İsrail, Hamas'ın 7 Ekim’deki saldırısı sırasında kadınlara cinsel şiddet uyguladığı iddiaları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) Cenevre'deki ofisinde bir toplantı düzenledi.
İsrailli yetkililer, ülke tarihinin en ölümcül saldırısı sırasında yaşanan cinsel şiddet iddialarına ilişkin bir soruşturma başlattı. Soruşturma, tecavüz dışında çıplak ve parçalanmış halde bulunan kurbanlar gibi cinsel suçlara işaret eden kanıtlar olduğu iddialarına dayanıyor. Hamas suçlamaları reddediyor.
BM insan hakları dairesi ise 7 Ekim saldırılarını "iğrenç, acımasız ve şok edici" olarak kınadığını; ancak İsrail'in şu ana kadar gözlemcilerine ülkeye giriş izni vermediğini açıkladı.
Diplomatlar, hak grupları ve BM kuruluşlarının katıldığı kapalı toplantı, İsrail'in diplomatik misyonunun "yaygın" olarak nitelendirdiği Hamas'ın cinsel şiddet iddialarını ele almak üzere ülke dışında İsrail tarafından düzenlenen ilk etkinlik oldu.
Etkinlikte konuşan Bar-Ilan Üniversitesi'nden Doçent Ruth Halperin-Kaddari, BM hak organlarının cinsel şiddeti "hafife aldığını" ve "önemsiz gösterdiğini" söyledi.
İlgili Haberler Dünya Sağlık Örgütü’nden uyarı: “Hastalıklar Gazze'de bombalardan daha fazla can alabilir”BM dairelerinden kadınların bedenlerinin savaş silahı olarak kullanılmasının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını söyleyen net ve yüksek sesli bir açıklama beklediklerini ancak şimdiye kadar bunun olmadığını belirten Halperin-Kaddari, bu toplantı için "İsrail'i saldırgan, Filistinliler’i ise nihai kurban olarak gören geleneksel çerçeveyi tersine çeviriyor" dedi.
Daha önce BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'nde (CEDAW) Başkan Yardımcısı olan Halperin-Kaddari, bu mesajı iletmek, yeni kanıtlar sunmak ve saldırıların güçlü bir şekilde kınanmasını talep etmek için bugün BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri (OHCHR) Volker Turk ile görüşeceğini söyledi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü Ravina Shamdasani, 7 Ekim saldırılarını izlemek ve bilgi toplamak için İsrail'e erişim talebinde bulunduklarını ancak İsrail'den bir yanıt alamadığını söyledi.
Ravina Shamdasani, "OHCHR, İsrail ve OPT'de (İşgal Altındaki Filistin Toprakları) bildirilen bu ve diğer insan hakları ihlallerini uzaktan izlemeye çalışıyor. İsrail'e ve OPT'ye doğrudan erişimin olmaması çalışmalarımızı engelliyor" dedi.
İlgili Haberler ABD’den İsrail'e Gazze'nin güneyine yapılacak herhangi bir saldırıda sivillerin korunması çağrısı
Sözcü, "Faili olduğu iddia edilenlerin kimliğine bakılmaksızın, uluslararası insan hakları ve insani hukukun tüm ciddi ihlalleri için titiz soruşturmalar yürütülmesi ve hesap verebilirliğin sağlanması gerektiğini defalarca vurguladık" diye konuştu.
Cinsel şiddetle ilgili kanıtlar arasında saldırıların gerçekleştiği yerlerdeki ilk müdahale ekiplerinin yanısıra kimlik tespiti sürecinde cesetlerle ilgilenen askerlerin ifadeleri de yer alıyor. Reuters haber ajansı, bu ifadelerden bazılarını doğrulayan fotoğraflara ulaştı.
Ruth Halperin-Kaddari, "farkındalık yaratmak, kınama ve hesap verebilirlik talep etmek" amacıyla İsrailli yetkililer tarafından kendisine bazı kanıt ve tanıklıklara erişim izni verildiğini söyledi.
Halperin-Kaddari, 7 Ekim'deki müzik festivalinden sonra dört saldırgan tarafından tecavüze uğradıktan sonra ağır kanaması olan bir kadına müdahale eden bir sağlık görevlisiyle tanıştığını anlattı.
Halperin-Kaddari ayrıca suçların bağımsız organlar tarafından soruşturulmasını da istediğini söyledi.
Hak uzmanlarının soruşturma yürütebileceğini söylediği organlardan biri de BM İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan bağımsız bir soruşturma komisyonu. Ancak İsrail taraflı olduğunu iddia ederek bu komisyonla işbirliği yapmıyor. OHCHR ise İsrailli yetkililere bu soruşturmada işbirliği yapmaları çağrısında bulunuyor.