Kuran kursuna giden bir çocuğu istismar etmekle suçlanan imamla ilgili Mersin’in Tarsus ilçesinde görülen davada sanığa 25 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme buna karşın tutuklama kararı almadı. Mağdurun ailesi ve avukatları tutukluluk kararı için itiraz edecek.
VOA Türkçe’ye konuşan mağdur avukatı Semra Kabasakal, “25 yıl verdi mahkeme ama tutuklamadı. Nasıl oluyor böyle bir şey onu anlayamadık biz. Bizim gazımızı aldı sanırım. Ama diğer ağır ceza mahkemesine biz itirazımızı hemen yapacağız. Cezayı hem cinsel istismardan verdi yaşı küçük olduğu için, hem de hürriyetten yoksun bırakmadan verdi. Üst hadlerinden verdi, indirim de uygulamadı” dedi.
Kabasakal’ın verdiği bilgiye göre mahkeme heyetinden bir kadın üye sanığın beraatini istedi. Kabasakal, “Bayan üye şerh koydu. Cezalandırması konusunda bir şey diyemiyoruz ama sanığın tutuklanmaması ve üyelerden birinin beraat şerhi koymasını rahatsız edici bulduk onun için diğer haklarımızın hepsini kullanacağız bundan sonraki süreçte” dedi.
Sanık yine gelmedi
Kabasakal, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan sonra hiçbir duruşmaya katılmayan imamın bugün de gelmediğini söyledi. Bir önceki duruşmaya çeşitli gerekçelerle katılmayan mahkeme heyeti ise bu duruşmada yer aldı.
Mağdur aile ve avukatları iki önceki duruşmada hakimin mağdureye çok sert davranmasından yakınmıştı. Kabasakal, bu duruşmada heyetin çok daha ılımlı olduğunu söyledi.
Savunma avukatları 29 Mart’taki bir önceki duruşma öncesinde davadan çekilmişti. Müdahil avukatlar bunun toplum baskısı sonucu olduğunu savunuyor.
Ne olmuştu?
Davaya konu olan olay, 2015’te Adana’ya bağlı Tekir yaylasında yaşandı. Kabasakal’ın verdiği bilgiye göre Tekir’de bir kasap dükkanı bulunan E.S.’nin babası o zaman 12 yaşında olan kızını, dükkanın karşısındaki camiye Kuran kursuna gönderdi. E. S. diğer çocuklar gibi Cuma günleri caminin temizliğine kalıyordu. İmam M. D. çocuğu elektrik süpürgesi torbası almak üzere caminin odunluğuna gönderdi. E. S. odunluğa gidince kendisi de arkasından odunluğa gitti ve çocuğa tacizde bulundu.
E. S. odunlukta elektrik olmadığını, imamın yüzünü telefonunun feneriyle net şekilde gördüğünü söylüyor. Olay sırasında bayıldığını, kendine geldiğinde kendisini otobanın alt tarafındaki bir parkta bulduğunu ifade ediyor.
E. S. olayı iki yıl boyunca kimseye anlatmadı. Aile hareketlerinden kuşkulandıysa da olay iki yıl sonra, E. S.’nin rehber öğretmeninin çocuğu sıkıştırmasıyla ortaya çıktı. Rehber öğretmen hemen savcılığa başvurdu ve imam tutuklandı.
8 aydan biraz fazla süren bir tutukluluğun ardından mahkeme imamın tahliyesine karar verdi. Gerekçe olarak, sanığın “tutuklulukta geçirmiş olduğu süre, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması ve tutuklamanın bir tedbir olması” gösterildi. Sanığa yurt dışı yasağı koyuldu ve cuma günleri kendine en yakın kolluk birimine mesai saatleri içinde imza atması şeklinde adli kontrol uygulanmasına karar verildi.
Bugünkü (25 Nisan) son duruşmadaysa sanık 25 yıl hapis cezası aldı.
“Arada bir husumet yok, neden iftira atsın?"
İmam M. D. bütün suçlamaları reddediyor. Avukat Semra Kabasakal ise aile ile M.D. arasında herhangi bir husumet olmadığını söylüyor. Sanıkla ilgili bir iftiranın söz konusu olamayacağına, “Öteki çocuklarına isim babalığı yapmış biri. Yani kızımızın bu adama iftira atması söz konusu değil. İddianamenin en önemli bölümü bu, aralarında bir husumet yok. Kendisi de söylüyor, '30 yıllık aile dostuyuz' diyor. 30 yıllık aile dostuna niye yalan söylesin, niçin başka biri değil de bu?” sözleriyle dikkat çekiyor.