Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenileme kararına karşı İzmir Barosu’nun başlattığı “Adalet Nöbeti” bundan sonra her Cuma günü saat 18.30’da Konak’ta farklı sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle devam edecek. İzmir Barosu önündeki ilk nöbete, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bazı ilçe belediye başkanları ve CHP milletvekilleri de katıldı.
“Umudu söndürmeye çalışıyorlar, ama bu sönmez”
Soyer hukuk dışı bir karar karşısında ülkede en hızlı refleksi veren kurum olduğu için İzmir Barosu’nu tebrik ederek başladığı konuşmasında şunları söyledi: “31 Mart bir zafer değildi ama önemli bir göstergeydi. Umudu söndürmeye çalışıyorlar ama bu sönmez. Demokrasinin genişleyerek yolu açılacak. Bu topraklarda her şey çok güzel olacak. Tek yapmamız gereken şey demokrasi savunucuları olarak aralarından su sızmayacak kadar sıkı bir dayanışma içinde olmak. Dönem böyle bir dönem. Çok daha güçlü çok daha tek yumruk olmak zorundayız, demokrasiyi sonuna kadar savunmak zorundayız.”
“Büyük bir şaibe yaratılmış durumda”
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “YSK’nın kararının tarih karşısında hükümsüz olduğunu düşünüyoruz. Tamamıyla hukuka aykırı bir karar verdiklerini düşünüyoruz” dedi. YSK’nın daha önce aynı gerekçeyle Mustafakemalpaşa’da yapılan bir itirazı reddettiğini hatırlatan Yücel bu gelişmeler karşısında daha kararın açıklandığı ilk gün demokrasi nöbeti başlattıklarını hatırlattı.
Yücel “Şimdi büyük bir şaibe yaratılmış durumda. Bugünden sonra artık yurttaşların hepsi verdikleri oyun sandıktan tam olarak çıkıp çıkmayacağına, sandıktan çıkan sonucun siyasi iktidar tarafından kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin bir kaygı içindedir” diye konuştu.
“İstanbul’da avukatsız sandık bırakmamak niyetindeyiz”
İzmir Baro başkanı sözlerini şöyle devam etti: “Şimdi bu kadar hukuksuzluk arasında sandıkların güvenliğinin daha da önemli bir hale geldiğini düşünüyoruz. Çünkü sahtekarlık sandıkta başlar. Biz o sandıklara sahip çıkıp halkın iradesinin sandığa tam olarak yansıması konusunda çaba göstermek niyetindeyiz. Bugün İstanbul’da verilecek karar aslında demokrasiyle ilgili bir karardır. Türkiye’nin demokratik bir devlet olup olmayacağına ilişkin bir karardır. Bundan sonraki yönetim biçiminin sandıktan çıkan oylarla belirlenip belirlenmeyeceğine ilişkin bir karardır. Çünkü görünen o ki, siyasi iktidar her talimat verdiğinde yargı mercileri siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda harekete geçmeyi seçmiş durumdalar”.
İstanbul’da yapılacak seçimde sandığa sahip çıkmak için İzmir Barosu olarak bir çağrı yaptıklarını belirten Yücel, “Yarım gün içinde 150’den fazla meslektaşımız başvurdu. Bu sayının artarak devam edeceğiniz düşünüyoruz. Bu arkadaşlarımıza seçime yönelik bir eğitim vereceğiz. Eğitimden sonra da İstanbul’a gidip sandıkların başında nöbet tutmaya devam edeceğiz. İstanbul’da avukatsız, güvenliksiz okul bırakmamak niyetindeyiz. İstiyoruz ki halkın oyları ne ise kime oy vermişlerse sandıkta nasıl bir sonuç varsa bu sonuçlar aynen yansısın.”