Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde 15 Ekim’de düzenlenen yemekte Güney Kıbrıs Rus Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile görüşmesine ilişkin, Kıbrıs Türkü’nün eşit egemenlik hakkı tanınmadan resmi müzakere masasına oturmayacağını söyledi.
Tatar, “Kıbrıs 61 yıllık sorundur, 56 yıldır da görüşmeler devam eder. Bu yemekten çözüm çıkmayacağı belliydi. BM Genel Sekreteri, ‘Yemek menümüz pek güzel değildir, ama manzarası güzel’ dedi. Ben 'Esas manzara bizde, Türkevi’ne giderim manzara için’ dedim. Yemekte zaten meymenet yoktu. O ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ dedi. Ben ‘iki devletli çözüm’ dedim. Bunun üzerine Guterres ise ‘O zaman halkın arasındaki güven unsurlarına çalışalım’ dedi” açıklaması yaptı.
Aralarında VOA Türkçe’nin de bulunduğu medya kuruluşlarının temsilcilerine New York’taki Kıbrıs konulu gayriresmi görüşmede neler yaşandığını açıklayan Tatar, Guterres’in de adada resmi müzakere yapılması için zemin olmadığını teyit ettiğini bildirdi.
İlgili Haberler New York’taki gayriresmi Tatar-Hristodulidis görüşmesi KKTC’de nasıl yorumlandı?Ancak Guterres’in en azından Kıbrıs’ta yeni sınır kapısı açılması gibi halkın hayatını kolaylaştıracak adımlar için çaba harcanmasını istediğini kaydeden Tatar, “BM Genel Sekreteri zaten yorgun Gazze’yle mi Ukrayna’yla mı uğraşacak, yoksa Kıbrıs’la mı ilgilenecek” diyerek, kimsenin Kıbrıs’ta kısa sürede çözüm beklememesi gerektiğini dile getirdi.
Guterres’in talep ettiği “güven arttırıcı önlemler” meselesinde Kıbrıs’ta Türkler olarak artık sorunlarına çözüm üretilmesini beklediklerini belirten Tatar, “1964’ten beri halkımız dışlanmışlık, izolasyon altındadır. 1974’ten beri kabul etseler de öncesinde yaşadıklarımız vardır. Bizim futbol takımımız 61 yıldır uluslararası arenada oynayamıyor” ifadesini kullandı.
Guterres’in Crans-Montana mutsuzluğu, Tatar’ın “esas suçlu” çıkışı
Guterres’in 2017’de iki yıllık resmi müzakerelerin ardından İsviçre’nin Crans-Montana kasabasındaki müzakerelerden sonuç alamamaktan dolayı hayal kırıklığını ifade ettiğini söyleyen Tatar, bunun üzerine o dönemde Rum tarafının Cumhurbaşkanlığı Danışmanı olan Hristodulidis’i işaret ederek, “Esas suçlu” diye gösterdiğini açıkladı.
O dönem Rum kesiminin liderliğinde Nikos Anastasiadis’in müzakereyi yürütmesine karşın aslında Hristodulidis’in uzlaşmaya varılmasını engellediğini aktaran Tatar, “BM Genel Sekreteri, Anastasiadis’ın masayı yıktığını söyledi. Ama ben ‘Esas suçlusu burada’ dedim. Bir bakıma da Crans-Montana’yı çökertti diye seçildi. Kimse kısa sürede çözüm olmasını beklemesin” dedi.
Kıbrıs konusunda 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında çok taraflı görüşmeler düzenlenmiş ancak 10 günlük süreçten bir sonuç çıkmamıştı.
“İngiltere bile egemenken teslimiyetle olmaz, artık azınlık duruma düşemeyiz”
New York’taki akşam yemeği masasında Guterres’in yeniden Kıbrıs konusunda buluşma öngördüğünü ve bunun 4+1, yani BM ev sahipliğinde Türk ve Rum taraflarının yanısıra garantörler Türkiye ile Yunanistan’ın katılımıyla olmasını konuştuklarını belirten Tatar, Hristodulidis’in ise masada İngiltere’yi istediğini açıkladı.
