Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu kendisinin genel başkan seçildiğinden beri, partisinin ise 37 yıl sonra yaptğı ilk Washington ziyaretinde iç siyasete değindi
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun beş günlük Washington ziyaretinin resmi temasları Beyaz Saray ile başladı.
Ulusal Güvenlik Avrupa Danışmanı Karen Donfried ve Beyaz Saray Türkiye Masası Şefi Christina Bobrow’ın katıldığı ve 45 dakika süren toplantıda Türkiye’de yaklaşan yerel seçimlerden, demokratikleşmeye, bölgesel sorunlardan AB ile ilişkilere çok sayıda konunu ele alındığı bildirildi.
“Obama doğru söylemiş”
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildikten, CHP’nin ise 37 yıl sonra Washington’a yaptığı ilk ziyarette yer alan duraklardan biri de başkent Washington’un önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’ydü.
“CHP’nin Türkiye Vizyonu” başlıklı konfreansta konuşan ana muhalefet lideri, Türkiye ve Amerika ilişkilerinin eşitlik zemininde sağlıklı, güçlü ve kalıcı olmasını arzuladıklarını söyledi.
Konuşmasında, Amerika Başkanı Barack Obama’nın 2009’da Kahire’de yaptığı konuşmada yer alan “bazıları demokrasiyi sadece iktidarda olmadıklarında savunur” sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, bu sözlerin sadece Kahire’ye değil bölgedeki koşullara uyduğunu kaydetti.
“Başkanlık sistemine karşıyız”
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan CHP lideri, Kürt sorunuyla ilgili bir soruyu, “Türkiye'nin gerçek anlamda özgürce bir anayasaya ulaşması için çaba harcıyoruz. Anayasa'da görüşmeler devam eder ve AKP başkanlık önergesini geri çekerse daha çok ilerleme yaşarız. Anadil konusunda yasaklara karşıyız. 17 maddelik özgürlük manifestosu yayınladık. Ama buna AKP katılmadı. Süreçle ilgili olarak büyük eleştirimiz parlamento dışı çözümlere karşıyız. Akil adamların kurulmasını istedik ve bu görüşmeyi onların yapmasını istedik. Ama sürecin nasıl gittiğini bilmiyoruz” şeklinde yanıtladı.
İktidara geldiklerinde %10’luk seçim barajını da mutlaka kaldıracaklarının da altını çizen CHP lideri, başkanlık sistemine karşı çıktığını ise şu sözlerle aktardı. “Tek adam yönetimini kurumsallaştıracak ve Türkiye koşullarında otoriter eğilim ve alışkanlıkları pekiştirecek başkanlık sistemi önerisini de kabul etmiyoruz. CHP, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklı; laik, demokratik; Cumhuriyetin kazanımlarını koruyan ve bu kazanımları eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla geliştiren bir Anayasa istemektedir.”
“Bir sabah kalktık başbakan karar vermiş”
Suriye’de çözüm konusunda demokrasiye inandıklarını, AB’nin Kıbrıs konusunda Annan planı üzerinde çifte standart uyguladı sözleriyle Türkiye’yi ilgilendiren diğer başlıklara da değinen CHP lideri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son olara Rusya’da bir kez daha dile getirdiği Şangay 5’lisi önerisini bir kez daha eleştirerek “200 yıldır batılılaşmaya çalışıyoruz. Biz daha otoriter olan yapılar içinde yer almak istemiyoruz. Daha uygar bir toplumun içinde çağdaş bir dünyada yer almak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Dersaneler konusuna CHP liderinden itiraz
Ana muhalefet liderine son günlerin tartışmalı dersanelerin kapatılması konusunda ise başbakanı keyfi davranmakla suçladı.
“Dersane modelinde bir sabah kalktık sayın başbakan karar vermiş dersaneleri kaldıracağım diye. Mevcut eğitim sistemi dersaneleri zorunlu kılıyor.” Bunun ticari ve serbest piyasa anlayışına da aykırıdır. Yasaklarla bir yere varılamaz.”
“Biz olsaydık Mavi Marmara olmazdı”
İsrail ile Türkiye ilişkilerine de değinen Kılıçdaroğlu iki ülkenin köklü bir tarihi olduğunu ve çatışma süreci yaşayarak bunu bozmak istemeyiz diye konuştu. CHP lideri, “Mavi Marmara olayı hiç yaşanmasaydı keşke ama CHP gibi parti iktidar olsaydı Mavi Marmara gibi bir olay yaşanmazdı” diye konuştu.
