Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Filistin topraklarındaki yıkımın İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın yaşadığı yıkımdan daha büyük olduğunu belirterek “Gazze'de sivil halk için kıyamet benzeri ‘apokaliptik’ bir durum var” dedi. Gazze’de barış için bir yol haritası sunan Borrell, “Batı Şeria’da aşırı dinci Yahudi yerleşimcilerin Filistin halkına uyguladığı şiddetten ve yeni yapılaşma girişimlerinden de haberdarız” diye konuştu.
AB Dışişleri bakanları, 14-15 Aralık’ta yapılacak kritik liderler zirvesi öncesi Brüksel’de toplanarak, liderlerin masasına gelecek konular olan Gazze, Ukrayna, Kafkasya ve genişleme dosyaları üzerinde uzlaşma aradı.
Gazze'de çatışmalar devam ederken toplanan AB dışişleri bakanları; İsrail ile Hamas arasındaki savaşa yanıt olarak, Hamas’ın finans kaynaklarının azaltılmasına yönelik tedbirler ile Filistin halkına şiddet uygulayan İsrailli yerleşimcilere yönelik seyahat yasakları da dahil olmak üzere, AB olarak atılacak ortak adımları tartıştı.
Ortadoğu krizine getirilecek çözüm konusunda, İspanya ve İrlanda gibi Filistin halkının acılarına göz yumulmamasını” savunan ülkelerle, koşulsuz İsrail’i destekleyen Almanya ve Avusturya arasındaki görüş ayrılıkları da giderilemedi.
Toplantıda Ukrayna’ya yapılacak mali yardımla Ukrayna’nın AB’ye katılım müzakerelerine başlaması kararı ve bu her iki karar için Macaristan’ın koyduğu “veto” da ele alındı. Toplantıya katılan Ukrayna Dışişleri Bakanı ile Macaristan Dışişleri Bakanı bir araya gelse de, Budapeşte’nin veto kilidi açılamadı.
Gazze için yol haritası
AB bakanlari, toplantıda Fransa, İtalya ve Almanya tarafından yapılan öneriye dayanarak Hamas'a yönelik ek yaptırımları tartıştı. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, geçen hafta, Gazze’de yeniden başlayan savaşa yanıt olarak alınacak tedbirlerin ana hatlarını çizen ve tüm seçenekleri tek bir metinde bir araya getirmeye çalışan bir planı üye ülkelere gönderdi.
Bu belge, Borrell'in Kasım ayında yapılan dışişleri bakanları toplantısından sonra, “savaş sonrası yol haritası” olarak özetlediği önerilerden oluşuyor.
Yol haritasında, bir taraftan AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas'ın finansmanın kesilmesine yönelik önlemlerle, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinliler’e şiddet uygulayan İsrailli yerleşimcilere yönelik seyahat yasakları gibi yaptırımlar ele alındı.
Diğer yandan uluslararası hukuka saygı, Gazze'de istikrarın sağlanmasına yardımcı olmak için Avrupa Birliği'nin olası ek katkıları, iki devletli çözüme yönelik daha fazla diplomatik çaba ve Filistin Yönetimi'nin "yeniden canlandırılması" gibi siyasi öneriler tartışıldı.
AB geçtiğimiz Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları'nın komutanı Muhammed Deif ve yardımcısı Mervan İsa'yı terör yaptırımları listesine eklediğini duyurdu. Bu iki isim, AB'deki fonları ve mali varlıkları dondurulan 13 kişi ve 21 kuruluşun isimlerine eklendi.
AB bakanlari, Filistin ve İsrail dışişleri bakanlarını bir sonraki toplantıya davet etme ve Refah sınır kapısına iki ayrı misyon gönderme önerilerini de konuştu.