Rum tarafının masaya İngiltere’yi mutlaka getirme çabası olduğunu söyleyen Tatar, “Biz gidip de Kıbrıs Cumhuriyeti içinde azınlık durumuna düşmeyiz. Bu saatten sonra teslimiyet anlayışı içinde bu işi sonuca götüremeyiz. Mesela İngiliz adada egemen, bu nasıl olacak? Adaletiniz bu mu sizin? Egemenliğimizi kabul edin, oturup anlaşalım” diye konuştu.
Rum liderin “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altındaki Avrupa Birliği (AB) üyeliğini sıkça koz olarak kullandığını ve AB’nin masada olması gerektiğini savunduğunu aktaran Tatar, Hristodulidis’e masada, “Halk burada bizi eşit liderler olarak görüyor. Ama neden uluslararası arenada beni engelliyorsunuz? Biliyoruz ki bizimle görüşmeler yürütecek ülkelere Rum tarafı baskı yapıyor, engelliyor. Diyor ki, ‘Brüksel’den sana randevu alayım görüş’. Karşısında çocuk mu var?” tepkisini gösterdiğini de açıkladı.
Hristodulidis’in AB’yi masaya oturtmak istediğini söyleyen Tatar, şöyle devam etti:
“AB’nin bizi görmemesi kendi ayıpları. Siz Kıbrıs’ta iki eşit tarafı anlaştırmaya çalışıyorsunuz. O zaman bizi görmeleri gerekir. Ama adamların niyeti bizi Güney Kıbrıs’ın alt tarafı yapmak. Rum tarafı, ‘egemen tek kimlik Kıbrıslı olmaktır’ diyor. Dolayısıyla 1960’ın da gerisine gitmemizi istiyorlar. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunuyoruz’ diyor ama kurucu Türk varlığını yok sayıyor. Biz neyi müzakere edeceğiz? Toprağı, mülkiyeti, anavatanla ilişkiyi, yani güvenliğimizi. Bu nedenle Türkiye’nin garantörlüğünü ve masada olmasını istiyoruz”
“Guterres tutuklu Simon Aykut için af önerdi, Hristodulidis dondu kaldı”
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafında kuzeydeki yatırımları nedeniyle “işgal altındaki topraklarda yasadışı faaliyet” yürüttüğü iş insanı Simon Aykut’un tutukluluğunu New York’taki yemekte gündeme getirdiğini açıklarken de şunları söyledi:
“Akşam yemekte ‘Simon Aykut’un tutuklanması yanlış. Gayriinsani bu, kabul edilemez. 74 yaşındaki adamı tutuyorsunuz’ dedim. Bundan daha büyük günah olamaz. Hristodulidis ise ‘Yargıya karışamam’ dedi. Buna karşılık ‘20 sene oldu, bu işlerle uğraşıyordu adam. Siyaseten tutuklama yapamazsınız’ dedim. Bunun üzerine Guterres de rahatsızlığını ifade etti ve ‘Af çıkar’ dedi. Hristodulidis dondu kaldı, hiç cevap vermedi. Yalnız ‘İsrail Cumhurbaşkanı da beni bu konuda aradı, bir şey yapamam’ dedi”
“Türkiye garantörlüğünden vazgeçmeyiz ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucusuyuz”
Yunanistan da zaten AB üyesi olduğu için Hristodulidis’in AB’yi garantör gibi işaret ettiğini belirten Tatar, böylece Türkiye’yi olası müzakere süreçlerinden ve Kıbrıs adasından dışlamaya çalıştığını vurguladı.
“Akşam yemekte Hristodulidis ‘Türkiye Cumhuriyeti, AB üyesi olmadığı için imza attığınız gün garantörlüğü sona erecek’ diye söyledi” ifadesini kullanan Tatar, şöyle devam etti:
“Biz bunu kabul edemeyiz. Garantörlükten vazgeçemeyiz. Türk askeri burada ama ortaklıkta görmezsiniz. Nerede duracağını biliyordur ama hani olaylar olursa da Türk askeri gereğini yapar. Onun için de egemen eşit devlet istiyoruz. Zaten burada 60 yıldır devlet vardır. Yargısıyla, bürokrasisiyle, meclisiyle, demokratik işleyişiyle, sivil toplumuyla burada vardır. Biz tanınması ötesinde egemen eşitliğimizin teyit edilmesini istiyoruz. Bizim egemenliğimiz en az Rum tarafı kadar meşrudur. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki eşit kurucusu vardır. Nüfus kriter değildir burada iki halk vardır”
CTP Lideri Erhürman’a tepki: “Kıbrıs Türkü’nü temsil etmediğimi söylemek ihanet”
Tatar, Türkiye olmadan Kıbrıs meselesinin çözülmeyeceğini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’nin tanınması çağrısına Azerbaycan, Pakistan gibi ülkelerden olumlu yanıt beklediklerini kaydetti.