“Basın özgürlüğü ciddi sorun”
Basın özgürlüğü konusunun, Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu gazetecileri hatırlatarak “hiç bir gazetecinin hapse atılmasını istemeyiz. Eger poşu taktı diye bir üniversite öğrencisini 16 ay hapsederseniz, bir ülkede basbakan kitabı bombadan daha tehlikeli algıladığını ifade ederse orada özgürlük sorunu var demektir. Türkiye’de ilk kez sıkı yönetimin uygulamalarından biri yaşandı. Henüz basılmayan kitap yasaklandı” şeklinde konuştu.
“CHP Amerika’da çok daha güçlü olacak”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüm bu resmi temasları öncesinde, Pazar günü partisinin başkent Washington’da bir süredir faaliyette olan ofisinin resmi açılış töreni için düzenlenen resepsiyona katıldı.
Törende konuşan Kılıçdaroğlu, partisinin bundan böyle Amerika’da çok daha güçlü bir şekilde varlık göstereceğini şu sözlerle aktardı: "Öyle anlaşılıyor ki bugünkü süreç içinde biz kendimizi yeteri kadar, anlatamamışız. Değişimi anlatamamışız. Önümüzdeki süreçte daha çok arkadaşımız gelerek ve sizlerin sorularına muhatap olarak neyi nasıl yaptığımızı, beklentilerimizi, düşüncelerimizi sizlere anlatmaya çalışacağız."
“Türk-Amerikan ilişkilerinde güvensizlik egemen”
Resepsiyon sısında Amerika’nın Sesi’nin sorularını da yanıtlayan CHP lideri, davet üzerine bu ziyareti gerçekleştirdiklerini belirtirken, Amerikalılara vereceği mesajları şöyle sıraladı:
"Bizim politikalarını anlatacağız. Bu politikaların büyük bir kısmıyla çağdaş ülkelerin uyguladığı politikaların uyuştuğunu göreceksiniz. Biz özellikle Suriye, Irak ve Mısır konusunda daha farklı bir politika güdüyoruz. Arzumuz bulunduğumuz coğrafyada bir çatışmanın olmaması. Çatışma olmayacak ama öte yandan da daha fazla bireysel hak ve özgürlüklerin genişlemesi gerekiyor, demokrasinin gelmesi gerekiyor, özgürlük talebinde bulunanların şiddete maruz kalmaması gerekiyor. Bunlar bizim arzularımız, bunları tabii dile getireceğiz."
Türk Amerikan ilişkilerinde belli bir güvensizlik egemen olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Umuyorum bu güvensizlik kısa süre içinde giderilmiş olur” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu ve bir grup milletvekilinden oluşan CHP heyetinin Washington temasları Çarşamba günü sona erecek.
Ulusal Güvenlik Avrupa Danışmanı Karen Donfried ve Beyaz Saray Türkiye Masası Şefi Christina Bobrow’ın katıldığı ve 45 dakika süren toplantıda Türkiye’de yaklaşan yerel seçimlerden, demokratikleşmeye, bölgesel sorunlardan AB ile ilişkilere çok sayıda konunu ele alındığı bildirildi.
“Obama doğru söylemiş”
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildikten, CHP’nin ise 37 yıl sonra Washington’a yaptığı ilk ziyarette yer alan duraklardan biri de başkent Washington’un önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’ydü.
“CHP’nin Türkiye Vizyonu” başlıklı konfreansta konuşan ana muhalefet lideri, Türkiye ve Amerika ilişkilerinin eşitlik zemininde sağlıklı, güçlü ve kalıcı olmasını arzuladıklarını söyledi.
Konuşmasında, Amerika Başkanı Barack Obama’nın 2009’da Kahire’de yaptığı konuşmada yer alan “bazıları demokrasiyi sadece iktidarda olmadıklarında savunur” sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, bu sözlerin sadece Kahire’ye değil bölgedeki koşullara uyduğunu kaydetti.
“Başkanlık sistemine karşıyız”
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan CHP lideri, Kürt sorunuyla ilgili bir soruyu, “Türkiye'nin gerçek anlamda özgürce bir anayasaya ulaşması için çaba harcıyoruz. Anayasa'da görüşmeler devam eder ve AKP başkanlık önergesini geri çekerse daha çok ilerleme yaşarız. Anadil konusunda yasaklara karşıyız. 17 maddelik özgürlük manifestosu yayınladık. Ama buna AKP katılmadı. Süreçle ilgili olarak büyük eleştirimiz parlamento dışı çözümlere karşıyız. Akil adamların kurulmasını istedik ve bu görüşmeyi onların yapmasını istedik. Ama sürecin nasıl gittiğini bilmiyoruz” şeklinde yanıtladı.
