CHP lideri Özgür Özel’in seçim sürecinde yüzde 5-5,5 oy farkıyla CHP’nin seçimi kazanacağı tahminini açıkladığı İzmir’de, sandıktan AK Parti’yle yaklaşık 12 puan fark çıktı.
2002’den bu yana tüm seçimlerde olduğu gibi CHP’nin birinci parti konumunu bir kez daha koruduğu İzmir’in yanısıra Ege Bölgesi’ndeki diğer iller de tamamen kırmızıya boyandı.
CHP 78 yıl aradan sonra Manisa’da, 74 yıl sonra Afyonkarahisar ve Balıkesir’de, 70 yıl sonra Kütahya’da, 35 yıl sonra Uşak’ta, 25 yıl sonra Denizli’de seçimleri kazandı. Uzmanlara göre İzmir’de tahminlerin üstündeki oy farkının ve CHP’nin Ege illerindeki başarısının arkasında, ekonomideki sıkıntıların yerel seçimlere yansıması var.
Your browser doesn’t support HTML5
İzmir’de büyükşehir ve 30 ilçenin 28’inde seçimi CHP kazandı
Anadolu Ajansı’nın açıkladığı resmi olmayan sonuçlara göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanlığını oyların yüzde 48,97’sini alan CHP adayı Cemil Tugay kazandı. CHP, 30 ilçenin 28’inde de seçimden galip çıktı.
CHP’li Tugay’ın büyükşehir yarışında en yakın rakibi AK Parti adayı Hamza Dağ ise MHP desteğine rağmen yüzde 37,07 oy oranıyla AK Parti’nin geçen yerel seçimde aldığı oyun da gerisinde kaldı.
Diğer yandan Özel’in, 2019’da CHP’ye destek veren diğer siyasi parti seçmenlerine “sandıkta birleşme” çağrısı da karşılık buldu; İYİ Parti ve DEM Parti adayları son genel seçimde partilerinin aldığı oyu alamadı. DEM Parti yüzde 4,17’de, İYİ Parti’yse yüzde 3,63’te kaldı. Ancak diğer partilerin desteği CHP’nin geçen yerel seçimde kazandığı yüzde 58,10 oy oranını yakalamasına yetmedi.
“14 Mayıs’a göre hem AK Parti hem CHP oylarını yükseltti”
VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Tanju Tosun, AK Parti ve CHP adaylarının oy oranının, 14 Mayıs genel seçimlerinde partilerinin aldığı sonucun üzerinde olduğuna dikkat çekti. Bunun nedeninin partiler arası oy geçişleri olduğunu söyleyen Tosun, “Bu sonuç aslında adayların almış olduğu oy oranı itibarıyla İzmir’de çok fazla değişen bir şey olmadığını gösteriyor. 14 Mayıs’ta partilerin aldığı oya göre, Hamza Bey’in (Dağ) oylarında Cumhur İttifakı oyu üzerine 6 puan, Cemil Bey’in oylarındaysa CHP oyu üzerine 7 puan artış olmuş. Dolayısıyla her iki aday da arttırmış. Bu, ilk kez oy kullanan seçmen faktörü çok güçlü olmasa da özellikle ideolojik bloklar içinde yer alan bazı parti seçmenlerinin iki adaydan biri etrafında toplanmasıyla ilgili olabilir. Yani oy geçişleriyle ilgili olabilir” dedi.
Seçim öncesinde AK Parti-CHP arasında oy farkının hiç olmadığı kadar kapanacağını gösteren anketleri yorumlayan Tosun, “Anket tekniğiyle yapılan kamuoyu araştırmaları kamunun belli bir konuya ilişkin düşüncelerini belirli bir ana özgü olmak üzere fotoğrafını çeker. Seçmen tercihini etkileyecek farklı dinamikler kalan sürede devreye girebilir” diye konuştu.
İzmir’de CHP’nin AK Parti’yle arayı açmasını sağlayan dinamikler ne oldu?
Prof. Dr. Tosun, seçmenin oy tercihini en başta ekonomideki sıkıntıların belirlediği görüşünde. Tosun, “14 Mayıs seçim sonuçları analiz edilirken ‘boş tencere sonuç üretmedi’ deniyordu. Ama aslında o tencere bir düdüklü tencereymiş. İçeride suyun kaynayıp artık kapağın o suyu tutamayacak, kapağın patlama noktasına geldiği anda böyle bir tepki oluştu. Ekonomik kriz çok önemli bir faktör” dedi.
Tosun, İzmir’de seçmenleri konsolide eden diğer faktörün aday isimlerinden ziyade parti logosu olduğunu da söyleyerek, “Ne adaylar ne parti üst yönetimi birleştirdi. CHP markası, siyasi kutuplaşma ve kendi şehirlerinin ötesinde seçmeni cezbeden iki aktörün etkisi var. Bunlardan bir tanesi İmamoğlu, bir tanesi Mansur Yavaş. Yani İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın sesi İzmir’den de duyuldu. Bunu da göz ardı etmemek gerekir” ifadelerini kullandı. Tosun, CHP’li seçmenlerin bir sonraki cumhurbaşkanı seçiminin provası niteliğinde sandığa gittiğini belirtti.
