İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Salı günü yaptığı açıklamada, İsrail'in hava saldırılarında Hizbullah'ın öldürülen lideri Hasan Nasrallah'ın iki halefinin öldürüldüğünü söyledi. İsrail, İran destekli Hizbullah'a karşı başlattığı saldırıyı dördüncü bir tümenin Lübnan'ın güneyine konuşlandırılmasıyla genişletti.
Netanyahu, Hizbullah'ın geçici lideri ve genel sekreter yardımcısı Naim Kasım'ın müzakere edilmiş bir ateşkese açık kapı bırakmasından saatler sonra, makamı tarafından yayınlanan bir videoda konuştu.
Netanyahu isim vermeden, “Hizbullah'ın kapasitesini azalttık. (Hasan) Nasrallah'ın kendisi, Nasrallah'ın yerine geçecek kişiyi ve onun da halefi dahil binlerce teröristi etkisiz hale getirdik” dedi.
Salı günü erken saatlerde İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Nasrallah'ın yerine geçmesi beklenen Haşim Safiyeddin'nin muhtemelen “ortadan kaldırıldığını” söylemişti. Netanyahu'nun “yerine geçecek kişinin halefi” sözüyle kimi kastettiği anlaşılamadı.
Safiyeddin'den, geçen haftanın sonuna doğru düzenlenen bir başka hava saldırısından bu yana haber alınamıyor. Netanyahu, “Bugün Hizbullah uzun yıllardır olmadığı kadar zayıf” dedi.
İsrail ordusu Salı günü yaptığı açıklamada, 24 saat içinde Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a ait yeraltı tesislerine düzenlenen ağır hava saldırılarında aralarında altı bölge komutanı ve bölge yetkililerinin de bulunduğu en az 50 savaşçının öldüğünü bildirdi.
Nasrallah'ın halefi muhtemelen “ortadan kaldırıldı”
Hizbullah'ın üst düzey yetkilisi Haşim Safiyeddin'nin, 27 Eylül'de İsrail'in Beyrut'un güneyine düzenlediği bir hava saldırısında öldürülen Şii Müslüman hareketin uzun süredir liderliğini yapan Hasan Nasrallah'ın yerine geçmesi bekleniyordu.
İsrail ordusunun kuzey komuta merkezindeki subaylara ordu tarafından dağıtılan kısa bir video kesitinde konuşan Savunma Bakanı Gallant, “Hizbullah başı olmayan bir örgüt. Nasrallah ortadan kaldırıldı, muhtemelen onun yerine geçecek kişi de ortadan kaldırıldı” dedi.
Etkili bir lider ve Nasrallah'ın muhtemel varisi olarak yetiştirilen Safiyeddin, İsrail'in başlıca hedeflerinden biriydi. Safiyeddin, Hizbullah'ın yürütme konseyinin başkanı olarak grubun siyasi işlerini yönetirken aynı zamanda askeri operasyonlarını yöneten Cihat Konseyi'nde de yer aldı.
Hizbullah'ın geçici lideri Naim Kasım, Gallant'ın videosunun yayınlanmasından önce gizli bir yerden yaptığı televizyon konuşmasında ateşkes girişimlerini desteklediğini söylemişti.
Kasım'ın konuşmasında ilk kez Gazze'deki savaşın sona ermesi Lübnan'daki çatışmaların durdurulması için bir ön koşul olarak dile getirilmedi. Kasım, Hizbullah'ın, örgütün müttefiki Meclis Başkanı Nebih Berri'nin çatışmaların durdurulmasını sağlamaya yönelik girişimlerini desteklediğini söyledi.
Netanyahu'nun ofisi Kasım'ın açıklamaları hakkında yorum yapmayı reddetti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller ise Hizbullah'ın “ağız değiştirdiğini ve ateşkes istediğini” çünkü örgütün savaş alanında “geri planda kaldığını ve hırpalandığını” söyledi.
