“Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı” Çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisi, Genel Kurul'unda görüşülecek.
Tasarı yasalaşırsa Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi (Cerrahpaşa), Kayseri Üniversitesi, Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Samsun Üniversitesi Sivasi Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Tarsus Üniversitesi, Trabzon Üniversitesi adlarıyla 16 devlet üniversitesi kurulacak.
Tasarı dört vakıf üniversitesinin açılmasını da içeriyor. Bunlar Ankara Medipol Üniversitesi, İstanbul Atlas Üniversitesi, Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesi ve İzmir Tınaztepe Üniversitesi.
Erdoğan: “İstanbul Üniversitesi öğrenci sayısı 105 bin, burada maalesef kalite düşüyor”
Tasarının gündeme gelmesinin ardından başlayan eylemlere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Özbekistan’a gidişinde tepki gösterdi. Eylemleri ideolojik bulan Cumhurbaşkanı, bölünmeyi kaliteyi arttırmak için gündeme aldıklarını söyledi.
“Şimdi İstanbul Üniversitesi'nin öğrenci sayısı 105 bine ulaşmış durumda. Burada bir kalite maalesef olamıyor, düşüyor kalite. İstanbul Üniversitesi bir marka. Tarihi itibariyle eski bir üniversite olması demek burada öğrenci sayısının azaltılmasına mani bir hal var demek değildir. Dert nerede? Dert yine ideolojik. ‘Efendim bunlar da bizim camiadan’. Bizim camia, şu camia yok. Her şeyde ideolojik yaklaşımdan uzak dürüst olacağız. Biz nitelik mi arayacağız? Yoksa nicelik mi arayacağız? Buna bakıyoruz. Burada kaliteyi artıracak bir adımı atalım diyoruz.”
Your browser doesn’t support HTML5
Öğrenciler: “Üniversiteme dokunma, fakülteme dokunma”
Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerine rağmen İstanbul Üniversitesi’ndeki eylemler bugün de devam etti. Türkiye’nin en eski üniversitesinin bölünmesine karşı çıkan öğrenciler, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi’nde buluştuktan sonra “Üniversiteme dokunma, fakülteme dokunma”, “Her yer Beyazıt, her yer direniş”, “Kurtuluş yok, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atarak Beyazıt Meydanı’nda bulunan İstanbul Üniversitesi Ana Kapısı’nın önüne yürüdüler.
Öğrenciler arasında en büyük çoğunluğu Orman Fakültesi, Eğitim Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri oluşturuyordu.
Orman Fakültesi öğrencilerinden Hakan da Beyazıt’taki eyleme katılan öğrencilerden biriydi: “İstanbul Üniversitesi, Türkiye’nin en köklü üniversitesi. Tarihimiz ta Fatih dönemine kadar gidiyor. Orman Fakültesi de bu büyük geleneğin en önemli parçalarından biri. Bizim fakültemiz orman içinde, bakmaya kıyamazsınız. Biz isteyerek bu fakülteye, bu üniversiteye girdik. Şimdi bir Meclis kararıyla başka bir üniversiteye geçmek istemiyoruz. Bu haksızlık.”
Yaklaşık 1000 öğrencinin katıldığı eylemde öğrenciler ellerinde “Ferman Meclisinse üniversiteler bizimdir”, “İstanbul Üniversitesi tarihtir, fakülteme dokunma”, “Mesele ideolojik değil, ekolojik”, “Ellerinde yaktığın ormanı, gözyaşlarını söndüremezsin”, “Kazanarak geldik, zorla gitmeyeceğiz” dövizleri taşıdılar.
Prof. Tükel: “Bu siyasi karar, geri çekilmelidir”
Eyleme katılanlar arasında Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Raşit Tükel de vardı. 2015 yılında yapılan rektörlük seçimlerinde en çok oyu almasına rağmen ataması yapılmayan Prof. Tükel, İstanbul Üniversitesi’nin bölünme kararının hiçbir akademik gerekçeye sahip olmadığını söyledi.
Tükel, “İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi kontenjan fazlalığına çözüm mü? Fakülteleri bölmüyorsunuz ki üniversiteleri bölüyorsunuz. Aynı öğrencilerle akademik kadroyla akademik yaşamlarına devam edecek. Genel kurula gelecek bu yasa tasarısı hiçbir akademik yaklaşıma tabi tutulmamıştır. Siyasi bir karardır. Bu bölünme üniversiteleri geliştirmeyecektir. İstanbul Üniversitesi’ni tarihinden köklerinden koparacaktır. Bu yasa tasarısı bir an evvel çekilmelidir. Üniversitenin bölünmesi akademiyi güçsüzleştirir” dedi.
Eylem için hazırladıkları şarkıyı (“Beyazıt hep bizim oldu, bizim kalacak/Biz buraya kök salmışız, gitsek ne olacak/O fakülte bu fakülte herkes burada/ Öğrenciler hep burada rektör nerede?”) hep birlikte söyleyen öğrenciler Çarşamba günü bir kez daha buluşmak üzere ayrıldılar.