İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'ye kimliği belirsiz saldırganlar tarafından geçen hafta düzenlenen suikast, Tahran'ın nükleer programının arkasındaki bir dizi ismin hedef alınarak öldürülmesi olaylarının sonuncusu.
2007 yılından bu yana, ülkenin en iyi nükleer bilimadamları ve araştırmacılarından altısı esrarengiz bir şekilde öldürüldü ve biri de yaralandı. Neredeyse tüm saldırıların ardından İran hükümeti İsrail'i bazen de ABD'yi suçladı. İsrailli yetkililer iddiaları ne doğruladı ne de yalanladı. ABD'li yetkililer cinayetlerde herhangi bir rol oynadıklarını reddetti.
İşte İran'ın son yıllarda öldürüldüğünü, öldüğünü veya yaralandığını kamuya açıkladığı nükleer bilimciler:
Ardeşir Hüseyinpur, 45
2007'de öldü
Hüseyinpur, bir nükleer fizikçi ve Şiraz Üniversitesi ile İsfahan'daki Malik Aştar Teknoloji Üniversitesi'nde öğretim görevlisiydi. Elektromanyetizma alanında uzman olarak, Natanz nükleer tesisinin başlangıç noktası olan "İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi"nin kurucularından biriydi ve çalışmalarını 15 Ocak 2007'deki esrarengiz ölümüne kadar sürdürdü.
Tahran yönetimindeki Merkezi Haber Birimi, Hüseyinpur ve birkaç iş arkadaşının İsfahan'daki nükleer çalışmaları sırasında gaz zehirlenmesinden hayatlarını kaybettiklerini bildirdi. Ancak Amerikan özel istihbarat şirketi ve araştırma grubu Stratfor, 2007'nin Şubat ayında yayınlanan bir raporda Hüseyinpur’un İsrail İstihbarat Teşkilatı Mossad tarafından öldürüldüğünü iddia etti.
Mesud Ali Muhammedi, 50
2010'da öldürüldü Muhammedi, bir nükleer bilimci ve Tahran'daki Şerif Teknoloji Üniversitesi'nde fizik alanında doktora yapan bir öğrenciydi. Akademik dergilerde 50'den fazla yayınlanmış çalışması ve makalesi vardı. Parçacık hızlandırıcı makineler ve atom parçalayıcılarla ilgili gelişmelerde kilit bilimadamlarından biri olarak gösterildiği bildiriliyordu.
12 Ocak 2010'da Muhammedi, Tahran'daki evinin önünde, aracının yanına park etmiş bubi tuzaklı bir motosikletin patlaması sonucu öldü. İran hükümeti başlangıçta İsrail'i ve ABD'yi suikastla suçladı. Dönemin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ramin Mehmanparast saldırıyı, "İsrail'in Siyonist rejimi, ABD ve İran'daki müttefikleri tarafından gerçekleştirilen bir tertip" olarak nitelendirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, bu iddiaları reddetti. İsrail sessiz kaldı.
Macid Şehriyari, 45
2010'da öldürüldü
Şehriyari, İranlı bir üst düzey fizik bilimcisi ve nükleer zincir reaksiyonlarında uzmanlığa sahip bir nükleer mühendisti. Tahran Amir Kabir Politeknik Üniversitesi'nden mezun oldu ve Şehit Beheşti Üniversitesi'nde profesördü. Şehriyari'nin İran Atom Enerjisi Örgütü'nde nükleer zenginleştirmeyle ilgili teknolojilerin ilerlemesinde kilit bir figür olduğu belirtiliyordu.
29 Kasım 2010'da Tahran'da Arteşh otobanında seyir halindeyken motosikletli bir suikastçı ekibi tarafından arabasına takılan manyetik bir bomba ile öldürüldü.
Bazı İranlı yetkililer saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu. Dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar, cinayette CIA ile Mossad arasında işbirliği olduğunu iddia etti.
İsrail bu olayda da sessiz kalmayı tercih etti. Dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip J. Crowley, İran'ın suçlamalarına ayrıntılı bir şekilde değinmedi; "Söyleyebileceğim tek şey, nerede meydana gelirse gelsin terör eylemlerini kınadığımız ve bunun ötesinde ne olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok" dedi.
