Sosyal medya polis teşkilatlarının ve diğer devlet kurumlarının çalışma yöntemlerini değiştiriyor. Amerika’nın Sesi’nden Mike O’Sullivan, yeni medya araçlarıyla polisin gözlemlenebildiğini ve yoğun otoyollarda trafiğin yönetilebildiğini ancak buna rağmen yararlarının sorgulandığını bildiriyor.
Los Angeles metrosunda işçiler otobüsleri ve yönlerini izliyor, gecikme ve sorunları gözlemliyor. Sistem, kamera ve sensör kullanımına dayanıyor ancak yakında Waze isimli sosyal medya programıyla entegre olarak çalışacak. Waze’e bilgiler gerçek zamanlı olarak şoförler tarafından yükleniyor.
Los Angeles Metrosu için çalışan Kali Fogel ulaşım sistemi için sıklıkla yenilenen veriler gerektiğini söylüyor. Fogel ayrıca, Waze gibi kitle kaynaklı uygulamaların veri boşluklarını doldurmalarında yardımcı olduğunu söylüyor.
Waze’in sahibi olan Google, Rio’dan Cakarta’ya birçok kentle anlaşarak kentlerde trafik eğilimlerini incelemiş.
Freda Sideroff gibi sürücüler Los Angeles’ta trafiğe çıkarken Google Maps ve diğer yön bulma uygulamalarını kullanıyor.
California Ulaşım Dairesi aynı zamanda otoyollara yerleştirilen elektronik tabelalar sayesinde sürücülerle iletişime geçiyor. Ayrıca QuickMap isimli otoyol harita programıyla Twitter gibi sosyal medya sitelerinden de yararlanıyor.
Dairenin sözcüsü Patrick Chandler trafik müdürlerinin gün içinde milyonlarca sürücüyü izlediğini söylüyor. Sistemin çok eski olduğunu söyleyen Chandler, kapasitenin etkinliğini arttırmak için yeni otoyol ve kavşak yapmanın, yol genişletmenin yanısıra yolcuları bilgilendirmeye, yoldaki durum hakkında bilgi vermeye çalıştıklarını söylüyor.
Maryland eyaletindeki emniyet teşkilatı gibi bazı kurumlar, halkla iletişim için sosyal medyayı kullanıyor.
Ancak bazı siyah Amerikalılar’ın polis tarafından öldürülmesi üzerine yapılan protesto gösterileri ve birkaç polisin vurulmasından sonraWaze gibi uygulamaların polislerin yerlerinin tespit edilmesini sağlayarak memurları tehlikeye sokabileceğinden kaygı duyuluyor.
Vatandaşlık haklarını savunan gruplarsa, sosyal medya uygulamalarını kullanarak halkın polisi gözetim altında tutmasını cesaretlendiriyor. Polis ve diğer devlet kurumları da gün geçtikçe halkla iletişime geçerek daha fazla bilgi topluyor.