Kasım, İsrail'den gelen “acı verici darbelere” rağmen Hizbullah'ın kabiliyetlerinin sağlam olduğunu söyledi; “Onlarca şehir, direnişin füzelerinin menzili içinde. Sizi temin ederiz ki gücümüz yerinde” dedi.
Bir yıl önce Filistinli silahlı grup Hamas'ın Gazze'den İsrail'in güneyine saldırmasıyla alevlenen bölgesel gerilim son haftalarda Lübnan'ı da içine alacak şekilde tırmandı.
Hem Hizbullah'ı hem de Hamas'ı destekleyen İran, 1 Ekim'de İsrail'e füze fırlatmıştı. Salı günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı, İsrail'i misilleme tehditlerini hayata geçirmemesi konusunda uyardı. Dışişleri Bakanı, İran'ın altyapısına yönelik herhangi bir saldırının intikamının alınacağını söyledi.
Batılı güçler, çatışmanın petrol üreticisi Ortadoğu'yu daha da karıştırmasından korkarak diplomatik bir çözüm arayışında.
İsrail ordusundan dördüncü bir tümen daha Lübnan'da
İsrail ordusu, sınır ötesine konuşlandırılan ilk yedek tümen olan 146. Tümen'i Lübnan'ın güneyine gönderdiğini ve Hizbullah'a karşı kara operasyonlarını Lübnan'ın güneydoğusundan güneybatısına doğru genişlettiğini bildirdi.
Ordudan yapılan açıklamada Lübnan'da kaç askerin bulunduğu belirtilmedi. Ancak ordu daha önce üç tümenin daha Lübnan'da faaliyet gösterdiğini duyurmuştu. Bu da binlerce askerin Lübnan topraklarında olduğu anlamına geliyor.
İsrail ordusu 1 Ekim'de kara kuvvetlerinin Lübnan'a girdiğini, önce komando birliklerinin, ardından da düzenli zırhlı birliklerin ve piyade birliklerinin Lübnan'a girdiğini duyurmuştu.
Bir askeri sözcü Lübnan'da aynı anda kaç askerin bulunduğunu söylemekten kaçındı. Yarbay Nadav Şoşani bir basın brifinginde, “Bu dinamik bir operasyon türü, sınırlı, hedefli baskınlar. Baskınlar içeri ve dışarı anlamına geliyor, hareket anlamına geliyor, farklı yerler anlamına geliyor, farklı kuvvetler anlamına geliyor” dedi.
İsrail gece boyunca Hizbullah'ın merkezinin bulunduğu Beyrut'un güney banliyölerini bir kez daha bombaladı ve Hizbullah'ın bütçe ve lojistik sorumlusu Süheyl Hüseyin Hüseyni'yi öldürdüğünü açıkladı. Bu, Hizbullah'ın üst düzey yetkililerine yönelik suikastların sonuncusuydu.
İsrail'in Lübnan sınırı yakınındaki kuzey kesiminde yetkililer Hizbullah'ın İsrail'e yaklaşık 200 roket attığını söyledi. Salı gün boyunca düzenli olarak uyarı sirenleri çaldı.
Hedefler arasında yine kuzeydeki liman kenti Hayfa vardı. Füzelerin binalara zarar verdiğine dair haberler geldi. İsrail ordusu Hayfa'ya füze atan rampaların vurulduğunu açıkladı.
İsrail-Hizbullah çatışması son iki hafta içinde Lübnan'da 1000'den fazla kişinin ölümüne ve bir milyondan fazla kişinin kitlesel kaçışına neden oldu.
İsrail'in amacı kuzey bölgelerini Hizbullah'ın roket ateşine karşı güvenli hale getirmek ve yerinden edilen binlerce vatandaşının evlerine geri dönmesini sağlamak.
Öte yandan sosyal medyada Lübnan'ın güneyindeki Marun El Ras'a İsrail bayrağı çekildiğine dair fotoğraflar paylaşıldı. Marun El Ras, İsrail-Lübnan sınırından sadece iki kilometre uzaklıkta stratejik bir konuma sahip.