ANKARA - Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden imzasını geri çekmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı'na karşı bugün CHP, HDP, EŞİK Platformu, Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği, Sol Parti ile barolarca yapılan başvurular, Danıştay’da görüşülüyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın eylemcilere yönelik son yıllardaki şiddet görüntüleri ardından sadece radikal gruplar talebi doğrultusunda sürpriz bir karar almıştı.
Erdoğan, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girmesine rağmen 20 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye Cumhuriyeti’nin imzasını geri çekmişti. Bu karara karşı Anayasa'daki yaşam hakkı ihlali boyutu yani sıra usul yönünden "Yasama yetkisi gaspı" görüşüyle Danıştay’da davalar açıldı.
Danıştay 10’uncu Daire, bugün kadın örgütlerince yapılan başvuruları kabul ederek ana salonda görüşeceği dava dosyalarına ilişkin ikinci duruşmasını gerçekleştiriyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Danıştay 10'ncu Daire salonu yerine kadınların yoğun ilgi göstermesi üzerine 28 Nisan'daki ilk duruşmada, Danıştay Savcılığı, "Tek cümle ile Cumhurbaşkanlığı Kararı iptal edilmeli" diyerek davaya ilişkin görüşünü sunmuştu. Ancak bir ayı aşkın sure geçmesine rağmen Daire, ilk duruşmada ele aldığı dava dosyalarına ilişkin henüz kararını açıklamadı.
Bugünkü ikinci duruşmada, CHP, HDP, EŞİK Platformu, Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği, Sol Parti ile barolarca yapılan başvurular kapsamında Cumhurbaşkanlığı Kararı'na karşı görüşleri dinlenecek.
Kızları öldürülmüş anneler de duruşmayı izlemek üzere geldi
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği davetiyle çocuklarını, kardeşlerini faili erkek olan cinayetler nedeniyle kaybetmiş aileler de İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili davayı takip etmek üzere Danıştay’a geldi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden, “Bugün 20 farklı şehirden 20 aileyi getirdik buraya. Şu an burada fotoğraflarını taşıyorlar kızlarının. Diyarbakır’dan, Mardin’den İzmir’den, Giresun’dan, Karabük’ten, Bursa’dan, Balıkesir’den, Çorlu’dan, Çorum’dan aileler geldi. İstanbul Sözleşmemiz vardı, ama bu kadınlar korunmadı. Çünkü İstanbul Sözleşmesi uygulanmadı. Ama şöyle bir gerçek var; İstanbul Sözleşmesi olmasa daha çok kadın öldürülecek, daha çok şiddet olacak. Şu an burada bulunan ailelerimizin kızlarını öldüren asıl katil kocaları, babaları, eşleri veya kardeşleri değil, asıl katilleri koruyan devlettir. Biz, bunu söyler, bunu biliriz” bilgisini verdi.
Öldürülenlerden Gizem Filiz’in annesi Bahriye Filiz, “Benim bir yavrum öldürüldü, iki tane yavrusu vardı. İstiyorum ki katiller dışarıda gezmesin. Benim kızımın koruması vardı, koruması olduğu halde öldürüldü” dedi. Ebru Gürcan’ın annesi ise “Benim kızımı altı yerinde bıçakladı, ki çocuğunu bıraktı. Ben şimdi onunla uğraşıyorum" dedi ve gözyaşlarını tutamadı.
EŞİK Platformu VOA Türkçe’nin haberini işaret etti
Eşitlik İçin Kadın (EŞİK) Platformu adına Selin Nakıpoğlu, VOA Türkçe’nin kamuoyuna duyurduğu AKP’nin TBMM’ye sunduğu 6. Yargı Paketi teklifindeki Danıştay ile ilgili düzenlemeyi hatırlattı.
Nakıpoğlu, “Hukuk devleti olma yolundan uzaklaştıkça uzaklaşıyoruz. Sizi dört gün önceye götürmek istiyoruz. Dört gün önce, 6. Yargı Paketi niteliğindeki 24 maddelik ‘Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Teklifte, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Danıştay içerisinde seçim ile belirlemesinin ertelenmesini öneren maddeler var. Bu durum, yürütmenin Anayasa’ya ve yargı bağımsızlığına çok açık müdahalesidir. Anımsayacağımız gibi, söz konusu mevcut üye yapısıyla Kurul, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili kararlarında Cumhurbaşkanlığı lehine tavır koymuştu. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi kararında görüldüğü üzere yürütme, kendi lehine karar alabilecek üye sayısı ve yapısında değişiklik olmamasını sağlamaya çalışıyor. Kurul’da sayısal olarak iktidar ağırlığı devam etsin çabasıyla birlikte unutulmamalı ki bu Kurul, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin dava sürecinde yine son sözü söyleyecek. Bizler, nasıl bir eşitlik karşıtı iklim içinde olduğumuzun çok farkındayız. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nin feshi gibi hiçbir şeyin güncel siyasi oyunlar uğruna yapılmadığını biliyoruz. Hiçbir şeyi hafife almıyoruz, ama umutluyuz. Cesaretimize, mücadele azmimize ve dayanışmamıza güveniyoruz. Çünkü biz çok haklıyız. Sözleşmeden çıkma kararı hukuksuzdur. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
CHP ve HDP da duruşma öncesi açıklama yaptı
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararının iptali için açılan ikinci davanın duruşmasının yapıldığı Danıştay’ın önünde açıklama yaptı. Nazlıaka, “Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir” dedi. Özgür Özel, “Eğer siz bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne bırakırsanız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz bu davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz” diye konuştu.
HDP Genel Başkanı Pervin Buldan da, “Kadınların uzun yıllar verdiği mücadele sonucu emekleriyle, bedenleriyle, sözleriyle ve ödemiş oldukları bedellerle kazandıkları bir hak olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı bir erkek tarafından feshedilmesini asla kabul etmediğimizi her yerde ifade ettik, bugün burada bir kez daha söylüyoruz. İstanbul Sözleşmesi, bir erkeğin iki dudağı arasından çıkacak bir sözle, attığı bir imza ile asla feshedilecek ve yok sayılacak bir sözleşme değildir. Bugün Türkiye’de binlerce kadın erkek şiddetine maruz kalırken, binlerce kadın canını verirken, katledilirken, yaşamını yitirirken böylesi önemli bir sözleşmenin bir gece yarısı feshedilmesini asla kabul etmeyeceğiz ve İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya her yerde devam edeceğiz” açıklaması yaptı.