İzmir’de Otomobilsiz Bir Gün

Your browser doesn’t support HTML5

Amerikalı Henry Ford, ilk seri üretim otomobili 1908’de yaptı. Amacı otomobillerin sadece zenginler tarafından değil, “bir at arabası ve at temin edebilecek güçteki herkes tarafından” satın alınabilmesiydi. Ürettiği “Model t” otomobil 850 dolardan satışa sunuldu. Daha sonra hareketli bant sistemini hayata geçiren Ford, 1914 yılında dünyadaki diğer otomobil firmalarının toplamından daha çok otomobil üretti. Otomobilin satış fiyatı da 260 dolara kadar düştü. 1924 yılında Ford’un ürettiği otomobil sayısı 10 milyonu buldu.

Yollar yayaların ve bisikletlilerin

Ardından otomobil çılgınlığı bütün dünyayı sardı ve bugün artık otomobilsiz bir hayat neredeyse düşünülemez durumda. İlk olarak 2001 yılında başlayan “Otomobilsiz Kent Günü” yeni bir bilinç oluşturmayı amaçlıyor. Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında 22 Eylül’de düzenlenen bu etkinlik için İzmir’de Cumhuriyet Bulvarı’nın bir kısmı motorlu araç trafiğine kapatıldı. Şehrin ortasındaki bu alan yayalara ve bisikletlilere bırakıldı.

Etkinlikler çerçevesinde spor alanları, bisiklet sergi alanı, çocuk atölyeleri oluşturuldu. Caddeye kurulan sahnede zumba ve ritm gösterileri yapıldı. İsteyenler langırt oynadı, isteyenler oturarak voleybol oynadı. Kimi çocuğunu bisiklet sepetinde gezdirdi, kimi bir otomobilin park ettiği alana sığan bisikletlerin sayısını hesaplamaya çalıştı. En keyifli etkinliklerden biri de pedal çevirdikçe mikseri çalıştıran smoothie bike idi.

“Otomobiller olmasaydı hayat daha kolay olurdu”

Etkinliğe çocuğuyla birlikte katılan kadın kuaförü Nebahat Cenan, VOA Türkçe’ye otomobilsiz bir yaşamın mümkün olduğunu söyledi. Cenan, “Otomobiller olmasaydı hayat daha kolay olurdu. Ben burada oturuyorum. Gürültüden çok şikayetçiyim. Otopark problemi yüzünden aracımızı sattık. Burada Alsancak’ta toplu taşım çok kolay olduğu için onunla işimize gidip geliyoruz. Bugün çok eğlenceli bir gün oldu. Çocuğumla özgürce sokaklarda yürüyebildim” dedi.

Otomobilsiz bir hayat mümkün mü?

Toplu taşımayı, bisiklet kullanımını ve yürümeyi teşvik etmeyi amaçlayan etkinlik, sürdürülebilir bir kent içi ulaşım politikasının da tartışmaya açılmasını hedefliyor. Etkinliğe katılanlardan şehir plancısı Eser Ataç da VOA Türkçe’ye şunları söyledi: “Otomobilsiz bir hayat bundan 120 yıl önce mümkündü. Aslında ne yaptık da otomobile bağımlı hale geldik, onu sorgulamalıyız. Otomobil ilk çıktığında kırsal kesimden şehre ulaşım amaçlı olarak kullanılıyordu. Daha sonra şehirlerde ulaşım aracı olarak kullanılmaya başladı ve maalesef bütün şehrin çehresini değiştirdi. Bütün şehir, otomobile göre kurgulanmaya başladı. Eğer biz şehri toplu ulaşımı, bisiklet kullanımını, yayaların erişimini düşünerek planlarsak otomobile ihtiyaç duymayız.” Otomobillerin trafik kazaları, park sorunu, çevre kirliliği, stres gibi sorunlara yol açtığını belirten Ataç, toplu taşıma, bisiklet ve yaya ulaşımı yöntemlerinin insanı özgürleştirdiğini belirtti.