ÇANAKKALE - 14 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu son üç haftadır her Salı günü Cumhurbaşkanı yardımcı adaylarının da katılımıyla bir kentte içinde mitingin de yer aldığı programlar düzenliyor. AKP’nin kalelerinden Konya ve Trabzon’da düzenlenen Salı programlarının üçüncüsü dün Çanakkale’de yapıldı.
CHP lideri, bu programlarının çok yoğun olmasına rağmen kendisini izleyen gazetecilerle bir sohbet toplantısı da gerçekleştiriyor.
Kılıçdaroğlu, dün de yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı açık hava iftarından hemen önce Çanakkale’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soruların ana eksenini DEVA Partisi Genel Sekreteri ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in CHP listelerinden seçime katılmasına yönelik eleştiriler, soğan fiyatı çevresinde yaşanan tartışmalar ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği “kamu personelinde mülakatı kaldıracağız” vaadine 14 Mayıs Seçim Beyannamesi’nde yer vermesi oluşturdu.
Kılıçdaroğlu’ndan Sadullah Ergin yorumu: “Onların iç işlerine karışamayız”
2002-2015 yılları arasında AKP Hatay milletvekili olan Sadullah Ergin, 12 Haziran 2011 seçimleri için zorunlu ayrılığı dışında 2009-2013 arasında kesintisiz Adalet Bakanı olarak görev yaptı.
DEVA Partisi’nin Çankaya’nın da içinde olduğu Ankara 1. Bölge’den dördüncü sıra adayı gösterdiği Ergin, Adalet Bakanı olduğu sırada sonradan FETÖ olarak adlandırılan Gülen cemaatine mensup savcı ve hakimlerin yargıda yetkili makamlara gelmesine göz yummak, Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturmalarda pasif kalmak ve Deniz Feneri davası savcılarını görevden almakla eleştiriliyor.
Kendisinin de önceki yıllarda eleştirdiği DEVA Partisi Genel Sekreteri ile bir dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın özel kalem müdürü olan Sema Silkin Ün’ün adaylıktan çekilmesi yönünde bir beklentisi olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, “Partilerden çok ülkenin geleceği konusunda temel endişelerimiz var. Bu temel endişeyi gidermek için de 6 parti bir araya geldik. Aslolan Türkiye. Ve Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunları bir an önce aşmak. Biz onların iç işlerine karışamayız. O zaman çok büyük sıkıntı çıkar. Onlar bizim iç işlerimize karışamazlar. Onlar ayrı parti, biz ayrı partiyiz. Onlar kendi adayını seçerler, biz kendi adaylarımızı seçeriz. Birbirimizin alanına girip oraya üstü örtülü ya da açık eleştiri yaparsak asla doğru olmaz” yanıtını verdi.
CHP lideri, zaman içinde taşların yerine oturacağını da sözlerini ekledi.
“Erdoğan Türkiye’yi de yordu kendisi de yoruldu”
Dün Çanakkale’de “kamuda sözlü sınavı kaldıracağız, yalnızca yazılı sınavla kamu personeli alacağız” dedikten kısa bir süre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim beyannamesini açıkladığı toplantıda aynı vaadi dile getirmesi hakkında Kılıçdaroğlu’nun yorumu “bizi izliyor” olurken, “vatan şairi” Namık Kemal’in Hürriyet kasidesinden bir alıntı yaparak kendisini görevden ayrılmaya davet etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Biz ne dersek oradan kapıp ‘ben bunu yapacağım’ deme noktasına geldi. Ülkenin iyi yönetilmediğini aslında o da görüyor. Onun partisi de görüyor. Milletvekilleri de görüyor. Ülkenin içinde bulunduğu sorunları o da biz de yakından görüyoruz. Türkiye’yi bir sorunlar yumağı haline getirdi. Mülakatta yapılan haksızlıkları dünyada herkes duydu. Mülakatta başarı kazanan, hatta aralarında Türkiye yedincisi olan beş gençle özel basın toplantısı yapmıştım. Bu haksızlığı yeni mi duyuyor kendisi. Üstelik birçok yerde hala bu haksızlık devam ediyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın yapması gereken vaatler değil izzet-ü ikbal ile bab-ı hükümetten çekilmektir. Hem Türkiye’yi yordu hem kendisi yoruldu.”
"Çocuğumun beslenme çantasına köprü koymayacağım ki, yemek koyacağım”
Dünkü Çanakkale mitinginde de Trabzon’da olduğu gibi bazı yurttaşların soğan taşıması dikkat çekiciydi. CHP liderine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda, "Bir profesör ne dese beğenirsiniz, ‘Köprü yapmakla, baraj yapmakla, havalimanı yapmakla bu iş çözülmez, soğan patates kaç lira onu söyle.’ Bu adam profesör. Müsvedde bu” sözleri de soruldu.
Kılıçdaroğlu, soruyu, “Her mutfağın vazgeçmez demirbaşı soğandır. Pazara çıkan mutlaka soğan alır. İnsanlar her gün en az üç kez yemek yemek ve karınlarını doyurmak zorunda. Eğer siz 20 yıldır devleti yönetiyorsanız ve 20 yıl sonra insanları karınlarını doyuramaz bir noktaya taşımışsanız oturup kendinizi ve vicdanınızı sorgulamanız lazım. ‘Ben köprü yemiyorum ki yemek yiyeceğim. Çocuğumun beslenme çantasına köprü koymacağım ki süt koyacağım, yemek koyacağım. Ben bu kadar geniş ve güzel coğrafyası olan bir memleketi bu hale nasıl getirdim’ demiyor” diyerek yanıtladı.
“Diğer liderlerle konuşmadan ‘şu bakan olacak’ demek doğru olmaz”
Çanakkale mitinginde milletvekilliğine bu dönem aday olmayan genel başkan yardımcıları Ahmet Akın ve Muharrem Erkek'i “işte bakanlarınız” diye takdim eden Kılıçdaroğlu, seçimi kazanması halinde oluşturacağı kabinenin henüz şekillenmediğini de söyledi.
CHP lideri, “Diğer liderlerle konuşmadan ‘şu bakan olacak’ demek doğru olmaz. MYK’daki arkadaşlara, ‘Milletvekili olmak isteyen doğal olarak başvurabilir. Ama ben yürütme organında görev almak istiyorum diyenler başvurmasınlar’ dedim. Kimsenin hakkını yemek istemem, diğer ittifak partilerinin kadrolarında da bakan olmak isteyenler var” diyerek olası kabinenin istişareyle oluşacağını ifade etti.
İYİ Parti’den sonra CHP İstanbul İl Başkanlığı yanına düşen mermilerle ilgili parti kadrolarına “tahriklere kapılmayın” mesajı veren Kılıçdaroğlu, TİP listelerinden Gezi davasından tutuklu bulunan avukat Can Atalay’ın Hatay’dan milletvekili aday gösterilmesine rağmen aynı davadan tutuklu şehir plancı Tayfun Kahraman’ın CHP listelerinde yer bulmaması hakkında “iktidar olduğumuzda onunlar güzel çalışacağımız ortamı hazırlayacağız” değerlendirmesinde bulundu.