Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırıya İsrail yönetiminin verdiği şiddetli yanıt Ortadoğu’yu yeniden belirsizliğe sürüklüyor.
Önceki gün “askeri operasyon yapmıyoruz, savaştayız” diyen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun sosyal medya hesabından İsrail Hava Kuvvetleri’nin Gazze’de gerçekleştirdiği bir bombardımanı paylaşması ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “Gazze Şeridi'nin tamamen kuşatılması emrini verdim. Elektrik yok, yiyecek yok, yakıt yok, her şey kapalı olacak” demesi savaşın uzun süreceği endişelerini güçlendiriyor.
İstanbul Borsası yüzde 3,21 düştü, Dolar/TL kuru yüzde 0,37 değer kazandı
Son dönemde İsrail’le ilişkilerini normalleştirmeye çalışan Türkiye’den her iki tarafa da “itidal” mesajları verilse de savaşın büyümesinin ve uzamasının ekonomiye olumsuz etkisi olacağı muhakkak.
1973 yılındaki Yom Kipur Savaşı’nın ellinci yıldönümünden bir gün sonra Hamas’ın yaptığı “Aksa Tufanı” sonrası haftanın ilk günü Amerikan doları Türk lirası karşısında 0,37 değer kazandı, Borsa İstanbul 3,21 değer kaybetti.
Uluslararası piyasalarda altın yüzde 1,2 artarken Brent tipi petrol yüzde 3,81 yükselerek 87,78 dolardan işlem gördü.
Güldem Atabay: “Savaş uzarsa Türkiye’nin borç döndürme maliyetleri artar”
“Enflasyon yükseldiği sürece para borsaya gidecek, enflasyon düşmeye başlayınca borsa yalpalayacak Türkiye’deki borsanın hikayesi bu” diyen ekonomist Güldem Atabay, İsrail-Hamas savaşının uzamasının Türkiye’ye çok ciddi olumsuz sonuçları olacağını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Atabay, “İsrail tarafından yapılan son açıklamalar, kara harekatı ihtimalinin belirginleşmesi Filistin-İsrail savaşının uzun soluklu olacağı izlenimini doğuruyor. Eğer böyle olursa Türkiye’de Irak’ın işgalinin yarattığı etkilerin benzerleri yaşanır. Türkiye, bir Ortadoğu ülkesi olarak algılanır. Riskler ve belirsizlikler devam ettiği sürece Türkiye’nin risk primi yüksekte kalır. Türkiye’nin borç döndürme maliyetleri artar. Türkiye ekonomisine yabancı sermaye girişini azaltır. Ekonomide yavaşlama ivmesi meydana gelecek ve bunun etkileri şirketler ve bankalarda hissedilecektir” dedi.
İsrail-Filistin sıcak teması Türkiye’nin ekonomideki normalleşme çabalarını nasıl etkiler?
28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nden sonra ekonominin dümenini “rasyonel zemine döneceğiz” diyen Mehmet Şimşek’e teslim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortodoks ekonomiye dönülmesine itiraz etmiyordu.
Merkez Bankası’nın art arda gelen faiz artışları sonrası eli güçlenen Şimşek’in uluslararası sermaye çevreleri ile yaptığı görüşmelerden pozitif dönüşler de elde ediliyordu.
Üstelik Eylül başında New York’ta İsrail Başbakanı Benyamin Netanhayu ile yıllar sonra görüşen Erdoğan akabinde Musevi toplumunun ileri gelenleriyle de bir araya gelerek İsrail’le ilişkilerde normalleşme mesajları yıllar önce rafa kaldırılan İsrail-Türkiye doğal gaz hattını bile yeniden konuşulur hale getirdi.