“Özel’in ilçelerde yaptığı müdahaleler büyük ölçüde CHP seçmenini ve muhalefeti uyandırdı”
Integral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İzmir’de seçim döneminde sıkça yaptığı mitinglerin seçim sonucunu etkilediğini söyledi. Yaldız, “Özgür Özel adeta İzmir’i karargah merkezi olarak kullandı. Aday itirazlarının, küskünlüğün, 14 Mayıs’tan itibaren var olan siyasal ve duygusal kopuşun sebeplerini ortadan kaldırmak için ilçelerde mitingler, toplantılar yaptı ve son gün dahi İzmir’de sahadaydı. Dolayısıyla Özel’in ilçelerde yaptığı müdahaleler büyük ölçüde CHP seçmenini ve muhalefeti uyandırdı” dedi.
Yaldız, Özel’in AK Parti karşıtlığı söyleminin, muhalif seçmenleri son düzlükte birleştirdiğini kaydederek, “Özel muhalefetin kaygı düzeyini yükseltti. Yani iktidar partisinin başarılı olmasının özellikle yaşam alanına müdahale, özgürlük konularında nelere mal olacağı. CHP bu seçimde özgürlük vadetti. İzmir’de akılda kalan şey bu. Temel belediye hizmetlerine yönelik vaatleri de var ama bunları görünür kılmak yerine İzmir’in özgürlüğü, Atatürkçülüğü, rejim kaygıları, iktidarın siyasal İslam kaynaklı doku uyuşmazlığının altını çizerek mesafe aldı” diye konuştu.
“Hamza Dağ’ın 2019 seviyesinde kalmasının sebebi küskün AK Partililer”
Yaldız, İzmir’deki seçim sonucunu “küskün AK Partililer’in” seçime gitmemesinin de etkilediğini ileri sürerek, “Ekonominin kötü gitmesinin AK Parti veya Cumhur İttifakı seçmenlerinde motivasyon kaybı yaratacağını, bunun saha çalışmalarına olumsuz anlamda yansıyacağını, kısmen de olsa sandığa gitmemeyle sonuçlanacağını düşünüyordum. Ama tahminimin çok ötesinde, sandığa gitmeme oranının daha çok Cumhur İttifakı seçmenlerinde olduğunu değerlendiriyorum bugün baktığım zaman. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın güçlü olduğu ilçeler temelli olarak baktığımızda, protest seçmenin bazı yerlerde CHP seçmeninden daha fazla Cumhur İttifakı seçmeni olduğunu değerlendiriyoruz” dedi.
Yaldız, “Hamza Dağ’ın CHP’den oy aldığını da biliyoruz. CHP’den yüzde 7-8 dolaylarında oy aldığı ve alacağı araştırmalara yansıyordu. Ama Dağ’ın oyunun 2019 seviyelerinde kalmasını hatta o seviyeye dahi ulaşmasını engelleyen boş tenceredir, boş tencereden kaynaklı AK Partili seçmenlerdir” diye konuştu.
Cumhur İttifakı büyükşehir yarışında 2019’daki oyunu neredeyse korumasına karşın İzmir’in ilçelerinde ciddi hezimete uğradı. Karşıyaka ve Menemen hariç İzmir’in tüm ilçelerinde oy kaybı yaşadı. Cumhur İttifakı’nın en çok oy kaybettiği ilçelerden bazıları olan Dikili’de yüzde 39’dan yüzde 15’e, Seferihisar’dan yüzde 45’ten yüzde 18’e, Bayındır’da yüzde 58’den yüzde 36’ya, Tire’de yüzde 43’ten yüzde 26’ya geriledi.
CHP İzmir’de başarılı mı?
CHP Ankara’da yüzde 60, İstanbul ve Eskişehir’de yüzde 51, Mersin’de yüzde 59, Manisa’da yüzde 57, Afyon’da yüzde 51, Denizli’de yüzde 48 oyla seçimi kazanırken İzmir’de CHP’nin oyu yüzde 48’de kaldı.
CHP’nin İzmir’de aldığı oy, Türkiye genelinde 47 yıl sonra gelen tarihi başarıyı yansıtıyor mu? Diğer yandan AK Parti’nin İstanbul ve Ankara’da oy oranı düşerken İzmir’de geçen yerel seçimdeki seviyesinin altında kalması ne anlama geliyor?
