İngiltere Avrupa Birliği’nde kalıp kalmayacağına karar veriyor. Eğer sandıktan ‘evet’ çıkarsa, sadece AB ülkeleri değil, Amerika ve Türkiye de etkilenebilir. Brookings Enstitüsü Türkiye uzmanlarından ve TÜSİAD Kıdemli Araştırmacısı Profesör Dr. Kemal Kirişci, referandumun olası sonuçlarını Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Kemal Kirişci, İngiliz kamuoyunun bu konuda neredeyse eşit olarak bölünmüş olduğunu söyledi. Financial Times gazetesinin 2010 yılından bu yana İngiltere’nin AB üyeliği üzerine yapılan anketlerini incelediğini belirten uzman, seçmenin “AB’de kalalım” diyeceği sonucuna vardığını söyledi. Kirişci, seçmenlerin bu yönde karar verme olasılığının nedenlerinden birinin, geçtiğimiz hafta öldürülen İşçi Partili Jo Cox’un ülke vatandaşları üzerinde yarattığı etki olduğunu söyledi. Uzmana göre diğer bir neden ise, AB’den ayrılmayalım diyen tarafın, yaşanacak ekonomik sorunlara dikkat çekerek daha etkili bir korku siyaseti yürütmesi.
Eğer İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alırsa, AB’yi karanlık günlerin beklediğini söyleyen Kemal Kirişci, diğer üye ülkelerin de İngiltere’yi izleme olasılığına değindi. “Bunların arasında Fransa gibi Avrupa entegrasyon projesinin önemli bir parçası olan bir ülke de var. Danimarka ve Hollanda’nın da isminin geçtiği görüyoruz. Bu durum Avrupa Birliği’nin devamının sorgulanmasına yol açacaktır” dedi.
Olası ayrılma kararının, yakın zamanda toparlanmaya başlayan AB ekonomisine olumsuz etkisi olacağını da kaydeden Kirişci, üye ülkelerin ticari açıdan birbirine yoğun bir şekilde bağımlı olmasını da bu konu çerçevesinde örnek gösterdi.
Kemal Kirişci’nin üzerinde durduğu diğer bir nokta da, İngiltere’nin üyelikten çıkmasıyla, Birlik içinde Almanya’nın ağırlığının artacak olması. Öte yandan, Kirişci, Avrupa Birliği ve İngiltere’nin tam olarak kağıt üstünde ayrılma kararına varabilmesi için de en az iki sene geçmesi gerektiğini de belirtti.
Brookings Enstitüsü Türkiye uzmanı Kirişci, İngiltere’nin olası ayrılığı ile Türkiye’nin de bir müddet Avrupa Birliği ile aynı kaderi paylaşacağını söyledi. Türkiye’nin 1995 yılından beri AB ile gümrük birliği anlaşması olduğunu ve ticari açıdan yoğun bir şekilde iç içe olduğunu belirten Kirişçi, İngiltere’nin Türkiye’nin ikinci en büyük ihracat pazarı durumunda yer aldığını ve Türkiye’nin İngiltere ile olan ticari ilişkilerinin çok önemli bir boyutta olduğunu da sözlerine ekledi.
Kemal Kirişci, referandum kampanyaları sırasında, Türkiye’nin, İslamofobi teması üzerinden kullanılmasının kendisini şaşırttığını belirtti.