Borrell toplantı çıkışında yaptığı açıklamada, AB’nin, İsrail'in Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetinden haberdar olduğunu belirterek, “İsrail hükümetinin yerleşim yerlerini genişletmek amacıyla Doğu Kudüs'te bin 700 ek konut inşaatını onaylamasından endişe duyuyoruz. Maalesef Gazze'deki binaların yıkım düzeyi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman şehirlerinin uğradığı yıkımdan çok daha şiddetli. İnsanların çektiği acıların düzeyi benzeri görülmemiş bir zorluk oluşturuyor” diye konuştu.
Borrell basın toplantısında Hamas’a yönelik yaptırım planına “Hiçbir itiraz olmadığını” belirtirken, Batı Şeria'daki İsrailli kolonilere yönelik olası yaptırımlar konusunda “oybirliği yoktu” dedi; ancak her iki konuda üye devletlere bir öneride bulunacağını ekledi.
İspanya, İrlanda, Malta ve Belçika’dan “ateşkes” çağrısı
İrlanda, İspanya, Malta ve Belçika liderleri, toplantı öncesi Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'e hitaben yazdıkları mektupta, AB’nin “Gazze'de kalıcı bir ateşkesin sağlanması” çağrısında bulunmasını istedi. AB’li liderler, “Derhal tüm tarafları, düşmanlıkların sona ermesine yol açabilecek kalıcı bir insani ateşkes ilan etmeye çağırmalıyız" dedi.
İrlanda Dışişleri Bakanı Micheal Martin Brüksel'e gelişinde bu yaklaşımın "masum sivillerin katledilmesine son vermeyi" amaçladığını söyledi. Bu dört ülke, Perşembe ve Cuma günü Brüksel'de yapılacak devlet ve hükümet başkanları zirvesinde AB'nin bu noktada güçlü bir tutum benimsemesi için çalışacak.
Macaristan’ın Ukrayna vetosu krizi aşılamadı
Öte yandan toplantıda ele alınan önemli gündem başlıklarından bir tanesi de Ukrayna savaşında gelinen nokta ve AB’nin Ukrayna’ya yapacağı yardımlar oldu.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodomir Zelenski Washington’da Başkan Joe Biden ile görüşürken; Dışişleri Bakanı Dimitri Kuleba da, Brüksel’de AB’li bakanlarla bir araya geldi.
Kiev, AB'nin Ukrayna’ya verdiği desteği sürdürmesini bekliyor ve 50 milyar Euro’luk yardıma ilişkin Bütçe’nin onaylanmasını bekliyor. Kiev’in bir başka beklentisi de, AB’ye katılım için müzakerelerin başlamasına liderlerin 14 Aralık’ta yeşil ışık yakması. Ancak Macaristan, ortaklarından gelen yoğun baskıya rağmen, bu iki konuyu da veto etmeye devam ediyor.
Kuleba, Brüksel’de yaptığı açıklamalarda, “Biz üzerimize düşeni yaptık. Avrupa Birliği'nin kendi işini yapmasını bekliyoruz” derken, Macaristan Ukrayna'nın AB’ye katılımı amacıyla müzakerelerin başlatılması konusundaki vetosunu hala kaldırmadı. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, toplantı öncesi, “Şantajın kaynağı ve faili ne olursa olsun hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz” mesajını paylaştı.
Toplantının ardından Kuleba ile bir saat süren bir görüşme yapan Macar Bakan Szijjato, uzlaşmaya dair bir işaret vermedi. Budapeşte yönetiminin ikna edilmesi için, Avrupa Komisyonu’nu bu hafta Macaristan’a verilmesi gereken ancak “hukuk devleti ihlallerine” takılan 10 milyar Euro’luk ödeneğin önündeki engeli kaldırması bekleniyor.
Kulislerde “Ukrayna ile üyelik müzakerelerinin Mart ayından itibaren açılmasına ilişkin bir orta yol” bulunabileceği konuşuluyor. Ancak Macar Başbakan Victor Orban’ın “ikna olmaması” da hala ihtimaller arasında.