Washington’da düzenlenen bir konferansta Adalet ve Kalkınma Partisi ve Türk hükümetiyle İran arasındaki ilişkiler gündeme geldi
WASHINGTON —
Türkiye’yi yakından takip eden uzmanlar, Partilerüstü Politika Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye’deki yerel seçimler ve sonuçları” başlıklı toplantıda bir araya geldi. Erdoğan’ın olası cumhurbaşkanlığı adaylığından, genel seçimlere birçok başlığın ele alındığı toplantıda en dikkat çeken konulardan biri, Adalet ve Kalkınma Partisi’yle İran ilişkisi oldu.
Alan Makovsky: ‘İsrail’in durdurduğu İran gemisinin kaptanı Türk’
“Orada büyük bir mesele var. Ehud Barak Savunma Bakanı olduğu dönemde söylediğini reddetmediği bir şey var o da ‘Hakan Fidan’ın İran yanlısı’ olduğu. Evet hiçbirimiz ne olduğu bilmiyoruz belki, ama dedikodular sürüyor. Gazze'ye silah taşıdığı gerekçesiyle geçen hafta İsrail tarafından el konulan ve İran'a ait olduğunu iddia ettiği geminin kaptanı bir Türk’tü. Bence bunu sadece bir tesadüf olarak göremeyiz.”
Eric Edelman: ‘Bakanlara para transferi iddiası önemli’
Amerika’nın eski Türkiye Büyükelçilerinden Eric Edelman, 17 Aralık iddialarına şu sözlerle değindi:
“Erdoğan’ın 17 Aralık iddialarını ortadan kaldırmak için yargı ve polisin yeniden yapılandırılması için sarf ettiği çabalar bir yana, Türk hükümetinin bazı bakanlarına İranlı bir aracı tarafından açıkça para transfer edildiği yönünde rahatsız edici bir gerçek de ortada duruyor. Ben Amerikan hükümeti adına konuşamam ama yönetimin buna tepkisiz kalacağını düşünmek doğru olmaz. Çünkü iddiaların bazıları, İran’a uygulanan ambargonun delinmesiyle ilgili. Dolayısıyla, Erdoğan her ne kadar 17 Aralık iddialarını yok etmek istese de, bu durum kendisi için sorun teşkil etmeye devam edecek.”
Kutuplaşma uyarısı
Toplantıda, Türkiye’deki yerel seçimler, son gelişmelerin oylara etkisi ele alındı. Amerika’nın eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman, Melih Gökçek’in tekrar seçildiği Ankara’da seçim sırasında usulsüzlük izlenimi veren ciddi şüphelerin gündeme geldiğine dikkat çekerek, toplumda seçim sonrası kutuplaşma ve bölünme yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Makovsky’den ‘kedi’ göndermesi
Amerikan Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu’nun eski danışmanlarından Alan Makovsky, ise yolsuzluk oranının yüksek olduğu ülkelerde, seçimlere etkinin azaldığına dikkat çekti. Amerikalı uzmanın, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Türkiye’de seçim günü yaşanan elektrik kesintilerine kedinin neden olduğunu hatırlatması, salonda gülüşmelere neden oldu.
Erdoğan’ın 17 Aralık süreciyle mümkün olabilecek en büyük zorlukla karşı karşıya kaldığını da savunan Makovsky, ancak Erdoğan’ın bundan sıyrılabildiğini vurguladıktan sonra “Kabul etmelisiniz ki bu çok büyük bir başarıdır,” diye konuştu.
Svante Cornell: ‘Basına sistematik baskı var’
İpek Yolu Çalışmaları Programı Araştırma Direktörü Svante Cornell ise yolsuzluk iddiaları sonrası yaşanan gelişmelerin Türkiye’de iktidar partisinin işleyiş şeklini ortaya koyduğunu söyledi. Erdoğan’ın medya organlarına, basın özgürlüğünü zedeleyecek ölçüde sistematik baskı uyguladığını savundu. Cornell, Türkiye’de yerel seçimler öncesinde bu baskıcı tutumun iyiden iyiye hissedildiğini ve bu nedenle de eşit rekabet ortamının ortadan kalkarak, adil bir seçim yapılması için uygun zemin oluşmadığını kaydetti.
‘Balkon konuşması sözlü şiddetti’
Başkent Washington’da Türkiye’yi en iyi tanıyan uzmanlardan Alan Makovsky 30 Mart’ı, ilk kez bu kadar yüksek oranda usulsüzlük şüphesinin yer aldığı bir seçim olarak niteledi. Ancak bu iddiaların, galibiyetin tamamen şaibeli olduğu anlamına gelemeyeceğini vurguladı.
Makovsky, Erdoğan’ın balkon konuşmasını çok sert bulduğunu ise şu sözlerle ifade etti. “Erdoğan’dan gelen ‘sözlü şiddet’ bence çok rahatsız edici. Ölen bir gence terörist demesi, ODTÜ’lü öğrencileri terörist ilan etmesi hem rahatsız edici hem de onu pek çok açıdan ‘kestirmesi güç’ kılıyor ve bunun da sadece iç siyaset açısından değil, dış politika açısından da endişe verici olduğunu düşünüyorum.”