Fereydun Abbasi Devani, 62
2010'da yaralandı
Abbasi şu anda İran Meclisi üyesi. Lazer teknolojileri ve izotop ayırma yöntemlerinde uzmanlığa sahip yüksek rütbeli bir fizikçi ve İran'ın sözde silahsızlanma programıyla bağlantılı olduğu sıklıkla dile getiriliyor.
Tahran’daki Şehit Beheşti Üniversitesi'nden nükleer fizik alanında doktorası olan Devani, yıllarca aynı üniversitede nükleer fizik profesörü olarak ders verdi. Ayrıca Devrim Muhafızları’na bağlı bir askeri okul olan Tahran İmam Hüseyin Üniversitesi'nin fizik bölümüne başkanlık etti. Devani’nin 1979 İslam Devrimi'nden beri Devrim Muhafızları’nın bir üyesi olduğu ve 2010-2013 yılları arasında İran Atom Enerjisi Örgütü’ne başkanlık ettiği bildiriliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2007'nin Mart ayında Devani'yi "İran'ın nükleer veya balistik füze faaliyetlerinde yer alan bir kişi" olarak kara listeye alan 1747 sayılı kararı kabul etti.
Haberlere göre 29 Kasım 2010'da Tahran'da motosikletli bir kişi, Devani işe giderken arabasına manyetik bir patlayıcı cihaz yerleştirdi. Bomba patlamadan hemen önce araçtan atlayarak suikast girişiminden kıl payı kurtulan Devani ağır yaralandı. O zamanlar nükleer başmüzakereci olan Said Celili de dahil olmak üzere İranlı yetkililer, başarısız girişimden İsrail ve Batı ülkelerini sorumlu tuttu.
Daryuş Rızayinejad, 35
2011'de öldürüldü
Rızayinejad, Tahran'daki Khajeh Nasır Toosi Teknoloji Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği alanında doktora adayı ve nükleer savaş başlıklarını tetiklemeye odaklanan yüksek voltaj anahtarları konusunda uzmandı.
İran Savunma Bakanlığı ve Devrim Muhafızları ile bağlantılı Malek Ashtar ulusal araştırma tesisinde çalıştığı belirtiliyordu.
23 Temmuz 2011'de, kızını kreşten aldıktan sonra Tahran'ın Bani Hashem caddesindeki evinin yakınında motosikletli silahlı bir ekip tarafından beş kez vurularak öldürüldü. Saldırıda hem eşi hem de kızı yaralandı.
Meclis başkanı Ali Laricani de dahil olmak üzere birçok üst düzey İranlı yetkili ABD ve İsrail'i saldırıyla suçladı. 24 Temmuz 2011'de Laricani, "Ülkenin bilimadamlarından birine karşı Amerikan-Siyonist terör eylemi, Amerikalılar’ın düşmanlıklarının seviyesinin bir başka işaretidir" dedi.
2011'in Ağustos ayında Alman Der Spiegel dergisi, operasyonun arkasında Mossad'ın olduğunu öne sürdü
İsrailli yetkililer suçlamalara yanıt vermedi. Dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, ABD'nin herhangi bir ilgisi olduğu iddialarını yalanladı.
Mustafa Ahmedi Roşan, 32
2012'de öldürüldü
Ahmedi Roşan, Tahran'daki Şerif Teknoloji Üniversitesi'nde polimer mühendisliği mezunuydu. İranlı yetkililer tarafından yayınlanan belgelere göre, Natanz nükleer tesisinde dış kaynak sağlama projelerinden ve malzeme siparişinden sorumlu kilit bir isimdi.
11 Ocak 2012'de Tahran'ın Ketabi Caddesi'nde motosikletli bir ekibin arabasına bomba yerleştirmesi sonucu öldürüldü. Patlamada, ağır yaralanan şoförü Rız Kaşkayi de daha sonra hayatını kaybetti.
17 Haziran 2012'de, dönemin İran istihbarat bakanı Haydar Moslehi, Ahmedi Roşan'ın öldürülmesiyle ilgili 20 kişilik bir ekibin "tutuklandığını" duyurdu. Moslehi saldırıdan CIA, Mossad ve İngiliz istihbarat teşkilatı MI6'i sorumlu tuttu.
Hem İngiliz hem de ABD'li yetkililer, ülkelerinin suikasta karıştığı suçlamalarını reddettiler. İsrailli yetkililerden de herhangi bir açıklama gelmedi