KKTC’de gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelen ana muhalefet lideri Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın çözüm önerisi olarak “siyasi eşitlik” ve “federasyon” vurgusu hakkındaki görüşü sorulan Tatar, geçmişte aynı hatalı tutumu Mehmet Ali Talat ile Mustafa Akıncı’nın da sergilediğini söyledi.
Rauf Denktaş’ın 30 yıl görüştüğü sorunu “federasyon” ile üç ayda çözme iddiasındaki Talat ve Akıncı’nın da çözemediğini belirten Tatar, Erhürman için “Cumhurbaşkanı seçilmek için bunları söylüyor” dedi.
Ulusal Birlik Partisi (UBP) adayı olarak seçilen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Siyasi eşitlik diyor onlar, ‘egemenlik’ demiyor. Annan Planı’nda da son kez denildi. Adamlar seni asli unsur kabul etmiyor, azınlık diyor. Bizi maalesef içten bölüyorlar. Biz tek yürek olmalıyız. Tufan Erhürman gidiyor diyor ki “Ersin Tatar Türkiye’nin adamıdır”. Arkamdan iş çeviriyorlar. Bu ihanettir. Ben seçilmiş cumhurbaşkanıyım. Halkın seçtiği adamım. Ama benim için ‘Kıbrıs Türkü’nü temsil etmiyor’ diyorlar. Bu ihanettir” dedi.
“Uzlaşma Komisyonu’na karşıyız, kendi öldürdüklerini bize fatura ediyorlar”
Rum lider Hristodulidis’in önerilerini kabul edilebilir bulmadığını açıklayan Tatar, “Uzlaşma Komisyonu kurulmasını söylüyorlar. Kim kimi suçlayacak? Biz öyle komisyona güvenemeyiz. 1974 öncesinde Türkleri öldürdüler. Kendi darbe günlerinde öldürdüklerini de bize, Türk askerine fatura etmeye çalışıyorlar. Oysa Rumlar kendi aralarında birbirlerini öldürdüler” diye konuştu.
Hristodulidis’in adadaki gençler için ortak çalışma yapılmasını önerdiğini kaydeden Tatar, “Niyetleri farklı olabilecektir, sivil toplumu yönlendirmeye çalışmak olabilecektir. Bizim insanlarımızı farklı yöne çekmeye çalışıyorlar, AB projeleriyle mesela. Bizim de Ankara’mız var, biz de Ankara’ya gideriz” ifadesini kullandı.
Tatar, gençlikten, çocuklardan söz eden Rum tarafının Kıbrıs’ta doğmuş ama annesi veya babası Türkiye’den gelmiş olanlara hiçbir çözüm üretmediğini belirterek, “1974 sonrası annesi, babası Türkiye’den gelmişler. Ama çocukların ne AB pasaportu alması mümkün ne de Güney’e geçmesi. Bu insan haklarına aykırı. Ayrımcılık yaratmak için, bize karşı durum olması için ısrarla bu haksızlığı yapıyorlar” dedi.
“Yeni bir şey duymadık”
Hristodulidis ve Tatar, 15 Ekim’de New York'taki BM binasında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ev sahipliğinde düzenlenen gayriresmi akşam yemeğinde bir araya gelmişti.
Buluşma, yedi yıl önce Crans-Montana'da başarısızlıkla sonuçlanan görüşmelerden bu yana durmuş olan diyaloğun yeniden başlatılmasına yönelik ilk doğrudan girişim olmuştu.
Rum basınına göre, Hristodulidis dün yaptığı açıklamalarda, temel anlaşmazlıkların devam etmesine rağmen sonuçtan memnun olduğunu söyledi. Kendileri için ana odak noktasının taraflar arasında diyaloğun devam ettirilmesi olduğunu ve bunun başarıldığını söyleyen Rum lider, çeşitli konuların “açıkça tartışıldığını” ancak Tatar'dan yeni bir şey duymadığını kaydetti. Hristodulidis, olumlu gelişmeler sorulduğunda ise “Henüz o noktada değiliz” dedi.