Yaklaşık sekiz aydır Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Hakkında "terör örgütü üyesi olmak" ve "terör örgütü kurmak ve yönetmek" iddialarıyla dava açılan Müftüoğlu, Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı.
Heyet başkanının izinli olması nedeniyle başka bir hakimin görev aldığı duruşma, Müftüoğlu’nun savunmasıyla başladı.
Müftüoğlu, hakkında hazırlanan iddianamenin "mesleği karartmak" amacıyla düzenlendiğini savunarak, iddianamede yer alan açık tanık beyanlarını reddetti.
Tanığın örgütte eğitim gördüğüne ilişkin iddiasının emniyette kurgulandığını söyleyen Müftüoğlu, mesleki çalışmalarının suç delili sayıldığını ifade etti.
Müftüoğlu’nun savunmasının ardından görüşü sorulan savcı sanığın tutukluluk halinin devamını istedi. Söz alan Avukat Resul Temur, açık tanık Kerem Gökalp’in ifadeleri doğrultusunda soruşturmanın başlatıldığına dikkati çekerek, tanığın ifadelerini kabul etmediklerini söyledi.
Temur’un savunması tamamlandıktan sonra MLSA Eş Direktörü ve davanın avukatlarından Veysel Ok, savunma yapmak üzere ayağa kalktı. Ancak bu sırada mahkeme heyeti Müftüoğlu’nun tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. Bunun üzerine Ok, heyete tepki gösterdi. Kararın yargılama usulüne aykırı olduğunu savunan Ok, buna rağmen savunma yaptı.
Daha sonra söz alan Avukat Emine Özarslan ise, “Kararınızı verdiğiniz için tahliye talep etmiyorum” dedi. Karardan sonra savunma yapılması mahkeme heyetinin kararını değiştirmedi.
İlgili Haberler Mayıs seçimlerinden önce tutuklanan gazeteci Abdurrahman Gök tahliye edildi“Yaşananlar hukuk garabeti”
Duruşmanın ardından bir açıklama yapan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, yaşananları ‘hukuk garabeti’ olarak değerlendirdi.
Mahkemenin savunmalar tamamlanmadan karar vermesini eleştiren Altan, “Doğaldır ki hakimler izinli olabilir ancak yerine yargılama yapması gerekenlerin de en azından asgari hukuk bilgisine sahip olması gerekir. Ancak yapılan bir hukuki işlemden ziyade, sıradan bir yaklaşım gösterildi ve hukuktan ziyade başka bir şey içeride görüldü. Bugün maalesef ki bunu yaşadık” dedi.
“Türkiye hukuk tarihinde nadiren olabilecek bir şey oldu”
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, Türkiye hukuk tarihinde çok nadir anlardan birini yaşadıklarını söyledi.
VOA Türkçe’ye konuşan Ok, savcının talebinin ardından sanığın son sözünün sorulması ve avukatlara söz verilmesi gerektiğini ancak bu işlemlerin yapılmadığını belirtti. Kararı duyunca çok şaşırdığını anlatan Ok, “Savunma yapmadan karar veremezsiniz. Bu gerçekten kuralı olmayan bir tiyatro. Tiyatronun dahi bir kuralı vardır, kuralsız keyfi bir yargılama oldu. Ben ayağa kalkmıştım, savunmaya yapacaktım. O anda normalde hakimler karar verirken hani diğer üyelere de danışırlar. Onu dahi yapmadan sonra son sözü sorulmadan, kararı açıkladı. O an ben şok oldum. Biz tepki gösterince hakim büyük bir hata yaptığını fark etti. Ama artık iş işten geçmişti” diye konuştu.
Ok, savunma yaptığı sırada hakimle arasında geçen diyaloğu da, ”‘Ben savunma yaparsam sizin kararınız değişecek mi?’ diye sordum. ‘Yok’ diyerek, bunu da itiraf etti. Hakimin geçici olması bir şey değiştirmiyor. Ceza Mahkemesi Kanunu açık, mütalaadan sonra kimlerin konuşma sırası olduğu, hepsi var“ şeklinde anlattı.