Amerika İlerleme Merkezi uzmanı Michael Werz'e göre, Kürt açılımı sürecinin geldiği nokta ve tarihi uzlaşma için sağlanan ilerleme Türkiye’nin diğer sorunları için de bir reçete olabilir
WASHINGTON —
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Nevruz çağrısı, tüm dünyada geniş yankı buldu. Amerika’nın da destek verdiği süreç yakından izleniyor. Bu ateşkes kararı, öncekilerden neden farklı? Türkiye’nin daha başında olduğu bu yoldan geçen benzer ülkelerde neler yaşandı? Washington’daki Amerika İlerleme Merkezi uzmanlarından Michael Werz tarihi adımın şifrelerini, Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Kürt sorununda gelinen son nokta Amerika’da da memnuniyetle karşılandı. Şimdi tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da yakından izlenen süreçte somut adımlar ve uygulamalar bekleniyor. Peki buradan bakıldığında yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin son 30 yılına damgasını vuran sorunun çözümünde sona yaklaşıldığını mı gösteriyor? Bu soruyu, Amerika İlerleme Merkezi Türkiye uzmanı Michael Werz yanıtladı: "Amerika perspektifinden bakıldığında bu çok büyük bir fırsat; hem Türkiye, hem de içinde bulunduğu bölge açısından. 58:50.. Bu Türkiye’nin öneminin arttığını gösteren çok açık bir işaret. Hem büyük, hem de çok aciliyet gerektiren bir fırsat. Çünkü bu Türkiye için de karşı taraf için de kapsamlı bir çözüm için son fırsat olabilir."
Kürt açılımı sürecinin geldiği noktanın Türkiye’nin geleceği açısından umut verici olduğunu vurgulayan Profesör Michael Werz, tarihi uzlaşma konusunda sağlanan ilerlemenin, Türkiye’yi diğer sorunlarından arındırmak için de bir reçete olabileceğini belirtiyor: "Kürt sorunu 3 nedenden dolayı çok önemli. Birincisi Türkiye bu zorluğu bir noktada alt etmeli. Ayrıca 80 ve 90’lardaki kanlı yıllarda ne kadar kişinin öldüğü konusunun da tanınması lazım. İkincisi bölgesel ortamda da önemli. Kuzey Irak’daki bölgesel Kürt yönetimiyle zaten iyi olan ilişkileri daha da güçlendirebilir. Suriye konusunda yararlı bir rolü olabilir. Üçüncüsüyse bunu şimdiden görüp kestiremiyor olabiliriz ama bu adımın, dini özgürlükler, etnik çoğulculuk, ifade özgürlüğü ve hatta belki de daha uzun vadede Ermeni sorunu gibi sorunları da çözüme açması söz konusu olabilir. Eğer Türkiye Kürt sorununu çözemezse ekonomik olarak büyümesi, demokratikleşme yoluhdaki reformları arttırması, doğu Akdeniz’deki mevcut gücünü koruması güçleşecektir. İç siyasi meselelerin dış politika üzerindeki doğrudan etkisi var."
Werz’e göre farklılıkların Türkiye’nin zenginliği olacağı ortam için asıl zemin şimdi hazır. Üstelik bu durum, Türkiye’nin bölgedeki konumunu daha da güçlendirebilir: "Çeşitli etnik gruplara sahip olmak uzun vadede Türk ulusunun gücü haline gelecektir ve bu durum umarım anayasal görüşmelerde de yer bulacaktır. Askeri güvenlik kaynaklarını tıkayan, siyasi yaratıcılığı, karşılıklı görüşmeleri sınırlayan bir mıknatıs gibiydi Kürt sorunu. Türk halkı Kürtler’i de bu varlığa dahil edince , prangalarından kurtularak devasa bir adım atmış olacaktır. Ve bunu Türkiye’yi iyi bilen bir dost olarak söylüyorum, bu adımlar, Türkiye’nin kendi yararına olacaktır."
Dünyanın birçok ülkesinde gerilla oluşumlarının siyaset sahnesine geçişinin sancılı olduğunun da altını çizen Türkiye uzmanı Wertz, bundan sonra ülkenin önündeki yolun uzun ve zorlu olduğuna dikkati çekiyor: "Uzun bir süreç, zor da bir süreç olacak. Bunu Guetemala, Güney Afrika hatta İrlanda gibi ülkelerden biliyoruz. Bazı tavizler gerektiren bir süreç olabilir ve her iki taraf için de yaşananlar her zaman da hoş ve kusursuz olmayacaktır. Bir şey oldukça açık, o da belli bir noktaya ulaşmak için bazıları sorumlu tutulmalı ama bazı durumlarda da geçmişin bir kısmının değiştirilemeyeceğini ve geriye dönüp bakmaktansa geleceğe bakmanın daha iyi olacağını düşünmek daha iyidir."
