WASHINGTON —
Başta Barış ve Demokrasi Partisi olmak üzere, Kürt hareketleri, Gezi Parkı protestolarının başından bu yana dışında kalmayı tercih etti.
Çevreci kaygılarla başlayan, ancak polisin Taksim Gezi Parkı’ndaki eylemcilere orantısız güç kullanmasıyla büyük bir öfke doğuran ve Türkiye’nin birçok bölgesine yayılan gösteriler, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin özellikle son politikalarına karşı genel bir tavır ortaya koydu. Aynı şekilde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son on yıllık iktidarı boyunca daha otoriter hale geldiği kanısı yayıldı.
Belli bir siyasi ideolojiye tutunmayan gösteriler genel anlamda “özgürlüklerin geri alınmaya çalışması” izlenimi yaratıyor. Zaman zaman siyasi gruplarla polis arasında sert çatışmalar yaşansa da, uzmanların da çoğunlukla katıldığı ve son kamuoyu yoklamalarının da ortaya koyduğu gibi, göstericilerin çoğu siyasi görüş temsil etmedi, eylemleri sahiplenmek isteyen siyasi oluşumları da dışladı.
Eylemlere Kürtler bireysel olarak katılsa da, Kürt siyasi oluşumları Gezi Protestoları’nda aktif bir tavır almayı reddetti. Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar’a göre bunda birkaç neden yatıyor. Kürtlerin yıllardır zaten benzer mücadeleler verdiğini, çok sayıda bireyini sert polis müdahalelerinde kaybettiğini hatırlatan Aktar, özellikle Barış Süreci’nin başladığı bir dönemde Kürtlerin “provokasyon kaynağı” olarak görülmekten kaçınmasından dolayı Gezi Parkı eylemlerine katılmadığını söylüyor. Aktar, bu şekilde hükümetin, pazarlık yapmak istediği Kürtlerden ödün koparma olasılığının azaldığına işaret ediyor.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Aktar, ayrıca eylemlere katılan ve Kürtleri dışlamakla suçladığı Cumhuriyet Halk Partisi, İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Partisi gibi sol hareketlerin bile, Gezi Parkı eylemcileri tarafından dışlandığını söylüyor.
Gezi Parkı protestolarının “demokratik ve sivil bir eylem olarak kendiliğinden geliştiğinin” altını çizen Mehmet Emin Aktar, eylemcilerin “yurttaşlık bilinciyle hareket ettiğini” belirtiyor.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar’la Amerika’nın Sesi Kürtçe Bölümü’nden Mutlu Çiviroğlu’nun yaptığı söyleşiyi, aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
Çevreci kaygılarla başlayan, ancak polisin Taksim Gezi Parkı’ndaki eylemcilere orantısız güç kullanmasıyla büyük bir öfke doğuran ve Türkiye’nin birçok bölgesine yayılan gösteriler, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin özellikle son politikalarına karşı genel bir tavır ortaya koydu. Aynı şekilde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son on yıllık iktidarı boyunca daha otoriter hale geldiği kanısı yayıldı.
Belli bir siyasi ideolojiye tutunmayan gösteriler genel anlamda “özgürlüklerin geri alınmaya çalışması” izlenimi yaratıyor. Zaman zaman siyasi gruplarla polis arasında sert çatışmalar yaşansa da, uzmanların da çoğunlukla katıldığı ve son kamuoyu yoklamalarının da ortaya koyduğu gibi, göstericilerin çoğu siyasi görüş temsil etmedi, eylemleri sahiplenmek isteyen siyasi oluşumları da dışladı.
Eylemlere Kürtler bireysel olarak katılsa da, Kürt siyasi oluşumları Gezi Protestoları’nda aktif bir tavır almayı reddetti. Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar’a göre bunda birkaç neden yatıyor. Kürtlerin yıllardır zaten benzer mücadeleler verdiğini, çok sayıda bireyini sert polis müdahalelerinde kaybettiğini hatırlatan Aktar, özellikle Barış Süreci’nin başladığı bir dönemde Kürtlerin “provokasyon kaynağı” olarak görülmekten kaçınmasından dolayı Gezi Parkı eylemlerine katılmadığını söylüyor. Aktar, bu şekilde hükümetin, pazarlık yapmak istediği Kürtlerden ödün koparma olasılığının azaldığına işaret ediyor.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Aktar, ayrıca eylemlere katılan ve Kürtleri dışlamakla suçladığı Cumhuriyet Halk Partisi, İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Partisi gibi sol hareketlerin bile, Gezi Parkı eylemcileri tarafından dışlandığını söylüyor.
Gezi Parkı protestolarının “demokratik ve sivil bir eylem olarak kendiliğinden geliştiğinin” altını çizen Mehmet Emin Aktar, eylemcilerin “yurttaşlık bilinciyle hareket ettiğini” belirtiyor.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar’la Amerika’nın Sesi Kürtçe Bölümü’nden Mutlu Çiviroğlu’nun yaptığı söyleşiyi, aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.
Your browser doesn’t support HTML5