“Savaşın uzaması hele de İran’a kadar yaygınlaşması ihtimali ya da durumu, Türkiye’yi daha da olumsuz etkiler”
Güldem Atabay, Türkiye ekonomisi için en büyük tehdidin savaşın yaygınlaşması olduğunu söylüyor:
“Türkiye dünyaya normalleşme mesajları veriyor. Para politikasındaki değişiklikler, faiz artışları olumlu karşılık buluyor. Acil ihtiyacımız rezervleri doldurmak için yabancı sermaye çekmek istiyorduk ve Mehmet Şimşek’in turları olumlu karşılık buluyordu. En son IMF raporunda da gördük, Türkiye ile ilgili pozitif değişiklikler var. Bu politikalar devam eder, yanına maliye politikaları da eklenirse ve 2-3 sene taviz vermeden sürdürülürse 35-40 milyar dolar yabancı sermaye çekilebileceği öngörüleri vardı. Fakat bir anda Ortadoğu’da kriz durumu belirdi. İsrail, bu saldırıların arkasında İran var diyecek mi? Doğu Akdeniz’e giden ABD savaş gemileri ne yapacak? Suudi Arabistan ne tutum alacak? Hindistan’a Hamburg’a bağlama projesi sürecek mi? Bunu mümkün kılan Arap-İsrail barışı devam edecek mi? İsrail Büyükelçisi’nin uyardığı gibi Türkiye, Hamas ofisini kapatacak mı? Yatırımcılar tüm bunları görmek isteyecek. Paradigma değişebilir. Savaşın uzaması hele de İran’a kadar yaygınlaşması ihtimali ya da durumu, Türkiye’yi daha da olumsuz etkiler. Turizmi de birinci elde sıkıntıya sokar.”
Cumartesi günü Adalet ve Kalkınma Partisi’nde sıcağı sıcağına her iki tarafa da “itidal” çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog ile yaptığı telefon görüşmesinde de “sağduyu”, “sükunet” ve “kalıcı barış” mesajları verdi.
Prof. Günçavdı: “Türkiye taraflardan birini açık destek verirse ekonomide yıkıcı etkileri olabilir, tarafsız kalmak maliyetleri azaltır”
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Öner Günçavdı da Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında da takip ettiği “denge” siyasetinin bu süreçte de en büyük kozu olduğu kanısında.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Profesör Günçavdı, “Artan bölgesel risk, hükümetin sermaye bulma gayretlerini daha da zorlaştıracaktır. AK Parti iktidarı için Ortadoğu ülkeleri en önemli sermaye kaynağı idi. Şimdi bu eskisi gibi kolay olmayacak. Savaş uzarsa Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi hem bizim için hem dünya için sıkıntı da artar. Türkiye’nin tarafsızlık politikası en iyisi. Eğer Ankara anlaşmazlık yaşayan taraflardan birine açık destek verirse ekonomide daha yıkıcı etkileri olabilir. Rusya-Ukrayna meselesinde olduğu gibi geleneksel Türk dış politikasına dönmek ve dengeli politika izlemek ekonomik olarak da en doğrusu. Taraf tutmamak, arabulucu konumunda kalmak yapıcı ve değerli, maliyetleri de azaltır” dedi.
“Uzayan savaş Türkiye’nin iç talepteki azalmayı dış talepteki artışla ikame etme beklentisi de zedeler”
İTÜ İşletme Fakültesi öğretim üyesi, savaşın uzamasının özellikle petrol fiyatlarında bir yükseliş meydana getirebileceğini bunun tüm dünyayı etkilese de en büyük tahribatı zaten kırılgan Türk ekonomisine vereceğinden kaygılanıyor.
Profesör Günçavdı, “Uzayan savaş belirsizliklere yol açar. Petrol fiyatları bizim çok duyarlı olduğumuz bir şey. 2020’de 46 doları gören petrol fiyatları yakın zamanda 90 doları aştı. Savaş uzarsa yeni bir atak görürüz. Bu da cari açık beklentilerimizi olumsuz etkileyecektir. Dış ticaret hadlerinde Türkiye lehine gelişmeler görülüyor. Biliyorsunuz Türkiye’nin iç talepteki azalmayı dış talepteki artışla ikame etme beklentisi içindeydi. Ancak savaş, özellikle de uzarsa Avrupa ekonomisini de etkiler. Zaten enflasyon beklentisi olan Avrupa piyasaları da daha da durağanlaşır. Bu da Türkiye’nin ihracattaki artış beklentisini zedeleyecektir” dedi.