Uzmanlar, her ne kadar Türkiye’nin iç meselesi olarak görünse de, Kürt sorununun ekonomiden dış politikaya birçok alanda ülkenin önünü tıkadığı görüşünde. Ve bu tarihi adımın tıkanıklıkları açarak birçok alanda Türkiye’nin bölgedeki kilit rolünü güçlendirmesi mümkün.
Kürt sorununda gelinen son nokta Amerika’da da memnuniyetle karşılandı. Şimdi tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da yakından izlenen süreçte somut adımlar ve uygulamalar bekleniyor. Peki buradan bakıldığında yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin son 30 yılına damgasını vuran sorunun çözümünde sona yaklaşıldığını mı gösteriyor? Bu soruyu, Amerika İlerleme Merkezi Türkiye uzmanı Michael Werz yanıtladı: "Amerika perspektifinden bakıldığında bu çok büyük bir fırsat; hem Türkiye, hem de içinde bulunduğu bölge açısından. 58:50.. Bu Türkiye’nin öneminin arttığını gösteren çok açık bir işaret. Hem büyük, hem de çok aciliyet gerektiren bir fırsat. Çünkü bu Türkiye için de karşı taraf için de kapsamlı bir çözüm için son fırsat olabilir."
Kürt açılımı sürecinin geldiği noktanın Türkiye’nin geleceği açısından umut verici olduğunu vurgulayan Profesör Michael Werz, tarihi uzlaşma konusunda sağlanan ilerlemenin, Türkiye’yi diğer sorunlarından arındırmak için de bir reçete olabileceğini belirtiyor: "Kürt sorunu 3 nedenden dolayı çok önemli. Birincisi Türkiye bu zorluğu bir noktada alt etmeli. Ayrıca 80 ve 90’lardaki kanlı yıllarda ne kadar kişinin öldüğü konusunun da tanınması lazım. İkincisi bölgesel ortamda da önemli. Kuzey Irak’daki bölgesel Kürt yönetimiyle zaten iyi olan ilişkileri daha da güçlendirebilir. Suriye konusunda yararlı bir rolü olabilir. Üçüncüsüyse bunu şimdiden görüp kestiremiyor olabiliriz ama bu adımın, dini özgürlükler, etnik çoğulculuk, ifade özgürlüğü ve hatta belki de daha uzun vadede Ermeni sorunu gibi sorunları da çözüme açması söz konusu olabilir. Eğer Türkiye Kürt sorununu çözemezse ekonomik olarak büyümesi, demokratikleşme yoluhdaki reformları arttırması, doğu Akdeniz’deki mevcut gücünü koruması güçleşecektir. İç siyasi meselelerin dış politika üzerindeki doğrudan etkisi var."
Werz’e göre farklılıkların Türkiye’nin zenginliği olacağı ortam için asıl zemin şimdi hazır. Üstelik bu durum, Türkiye’nin bölgedeki konumunu daha da güçlendirebilir: "Çeşitli etnik gruplara sahip olmak uzun vadede Türk ulusunun gücü haline gelecektir ve bu durum umarım anayasal görüşmelerde de yer bulacaktır. Askeri güvenlik kaynaklarını tıkayan, siyasi yaratıcılığı, karşılıklı görüşmeleri sınırlayan bir mıknatıs gibiydi Kürt sorunu. Türk halkı Kürtler’i de bu varlığa dahil edince , prangalarından kurtularak devasa bir adım atmış olacaktır. Ve bunu Türkiye’yi iyi bilen bir dost olarak söylüyorum, bu adımlar, Türkiye’nin kendi yararına olacaktır."
Dünyanın birçok ülkesinde gerilla oluşumlarının siyaset sahnesine geçişinin sancılı olduğunun da altını çizen Türkiye uzmanı Wertz, bundan sonra ülkenin önündeki yolun uzun ve zorlu olduğuna dikkati çekiyor: "Uzun bir süreç, zor da bir süreç olacak. Bunu Guetemala, Güney Afrika hatta İrlanda gibi ülkelerden biliyoruz. Bazı tavizler gerektiren bir süreç olabilir ve her iki taraf için de yaşananlar her zaman da hoş ve kusursuz olmayacaktır. Bir şey oldukça açık, o da belli bir noktaya ulaşmak için bazıları sorumlu tutulmalı ama bazı durumlarda da geçmişin bir kısmının değiştirilemeyeceğini ve geriye dönüp bakmaktansa geleceğe bakmanın daha iyi olacağını düşünmek daha iyidir."
Uzmanlar, her ne kadar Türkiye’nin iç meselesi olarak görünse de, Kürt sorununun ekonomiden dış politikaya birçok alanda ülkenin önünü tıkadığı görüşünde. Ve bu tarihi adımın tıkanıklıkları açarak birçok alanda Türkiye’nin bölgedeki kilit rolünü güçlendirmesi mümkün.