İzmir’de Sivas Katliamında Ölenler Anıldı

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’taki Madımak Oteli’nin yakılması sonucunda hayatını kaybeden 33 aydın ve sanatçı, İzmir’de Alevi kuruluşlar, siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri tarafından anıldı.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlenen basın açıklaması için toplanan kalabalık sık sık “Sivas’ı unutma, unutturma”, “Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Faşizme karşı omuz omuza” “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek” sloganları attı. “Her yer Madımak, her yer yanıyor” pankartı açıldı.

Your browser doesn’t support HTML5

İzmir'de Sivas Katliamında Ölenler Anıldı

“Aydınlar devlet güçlerinin gözü önünde katledildi”

Hazırlanan basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şube Başkanı Sedat Mutlu okudu. Mutlu, 33 aydının 26 yıl önce Sivas’ın ortasında tekbirler eşliğinde bütün devlet güçlerinin gözü önünde yakılarak katledildiğini söyledi. Açıklamada, katliamdan birkaç gün önce Madımak Oteli’nin çevresine parke taşlarının bırakıldığı, dönemin belediye başkanının katliam sırasında “gazanız mübarek olsun” diyerek katliamı adeta teşvik ettiği, güvenlik güçlerinin devlet yetkilileri tarafından olay yerine gönderilmediği, gönderilenlerin de katliamcılarla kol kola hareket ettiği belirtildi.

“Sivas katliamı planlıydı”

Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sivas Madımak Oteli katliamı egemenlerin askeriyle, polisiyle, yargısıyla, medyasıyla, belediyesiyle, hükümetiyle göz yumduğu gerici katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirdiği planlı bir katliamdı. Katliamdan sonra gerici katil güruh içinden sadece küçük bir grup için dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda bu katillerin çoğu ya hiç ceza almadılar ya da küçük cezalarla kurtuldular”. Açıklamada, Sivas katliamı sanıklarının avukatlığını yapanların AK Parti tarafından milletvekili, bakan hatta Anayasa Mahkemesi üyesi yapılarak adeta ödüllendirildikleri belirtildi.

“Seküler yaşam biçimleri iktidar tarafından hedef alınıyor”

Açıklamada, AK Parti iktidarının bugün de Alevilere ve ilerici, demokrat toplum kesimlerine yönelik baskı ve tehdit politikalarını sürdürdüğü öne sürüldü. “Toplumsal yaşam AKP iktidarı eliyle hızla gericileştiriliyor. Devletin artık şeklen kalmış olan sınırlı laik niteliği bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Seküler yaşam biçimleri iktidar tarafından hedef alınıyor. Eğitimde akıl, bilim, eleştiri ve sorgulamanın yerine kör inançlara ve akıl dışı dogmalara dayalı gerici bir anlayış getiriliyor. Çocuklarımız sürekli taciz ve tecavüzle anılan gerici vakıflara teslim ediliyor” ifadelerine yer verildi.

“Aleviler üzerindeki asimilasyon politikaları devam ediyor”

Basın açıklamasında “Aleviler üzerindeki bin yıllık asimilasyon ve yok etme politikaları AKP iktidarı tarafından da hevesle uygulanıyor. Kutsal mekanlarımız ya çeşitli şekillerde yok ediliyor ya da çeşitli gerekçelerle elimizden alınarak siyasal İslamcı yapılara teslim ediliyor. Cemevlerimiz tanınmıyor. Alevi çocuklarına zorla din dersleri dayatılıyor. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarının üzeri devlet tarafından ısrarla örtülüyor. Alevi köylerine zorla cami yapılıyor. Cami olmayan köylerimize hizmet götürülmüyor. Kamuda ayrımcılığa uğruyoruz. Gençlerimiz Alevi kimliklerinden dolayı işe alınmıyorlar. Birçok insanımız baskı ve ayrımcılıktan dolayı toplumsal yaşamda Alevi kimliğini gizlemek zorunda kalıyor” görüşüne yer verildi.

Polisin güvenlik önlemleri aldığı basın açıklamasına katılanlar, atılan sloganların ardından dağıldı.