi.
Taylor, fast-food zincirleri ve süpermarketlerin tedarikçilerinden bekledikleri standartları toplu olarak “modernize edip ve uyumlu hale getirebileceklerine” inanıyor.
Gıda güvenliği uzmanı Mansur Samadpour, “Mikropları kesin olarak yok edebilecek tek şey radyasyondur, ama kimse bunu istemiyor” dedi. Satılan ürün miktarları göz önüne alındığında bu pratik bir çözüm değil. Ayrıca birçok insan için radyasyonun gıdaya uygulanması fikrinden rahatsızlık duyuyor.