Tanju Tosun, İzmir’in Türkiye genelinde CHP’nin elde ettiği başarının gerisinde kalmadığı görüşünde. Tosun, diğer illere kıyasla CHP’nin İzmir’de daha düşük oy almasını, “İzmir, CHP’nin çok güçlü olduğu ve her seçimde aşağı yukarı oyunu koruduğu bir kent. İktidarın vaatleri ya da iktidarın fırsatlarından yararlanmaktan ziyade bir CHP algısı, bir ata mirası var. Diğer kentlerde, ikili bir yarış olurken yani iki partiden biri etrafında tüm seçmenler konsolide olurken, CHP İzmir’de aslında tabanını koruyor” dedi.
Tosun, “CHP’nin karşısında bir parti devleti var. Bu parti devleti kendi sosyolojisini ve burjuvazisini yaratmıştır. O sosyoloji ve burjuvazinin partiyi terk edip CHP’ye geçmesi de o kadar kolay değildir” diye konuştu.
“Özel İzmir’i karargah haline getirmese, bu sonuçları da muhtemelen alamayacaktı”
Ümit Yaldız ise Türkiye genelindeki seçim sonucu karşısında CHP’nin İzmir’deki başarısını yeterli görmeyenlerden.
Yaldız, “Bu sonuç, 9 günlük Özgür Özel’in bizzat mesaisiyle alındı. Özel İzmir’i karargah haline getirmese, bu sonuçları da muhtemelen alamayacaktı. Bu, Özgür Özel’in başarısıdır. İzmir’de siyasal ve duygusal kopuş diğer illerden çok çok daha fazla. Çünkü İzmir 25 yıldır CHP’yle beraber. Ama CHP özellikle ilçelerde son 10 yılda çok istikrarsız bir tablo ortaya koydu. Çok keyfi aday değişiklikleri yaptı. Üst üste iki dönem bir ilçeyi yöneten belediye başkanı neredeyse bir elin parmağını geçmiyor. Tüm bu istikrarsızlıklar yerel memnuniyetsizliği de beraberinde getirdi. Bir çeşit metal yorgunluğu yaşandı. Sırasıyla bu seçim sonucunun sebepleri; CHP’nin 25 yıllık yorgunluğu, 14 Mayıs’taki seçmendeki kopuş ve bu seçimde adaylara yönelik itirazlardır” diye konuştu.
Yaldız, 2009’da CHP adayı Aziz Kocaoğlu’nun siyasi partiler arasında ittifakların olmadığı yerel seçimde en yakın rakibi AK Parti adayı karşısında yüzde 56,1 oy aldığını da hatırlattı.
Ege haritası nasıl kırmızıya boyandı?
Peki aralarında seçim öncesinde anketlerin yanıldığı illerin de olduğu Ege Bölgesi’nin tamamında CHP zaferi nasıl geldi?
Tosun, İzmir büyükşehir ve ilçelerinde parti logosunun oy vermede daha etkili olmasına karşın diğer Ege illerinde aday isimlerinin oy topladığını söyledi. Tosun, “Mesela Manisa’da ben ismin de etkili olduğunu düşünüyorum. Ferdi Bey’in (Zeyrek) kampanyalarını ben takip ettiğimde son derece mütevazi, halkın içinde olduğunu ve mevcut belediye başkanına karşı da müthiş bir tepki olduğunu gördüm. Bu tepki birikimi sonucunda Manisa’da uygun aday ile parti markasının dışında seçim kazanılmıştır” dedi.
Bu illerde yaşanan siyasi değişimin göstergesinin ise belediye meclislerindeki dağılım olduğunu söyleyen Tosun, “Şu bizi yanıltmasın, belediye başkanlığı ile belediye meclis üyeliği sonuçları arasında bir ayrım yapmak gerekir. Belediye başkanlığı seçimleri çoğunluk yöntemine göre kazandırıyor fakat belediye meclis üyeliğinde nispi temsil uygulanıyor. Belediye meclis üyeliğinde parti etkisi daha fazla belirleyici oluyor. Bu açıdan bakıldığında çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Ama elbette Afyon’da, Kütahya'da CHP kazanıyorsa, burada da seçmenin iktidara karşı muhalefetin yanında olmak gibi çok net bir ekonomik kriz merkezli refleksi olduğunu, aynı zamanda AKP’nin yönetme anlayışına yönelik bir tepkisi olduğunu da görmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yaldız da Ege bölgesindeki illerde CHP’nin seçimi kazanmasının iktidara sert bir mesaj niteliği taşıdığını kaydederek, “Seçmen iktidara öncelikli olarak Türkiye’nin yarası olan ekonomik sorunları çözmesi gerektiği mesajı verdi; yerel yönetim yükü de iktidarın elinden alınıp ana muhalefete verildi. Bu sorunu çözemezseniz, yerel yönetimdeki başarı durumuna göre iktidarı muhalefete vermeye hazırlanıyor Türk seçmeni. Bunu artık Afyon’da, Uşak’ta, Kütahya’da gösterdi” dedi.