'Tam Kapanma' Kararı Ekonomiye Nasıl Yansıyor?

Türkiye’de Corona virüsü nedeniyle ölü sayısının günlük 300, vaka sayısının ise 60 binin üzerinde seyretmesi sonrası hükümet yetkilileri önceki gün ‘tam kapanma’ adı altında yeni kısıtlama tedbirleri getirdi. 29 Nisan saat 19.00’da başlayacak olan ve 17 gün sürecek tam kapanma kararı sonrası bir yılı aşkın süredir ekonomik çıkmazda olan küçük esnaf iflasın eşiğine geldi.

Your browser doesn’t support HTML5

'Tam Kapanma' Kararı Ekonomiye Nasıl Yansıyor?

Yasak kararı sonrası bugün sabah saatlerinden itibaren 17 günlük ihtiyaçlarını almak için çarşı pazara akın eden Gaziantepliler birçok noktada salgın kurallarını da yok sayarken, esnaf ise kiralarını bile ödemekte güçlük çektiklerini ifade ederek, hükümetten herhangi bir destek gelmezse iflasa sürüklendiklerini söyledi.

VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantepli esnafın bazıları alınan tedbir kararlarıyla birlikte ekonomik olarak can çekiştiklerini ifade ederken, birçok esnaf ise kaygılarından dolayı kameraya bile konuşmaktan çekindi.

"Zincir marketler ikiye katlandı, küçük esnaf perişan"

Yasaklardan en fazla küçük esnafın etkilendiğini ifade eden lokantacı Ali Söğüt, “Böyle yasaklar olamaz. Yasak kapsamında marketler açık olacak ama küçük esnaf kapalı olacak. Peki dükkanını açamayan bu esnaf ödemelerini nasıl yapacak. Esnaf ne yiyecek, ne içecek bu hiç kimsenin sorunu değil maalesef. Banka ödemelerimiz, dükkan giderlerimiz, vergiler bunlar nasıl ödenecek. Bankalar açık deniliyor ama neye yarar, ben para kazanmadıkça nasıl bankalara ödemelerimi yapacağım. Türkiye’nin büyük bir kısmı işçi sınıfından oluşuyor. Biz para kazanamazsak yanımızda nasıl işçi çalıştıracağız. İşsizlik bu şekilde artacak, aynı zamanda hırsızlık ve illegal işler de artacak. İnsanları evlere hapsetmek de iyi bir şey değil. Zincir marketler, organize sanayi bölgesi hiç zorluk çekmedi. Kazançlarını ikiye katladılar. Hükümetin kendileri mitinglerini kongrelerini yaptılar, vaka sayısı artınca da, bunun faturasını esnafa yıktılar’ ’diye konuştu.

Alınan kararın yanlış olduğunu dile getiren giyim mağazası sahibi Uğur Erbağcı, “Ayın 30’unda insanlar ödemelerini yapacak, alacaklarını toplayacak ama 29’unda her şey kapanıyor. Bunun yanı sıra işçiler 17 gün boyunca çalışamayacak ama patronlar SGK primlerini ödemeye devam edecek. Alınan bu kararın hiçbir yerinde adalet yok’ ’dedi.

‘Madem tam kapanma kararı aldınız, o zaman bize destek verin’

Giyim sektörü esnaflarından Ayşe Demir ise 17 günlük yasak kararının kendileri için çok zor olduğunu belirterek “Ben toptan bebek kıyafetleri satıyorum. Bazı yurt dışı gönderimlerimiz de oluyor. Böyle bir kapanma durumunda mal gönderemezsek, ödeme de yapılmaz. Biz kendi ödemelerimizi nasıl yapacağız. Evde boş boş oturacağız, bayramda evde aç kalacağız bu şekilde. Kısıtlama kararını çıkarıyorsunuz, o zaman bize destek ödemeleri yapın, biz de kendi giderlerimizi karşılayalım’’ şeklinde konuştu.

Gaziantepli kuyumcu esnaflarından Ahmet Ortakan çok zor durumda olduklarını ifade ederek, “Pandemiden dolayı düğünlerin yapılmaması ve turistlerin gelmemesinden dolayı hafta içi zaten iş yapamıyoruz. Bir de bu 17 günlük kapanma ile iyice zor duruma girdik, dükkan masraflarımız devam ediyor, çocuklarımıza ne götüreceğiz onu düşünüyoruz. Dükkanlarımız devlete ait, en azından kiralarımızı karşılasınlar’’ dedi.

Böyle bir kısıtlama kararının doğru olmadığına dikkat çeken kent sakinlerinden Ali Ayhan Özçubukçu ise şu ifadeleri kullandı:

“Bu şekilde bir tam kapanma kısıtlamasının uygulanması için insanların ihtiyaçlarının karşılanması sonrası rızalarının alınması gerekir. Ayrıca kentimizin fiziki yapısı da belli zaten. Kenar mahallelerde insanlar bir odada 8-10 kişi yaşıyor. İstatistiklerden de anlaşıldığı gibi, bu tip kapanmalardan sonra boşanma davaları da artıyor, şiddet olayları da artıyor. İnsanlardaki geçim sıkıntısı farklı olumsuz şekillerde kendisini dışa vurabiliyor. Esnafın ve vatandaşın 17 günlük ihtiyacının karşılanması gerekiyor. Batı ülkeleri bunu yapabildi. Ama bizimkiler ağızlarını açtıklarında, ‘Almanya bizi kıskanıyor, Amerika bizi kıskanıyor’ diyorlar. Neremizi kıskanıyorlar onu da anlayabilmiş değilim.’