Mardinli kadınların elinden çıkan gül yağı dünyaya satılıyor

Gül tarlasında çalışan kadınların bir bölümü daha önce çalışmak için başka illere giderken, artık evlerinin önünde çalışıyor.

Türkiye’de Isparta’da yetişen, yağı ve suyu kozmetik alanından kullanılan güller, Mardin’de de yetiştirilmeye başlandı. 700 dekar alanda yetiştirilen güller, kadınlar tarafından toplanıyor. Güller Yaylabaşı Köyünde kurulan fabrikada işlenerek gül suyu ve gül yağı elde ediliyor. Gül yağı Fransa, İngiltere ve Amerika’ya satılıyor.

Your browser doesn’t support HTML5

Mardinli kadınların elinden çıkan gül yağı dünyaya satılıyor


Mardin kent merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan Yaylabaşı Köyü’nden bugünlerde gül kokuları yükseliyor. Aslında sadece köyden değil, bölgeye gelenlerin birçoğu da gül kokuyor. Kokuların kaynağı köyün hemen dışındaki 700 dekarlık gül bahçesi. Binlerce gül fidanının bulunduğu bahçede çoğu kadın 400’e yakın kişi gül topluyor. Sabahın ilk ışıklarıyla bahçeye gelen kadınlar, yeni açmış gülleri özenle toplayarak çuvallara dolduruyor. Gül dolu çuvallar ise işlenmek üzere köydeki fabrikaya götürülüyor. Burada işlenen güllerden gül suyu ve gül yağı elde ediliyor.

Türkiye’nin sayılı endüstriyel gül merkezlerinden biri olmaya aday Mardin’de gül, yeni bir gelir kapısı açtı. Proje aslen Mardinli olan müzisyen Berdan Mardini tarafından hayata geçirildi. Önce Isparta’dan getirilen Rosa Damascena gül fidanları, 700 dekar alana ekildi. Gül fidanları büyümeye devam ederken bir yandan da fabrika kuruldu. Güller işlenecek kadar büyüdükten sonra üretim başladı.

Isparta’dan getirilen gül fidanları Yaylabaşı Köyündeki 700 dekar alana ekildi.

Mardin’den dünyaya gül suyu

Güllerin işlendiği Berdan Mardini Kozmetik Firması’nın Genel Müdürü Abdullah Karademir, gül suyu ve yağının bölge için yeni bir sektör olduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Karademir, gül yetiştiriciliğinin hem bölge halkına hem yatırımcıya kazandıracağını söyledi. Gül yağına Türkiye’den fazla talep olmadığını dile getiren Karademir, “Türkiye'de az miktarda tüketiliyor. Dünya piyasasında Avrupa ve Amerika'da tüketim imkanı buluyor. Gül yağının genel olarak ihraç edildiği yerler Avrupa ve Amerika, bizim de İngiltere'ye, Amerika'ya ve Fransa'ya ihracatımız var” dedi.

Bu yılki beklentilerini de açıklayan Karademir, “Bu seneki rekolteden söz edersek bir fikir edinebiliriz. Bu sene ki şurada 20 günümüz kaldı, hasat bitmiş olacak, 120 ton beklentimiz var. Dört ton gül işlendiğinde bir kilo yağ elde ediliyor” diye konuştu.

Köydeki fabrikada hem gül yağı hem gül suyu üretiliyor.

Gül üretiminin çevre köylerde yaşayanlara da gelir kapısı olabileceğini anlatan Karademir, “Yatırımcı için uzun vadede getirisi olacaktır. Ama buranın ahalisi için, bölge halkı için çok büyük değeri, büyük faydası olduğunu net olarak söyleyebilirim. İşte görüyoruz, şu anda hasat yapan yüzlerce insanımız var. Buradan evlerinden uzaklaşmadan ekmeklerini kazanıyorlar, mevsimlik de olsa. Bu ve benzeri bölge halkına çok büyük faydası olacaktır uzun vadede. Şu anda bile birkaç kişi deneme mahiyetinde, kimisi 10 dekar, kimisi 15 dekar gül bitkisini dikmeye başladılar” şeklinde konuştu.

Kadınlar için gelir kapısı oldu

Gül bahçelerinde büyük bölümü kadınlardan oluşan 400’e yakın işçi çalışıyor. Yaylabaşı ve çevre köylerden gelenlerin yanı sıra yakın ilçelerden de gül toplamaya gelenler var. Bunlardan biri de Esma Karatay. VOA Türkçe’ye konuşan Karatay, yıllarca çalışmak için batı illerine gitmek zorunda kaldıklarını söyledi. Kendi evine yakın bir yerde çalışmaktan mutlu olduğunu vurgulayan Karatay, şunları söyledi: “Altı yıl Manisa’da kaldım. Pamuk çapalıyorduk, pamuk topluyorduk. Şimdi kapımızın önünde, burası daha güzel. Orada eski evlerde kalıyorduk, pislik içindeydi, çöp doluydu. Şimdi evimizdeyiz. Çalıştıktan sonra evimize dönüyoruz”

Kadınların topladığı güller çuvallarla fabrikaya gönderiliyor.

55 yaşındaki Şükriye Esen de Karatay gibi tarım işçisi olarak yıllarca başka illere gitmiş. Esen, tarım yatırımlarının artmasıyla başka illere gitmeye gerek kalmadığını ifade ederek “Şimdi kendi memleketimizde çalışıyoruz. Pamuk çapalıyoruz, tütün topluyoruz. Buradaki gibi gül topluyoruz. Ne iş olsa eşlerimize ve çocuklarımıza yardım edip geçiniyoruz. Şimdi iyidir çünkü evimizdeyiz. Saat 1 olunca işimiz bitecek evimize gideceğiz, rahatımıza bakacağız” dedi.

Rosa Damascena ya da Isparta Gülü

Aslında bölge gül kokusuna yabancı olmasa da Yaylabaşı Köyü’ndeki güller farklı bir tür. Rosa damascena ya da Isparta Gülü, olarak bilinen tür Rosa gallica ile Rosa moschata türlerinden elde edilmiş melez bir gül türü. Gül yağı elde etmek için Isparta ve Burdur yörelerinde yetiştiriliyor.

İlgili Haberler İlk kez görenlerin ‘cennetten bir köşe’ dediği Mardin’in Beşdeğirmen Köyü ilgi bekliyor