İktidara geldiklerinde %10’luk seçim barajını da mutlaka kaldıracaklarının da altını çizen CHP lideri, başkanlık sistemine karşı çıktığını ise şu sözlerle aktardı. “Tek adam yönetimini kurumsallaştıracak ve Türkiye koşullarında otoriter eğilim ve alışkanlıkları pekiştirecek başkanlık sistemi önerisini de kabul etmiyoruz. CHP, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklı; laik, demokratik; Cumhuriyetin kazanımlarını koruyan ve bu kazanımları eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla geliştiren bir Anayasa istemektedir.”
“Bir sabah kalktık başbakan karar vermiş”
Suriye’de çözüm konusunda demokrasiye inandıklarını, AB’nin Kıbrıs konusunda Annan planı üzerinde çifte standart uyguladı sözleriyle Türkiye’yi ilgilendiren diğer başlıklara da değinen CHP lideri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son olara Rusya’da bir kez daha dile getirdiği Şangay 5’lisi önerisini bir kez daha eleştirerek “200 yıldır batılılaşmaya çalışıyoruz. Biz daha otoriter olan yapılar içinde yer almak istemiyoruz. Daha uygar bir toplumun içinde çağdaş bir dünyada yer almak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Dersaneler konusuna CHP liderinden itiraz
Ana muhalefet liderine son günlerin tartışmalı dersanelerin kapatılması konusunda ise başbakanı keyfi davranmakla suçladı.
“Dersane modelinde bir sabah kalktık sayın başbakan karar vermiş dersaneleri kaldıracağım diye. Mevcut eğitim sistemi dersaneleri zorunlu kılıyor.” Bunun ticari ve serbest piyasa anlayışına da aykırıdır. Yasaklarla bir yere varılamaz.”
“Biz olsaydık Mavi Marmara olmazdı”
İsrail ile Türkiye ilişkilerine de değinen Kılıçdaroğlu iki ülkenin köklü bir tarihi olduğunu ve çatışma süreci yaşayarak bunu bozmak istemeyiz diye konuştu. CHP lideri, “Mavi Marmara olayı hiç yaşanmasaydı keşke ama CHP gibi parti iktidar olsaydı Mavi Marmara gibi bir olay yaşanmazdı” diye konuştu.
“Basın özgürlüğü ciddi sorun”
Basın özgürlüğü konusunun, Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu gazetecileri hatırlatarak “hiç bir gazetecinin hapse atılmasını istemeyiz. Eger poşu taktı diye bir üniversite öğrencisini 16 ay hapsederseniz, bir ülkede basbakan kitabı bombadan daha tehlikeli algıladığını ifade ederse orada özgürlük sorunu var demektir. Türkiye’de ilk kez sıkı yönetimin uygulamalarından biri yaşandı. Henüz basılmayan kitap yasaklandı” şeklinde konuştu.
“CHP Amerika’da çok daha güçlü olacak”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüm bu resmi temasları öncesinde, Pazar günü partisinin başkent Washington’da bir süredir faaliyette olan ofisinin resmi açılış töreni için düzenlenen resepsiyona katıldı.
Törende konuşan Kılıçdaroğlu, partisinin bundan böyle Amerika’da çok daha güçlü bir şekilde varlık göstereceğini şu sözlerle aktardı: "Öyle anlaşılıyor ki bugünkü süreç içinde biz kendimizi yeteri kadar, anlatamamışız. Değişimi anlatamamışız. Önümüzdeki süreçte daha çok arkadaşımız gelerek ve sizlerin sorularına muhatap olarak neyi nasıl yaptığımızı, beklentilerimizi, düşüncelerimizi sizlere anlatmaya çalışacağız."
“Türk-Amerikan ilişkilerinde güvensizlik egemen”
Resepsiyon sısında Amerika’nın Sesi’nin sorularını da yanıtlayan CHP lideri, davet üzerine bu ziyareti gerçekleştirdiklerini belirtirken, Amerikalılara vereceği mesajları şöyle sıraladı:
"Bizim politikalarını anlatacağız. Bu politikaların büyük bir kısmıyla çağdaş ülkelerin uyguladığı politikaların uyuştuğunu göreceksiniz. Biz özellikle Suriye, Irak ve Mısır konusunda daha farklı bir politika güdüyoruz. Arzumuz bulunduğumuz coğrafyada bir çatışmanın olmaması. Çatışma olmayacak ama öte yandan da daha fazla bireysel hak ve özgürlüklerin genişlemesi gerekiyor, demokrasinin gelmesi gerekiyor, özgürlük talebinde bulunanların şiddete maruz kalmaması gerekiyor. Bunlar bizim arzularımız, bunları tabii dile getireceğiz."
Türk Amerikan ilişkilerinde belli bir güvensizlik egemen olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Umuyorum bu güvensizlik kısa süre içinde giderilmiş olur” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu ve bir grup milletvekilinden oluşan CHP heyetinin Washington temasları Çarşamba günü sona erecek.