Partilerüstü Politika Merkezi ile ilgili detaylı bilgiere bu linkten ulaşabilirsiniz: http://bipartisanpolicy.org/
Alan Makovsky: ‘İsrail’in durdurduğu İran gemisinin kaptanı Türk’
“Orada büyük bir mesele var. Ehud Barak Savunma Bakanı olduğu dönemde söylediğini reddetmediği bir şey var o da ‘Hakan Fidan’ın İran yanlısı’ olduğu. Evet hiçbirimiz ne olduğu bilmiyoruz belki, ama dedikodular sürüyor. Gazze'ye silah taşıdığı gerekçesiyle geçen hafta İsrail tarafından el konulan ve İran'a ait olduğunu iddia ettiği geminin kaptanı bir Türk’tü. Bence bunu sadece bir tesadüf olarak göremeyiz.”
Eric Edelman: ‘Bakanlara para transferi iddiası önemli’
Amerika’nın eski Türkiye Büyükelçilerinden Eric Edelman, 17 Aralık iddialarına şu sözlerle değindi:
“Erdoğan’ın 17 Aralık iddialarını ortadan kaldırmak için yargı ve polisin yeniden yapılandırılması için sarf ettiği çabalar bir yana, Türk hükümetinin bazı bakanlarına İranlı bir aracı tarafından açıkça para transfer edildiği yönünde rahatsız edici bir gerçek de ortada duruyor. Ben Amerikan hükümeti adına konuşamam ama yönetimin buna tepkisiz kalacağını düşünmek doğru olmaz. Çünkü iddiaların bazıları, İran’a uygulanan ambargonun delinmesiyle ilgili. Dolayısıyla, Erdoğan her ne kadar 17 Aralık iddialarını yok etmek istese de, bu durum kendisi için sorun teşkil etmeye devam edecek.”
Kutuplaşma uyarısı
Toplantıda, Türkiye’deki yerel seçimler, son gelişmelerin oylara etkisi ele alındı. Amerika’nın eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman, Melih Gökçek’in tekrar seçildiği Ankara’da seçim sırasında usulsüzlük izlenimi veren ciddi şüphelerin gündeme geldiğine dikkat çekerek, toplumda seçim sonrası kutuplaşma ve bölünme yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Makovsky’den ‘kedi’ göndermesi
Amerikan Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu’nun eski danışmanlarından Alan Makovsky, ise yolsuzluk oranının yüksek olduğu ülkelerde, seçimlere etkinin azaldığına dikkat çekti. Amerikalı uzmanın, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Türkiye’de seçim günü yaşanan elektrik kesintilerine kedinin neden olduğunu hatırlatması, salonda gülüşmelere neden oldu.
Erdoğan’ın 17 Aralık süreciyle mümkün olabilecek en büyük zorlukla karşı karşıya kaldığını da savunan Makovsky, ancak Erdoğan’ın bundan sıyrılabildiğini vurguladıktan sonra “Kabul etmelisiniz ki bu çok büyük bir başarıdır,” diye konuştu.
Svante Cornell: ‘Basına sistematik baskı var’
İpek Yolu Çalışmaları Programı Araştırma Direktörü Svante Cornell ise yolsuzluk iddiaları sonrası yaşanan gelişmelerin Türkiye’de iktidar partisinin işleyiş şeklini ortaya koyduğunu söyledi. Erdoğan’ın medya organlarına, basın özgürlüğünü zedeleyecek ölçüde sistematik baskı uyguladığını savundu. Cornell, Türkiye’de yerel seçimler öncesinde bu baskıcı tutumun iyiden iyiye hissedildiğini ve bu nedenle de eşit rekabet ortamının ortadan kalkarak, adil bir seçim yapılması için uygun zemin oluşmadığını kaydetti.
‘Balkon konuşması sözlü şiddetti’
Başkent Washington’da Türkiye’yi en iyi tanıyan uzmanlardan Alan Makovsky 30 Mart’ı, ilk kez bu kadar yüksek oranda usulsüzlük şüphesinin yer aldığı bir seçim olarak niteledi. Ancak bu iddiaların, galibiyetin tamamen şaibeli olduğu anlamına gelemeyeceğini vurguladı.
Makovsky, Erdoğan’ın balkon konuşmasını çok sert bulduğunu ise şu sözlerle ifade etti. “Erdoğan’dan gelen ‘sözlü şiddet’ bence çok rahatsız edici. Ölen bir gence terörist demesi, ODTÜ’lü öğrencileri terörist ilan etmesi hem rahatsız edici hem de onu pek çok açıdan ‘kestirmesi güç’ kılıyor ve bunun da sadece iç siyaset açısından değil, dış politika açısından da endişe verici olduğunu düşünüyorum.”
Partilerüstü Politika Merkezi ile ilgili detaylı bilgiere bu linkten ulaşabilirsiniz: http://bipartisanpolicy.org/