‘Kaçakçılar IŞİD Petrolünü Türkiye’ye Sokabiliyor’

Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği duvarına asılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için Rusça "Aranıyor" yazan bir afiş.

Amerika’dan NATO ülkesi olan Türkiye’nin hava sahasının ihlal ettiği gerekçesiyle Rus jetini düşürmesine yapılan yorumlar sürüyor. Dış İlişkiler Konseyi’nin düzenlediği tele-panelde Konsey’in Ortadoğu uzmanları Steven Cook ve Phillip Gordon, Rusya-Türkiye arasındaki gerilimi, bundan sonra ne olacağını ve de Suriye krizini ele aldılar.

Uzman Steven Cook, Türkiye’nin Rus jetini neden düşürdüğü konusunda, Türkiye’nin sürekli devam eden ihlalleri artık hem siyasi olarak görmezden gelmeye devam edemeyeceği, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü lider kimliğini zedelediği için böyle bir adım attığını açıkladı.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği tarzındaki açıklamalarına devam edeceğini belirten Cook, Türk hükümetinin IŞİD’den petrol satın aldığı konusunda kesin delillerin olmadığını, ancak kaçakçıların Türkiye’ye IŞİD petrolünü soktuğunun bir gerçek söyledi.

Her iki liderin de geri adım atmaya niyetinin olmadığını düşünen Steven Cook, her ne kadar Putin ve Erdoğan’ın daha önce siyasi farklılıklarını göz ardı ederek ekonomik ilişkilerini güçlendirmiş olsalar da bu kez ilişkilerin kısa sürede düzeleceğine inanmıyor.

IŞİD sorununun hem siyasi hem de teolojik bir sorun olduğunu dile getiren uzman, askeri müdahalelerin IŞİD’i bitirmede yeterli olamayacağı görüşünde. Amerika ve Türkiye’nin Suriye’deki önceliklerinin farklılıklarına da değinen Steven Cook, Amerika’nın Suriye’deki Kürt güçlerine neden yardıma devam edeceğini şöyle açıkladı: “Türkler 2003 yılından bu yana Amerikan ordusunda pek fazla dost edinemediler ve bu IŞİD ile mücadele konusuna da yansıdı. Türkler Amerika’nın IŞİD stratejisine uzaktı, ama Kürtler sahada IŞİD’e karşı etkililer. Amerikan Ordusu önceliğini IŞİD’i yenmeye verdi ve ordu istediği kişilerle çalışacaktır. Ordunun birlikte çalışmak istedikleri Kürtler, hangi siyasi partiden olursa olsun. Bu, Kürtler IŞİD karşısında etkili olduğu müddetçe devam edecektir. Düşünceme göre Amerikan ordusunda Türklere karşı pek bir anlayış ortamı kalmadı ve ordu görev tamamlanıncaya kadar, ve sahada başka yardımcı gruplar ortaya çıkana dek Kürtlerle çalışmaya devam edecektir.”

Yakın zaman önce Beyaz Saray’da Başkan Obama’nın Ortadoğu Özel Danışmanlığı’nı yapan ve eski Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Phillip Gordon ise, Türkiye’nin Suriye’de desteklediği grupları hedef alan Rusya’ya bir mesaj göndermek amacıyla, hava sahasını ihlal eden Rus uçağını düşürdüğünü belirtti. İki ülke arasındaki bu anlaşmazlığın kesinlikle jeopolitik çıkarlar nedeniyle olduğunu belirten Gordon, gerginliğin daha da fazla tırmanacağını düşünmüyor.

Türkiye ve Rusya’nın ilişkilerini derin bir şekilde donduğunu söyleyen eski diplomat, Rusya’nın kendi vatandaşlarını zora sokması pahasına Türkiye’ye yaptırım uygulamaya ve Türkiye’nin desteklediği grupları da bombalamayı sürdürerek sert bir şekilde cevap vermeye devam edeceğini belirtti. Türkiye’nin Mavi Marmara olayı sonrası İsrail’den resmi özür talep ettiği dönemi hatırlatan Gordon, “Eğer Türkiye’nin özür dilemesi ilişkilerin düzelmesi için baş koşulsa, ikili ilişkilerin tamamen donmuş olduğu yine uzun soluklu bir süreç bizi bekliyor” yorumunda bulundu.

Suriye konusunda ülkelerin bütününün farklı politikaları olduğuna değinen Phillip Gordon, Viyana toplantılarının Suriye konusunda önemli aktörlerin hepsini bir araya getirebildiği için bir ilk olduğunu savundu. Ülkeler arasındaki en önemli uçurumun Esat’ın geleceği konusunda olduğunu belirten Gordon, Türkiye dahil ‘Esat gitmeli’ diyen pek çok ülkenin ve de Esat’ı destekleyen öncelikle Rusya’nın, bir geçiş dönemi oluşturulması konusunda aynı görüşe yaklaştığını söyledi. Bir sonraki toplantıda bütün krizin çözülmesinin tabii ki de olası olmadığını dile getiren uzman, şu aşamada Esatlı geçiş döneminin ne kadar süreceği konusunda farklılıklar olsa da, gelinen noktanın önemli bir gelişme olduğunu söyledi.

Rusya’nın da Esat hayranı olmadığını söyleyen eski diplomat, Rusya’nın neden Esat’ı desteklediğini şöyle açıkladı: “Ruslar da Esat’ın hayranı değil ve eğer Esat yarın ortadan kaybolmaya karar verirse bunu sorun etmezler ancak Rusya’nın esas sorun ettiği konu şu: eğer planlı bir rejim değişikliği olursa Suriye’yi kimin yönettiği sorusu ortaya çıkacak. Rusya’nın esas korktuğu bu sorunun cevabının beraber çalışamayacakları ılımlı bir rejimdense, kaos ortamının ve IŞİD dahil radikal grupların başa gelmesi. IŞİD ve diğerlerini hem Rusya’nın içindeki radikal gruplar hem de Rusya’nın komşularında yer alan gruplar destekliyor.”

Amerika’nın IŞİD ile mücadelede savaşmaya kararlı ortaklara ihtiyaç duyduğunu geniş bir şekilde ilan ettiğini belirten Gordon, Suriyeli Kürtler’in şu ana kadar IŞİD’e karşı tek etkili güç olduğunu söyledi. Amerika’nın Suriye’deki Kürtlerle çalışmaya devam edeceğini ve bunun Türkiye ile ilişkilerde gerginliği sürdüreceğini de ekleyen uzman, ancak Amerika’nın aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu ve bu yüzden de Suriye’nin kuzeyinde bağımsız bir Kürt bölgesine karşı olduğunu da belirtti.

Amerika’nın neden daha önce IŞİD’in petrol ticareti konusunda hava saldırılarını arttırmadığı sorusuna, IŞİD’in bu işler için sivilleri kullandığını ve Amerika’nın bu yüzden dikkatli davrandığını söyleyen Phillip Gordon, eğer Amerika Suriye’ye daha erken müdahale etseydi de, durumun bugünkünden pek de farklı olmayacağını da sözlerine ekledi.

Bir Türk gazetecinin Erdoğan’ın medyaya olan baskılarının neden Amerika’da daha sert bir tepki almadığı üzerine sorduğu soruya cevap veren Steven Cook, Obama yönetiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uyum sağlamaya kararlı olduğunu ve Türkiye’deki Amerikan üslerinin kullanıma açılması kararından sonra da özellikle daha dikkatli davranıldığını söyledi.