Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsveç’teki Kuran yakma olaylarının ardından ülkeleri dini nefreti önlemek için daha çalışmaya çağıran kararı ezici bir çoğunlukla onayladı. BM’nin en üst düzey insan hakları organındaki oylamada karar 12’ye karşı 28 oyla kabul edildi; 7 ülke çekimser kaldı.
Pakistan ve Filistin tarafından 57 ülkeli İslam İşbirliği Teşkilatı adına sunulan ve Afrika'daki pek çok gelişmekte olan ülkenin yanısıra Çin ve Hindistan ile Ortadoğu ülkelerinin de desteklediği karar tasarısına, hükümetlerin daha sert adımlar atmasının ifade özgürlüğünü çiğneyebileceğinden korkan Batılı ülkeler itiraz etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı girişimi
ABD ve Avrupa Birliği, insan hakları ve ifade özgürlüğü konusundaki görüşleriyle çeliştiğini söyledikleri karara şiddetle karşı çıktı. ABD ve AB, Kuran'ın yakılmasını kınarken, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) girişiminin insan haklarından ziyade dini sembolleri korumak için tasarlandığını savundular.
Bazı Avrupa ülkelerinde son zamanlarda düzenlenen Kuran yakma eylemlerinin ardından gelen karar tasarısı, ülkelere "ayrımcılık, düşmanlık veya şiddete teşvik teşkil eden dini nefret eylemlerini ve savunuculuğunu önlemek ve kovuşturmak" için adım atmaları çağrısında bulunuyor.
''İfade özgürlüğü kısıtlaması değil denge kurma girişimi''
Oylamanın ardından Pakistan Büyükelçisi Khalil Hashmi, tedbirin "ifade özgürlüğü hakkını kısıtlamaya çalışmadığını", ancak bu hak ile "özel görev ve sorumluluklar" arasında "ihtiyatlı bir denge" kurmaya çalıştığını vurguladı.
Hashmi, "Salondaki birkaç kişinin muhalefeti, Kuran veya başka bir kutsal kitaba alenen saygısızlık edilmesini kınama konusundaki isteksizliklerinden kaynaklanıyor. Bu eylemi kınamak için siyasi, hukuki ve ahlaki cesaretten yoksunlar ve konseyin en azından onlardan beklediği şey buydu" dedi.
ABD Daimi Temsilcisi'nden mesaj
Ancak bir gün önce ABD'nin BM İnsan Hakları Konseyi Daimi Temsilcisi Michele Taylor, geçen ay İsveç'te meydana gelen ve bazı Müslüman toplumlarda protestolara yol açan olaya atıfta bulunarak, ülkesinin "28 Haziran'da Kuran’a yapılan saygısızlık dahil bugünkü tartışmayı başlatan eylemleri şiddetle kınadığını" söyledi.
Oylamanın ardından Taylor, konseyin "Müslüman karşıtı nefretin içler acısı eylemlerini kınarken aynı zamanda ifade özgürlüğüne saygı gösterme konusunda" fikir birliğine varamamasından dolayı "gerçekten çok üzgün" olduğunu söyledi.
ABD'nin karar tasarısıyla ilgili endişelerinin "ciddiye alınmadığını" söyleyen Taylor, "İnanıyorum ki biraz daha zaman ve daha açık bir tartışma ile bu karar üzerinde birlikte ilerlemenin bir yolunu bulabilirdik" dedi.
Batı'nın yenilgisi mi?
Oylamanın sonucu, İİT'nin dünya çapında insan haklarını korumak için hükümetlerden oluşan tek organ olan konseyde benzeri görülmemiş bir güce sahip olduğu bir dönemde, Batılı ülkeler için büyük bir yenilgi olarak yorumlandı.
Merkezi Cenevre’de bulunan Evrensel Haklar Grubu'nun direktörü Marc Limon, sonucun "Batı'nın İnsan Hakları Konseyi'nde tam bir geri çekilme içinde olduğunu" gösterdiğini söyledi.
Limon, "Giderek daha fazla destek kaybediyorlar ve tartışmayı kaybediyorlar" dedi.
İsveç'e göç eden Iraklı bir kişinin geçen ay Stockholm'deki bir caminin önünde Kuran yakması, İslam dünyasında öfkeye yol açmış ve Müslüman devletlerden harekete geçmelerini talep etmişti.