Profesör Selçuk Şirin’in yeni kitabı, ‘Müslüman Amerikalı Gençlik’, Batı’da yetişen Müslüman gençlerin tanımı, sorunları ve çözümler üzerinde yoğunlaşıyor. Amerika’da, Avrupa’da, Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde gençler neden şiddete ve terör örgütlerine ilgi duyuyor? IŞİD gibi aşırı şiddet yanlısı bir terör örgütü nasıl oluyor da dünyanın her köşesinden binlerce genci Suriye’ye çekiyor? Bunun nedeni her durumda yoksulluk, işsizlik, aile sorunları da olmayabiliyor. Bu soruları, göçmenler ve azınlık grupları üzerinde araştırma yapan New York Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Profesör Selçuk Şirin yanıtladı.
Profesör Şirin’e göre, Amerika ve Avrupa’da yetişen Müslüman gençler için farklı tanımlar yapmak gerekiyor. Bu gençleri tek bir kimlik altında toplamak mümkün değil:
“11 Eylül’den sonra Amerika’da çok ilginç bir gruplaşma oldu. 11 Eylül’den önce örneğin Türk öğrenci dernekleri vardı, Pakistan öğrenci dernekleri vardı, Arap öğrenci derneği vardı üniversitelerde. 11 Eylül’den sonra Müslüman öğrenci dernekleri var olmaya başladı. 11 Eylül’den sonra toplum genel olarak Müslümanlar’ı bir çatı altında topladı ve tek bir etiket verdi Müslüman’sınız diye. Bireylerin ortaya koyduğu bir kategoriden ziyaret toplumun kimlik algısı olarak ortaya çıktı bu tanım. Burada algı, din tanımıyla yapıldı. Bu sadece dinle de ilgili değil, kültürel ve toplumsal bir kimlikten söz ediyoruz. Avrupa’da zaten negatif bir algı vardı Müslümanlar’a karşı islamofobi diye. Amerika’da bu çok daha sınırlıydı. 11 Eylül’den sonraysa çok arttı. Gallup’ın yaptığı araştırmaya göre, ‘birine ayrımcılık yapılmasını destekler misiniz’ sorusuna yüzde 50’den fazla bir destek var 11 Eylül’den sonra, ayrımcılığı mazur gösteren bir tutum bu. Bu ayrımcılık benim de yaptığım araştırmalarda mesela yüzde 80-85 oranında gençler ‘ben Müslüman olduğum için ayrımcılığa maruz kalıyorum’ demişti 11 Eylül’den sonra. Bu oran değişti tabii biraz. 11 Eylül’den sonraki süreçte bunun değişmesinin nedeni de Amerika’daki Müslümanlar’ın mücadelesi, yani ‘civic engagement’ dediğimiz mücadele. Bu gençler ne yaptılar Amerika’da? ‘Biz buranın vatandaşıyız, çünkü vatandaş, ikinci kuşak, üçüncü kuşak. Amerikalı olmanın bize verdiği ayrıcalıklar var. Her koşulda bunun mücadelesini yaparız’ dediler ve bunu başardılar da büyük oranda. Amerika’da bu islamofobiye karşı ciddi bir mücadele sözkonusu oldu, kültürel olarak da, yurttaş olarak da. Dolayısıyla Amerika’daki Müslümanlar’ın radikalleşmesinin önüne geçildi. Amerika’daki Müslüman gençlerin radikalleşmesi ve IŞİD’e katılması çok sınırlı. Radikal gruplaşma yok.”
Profesör Selçuk Şirin, IŞİD’in çok zengin ve modern bir örgüt olduğuna dikkati çekiyor. Teröre ilgide sosyoekonomik koşulların önemli olduğunu, IŞİD’e katılan gençlerin çoğunun eğitimsiz ve işsiz olduğunu belirten Profesör Şirin, bu gençlerin psikolojik sorunları olduğunu vurguluyor.
Birleşmiş Milletler geçtiğimiz günlerde gençleri ‘IŞİD’e giden yoldan dönüş yok’ diye uyardı. Gençler bu örgütten nasıl vazgeçirilebilir? Bu terör örgütü nasıl yenilebilir? New York Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Profesör Selçuk Şirin’e göre devletin, düzenin olmadığı ülkelerde terör örgütlerinin ortaya çıkması doğal. Ortadoğu’da izlenen yanlış politikaların da bugün Suriye’de, Irak’ta yaşanan durumu ortaya çıkardığını söyleyen Profesör Şirin, daha önceki örneğin Afganistan olduğunu hatırlatıyor. Profesör Şirin, IŞİD’in yaptıklarına fazla prim verilmemesi gerektiğini, her yaptığı açıklamanın, yayınladığı videonun kullanılmasının bir sınırı olması gerektiğini vurguluyor. ‘Etik eşik’ konusunda dikkatli olmak gerektiğini belirten Selçuk Şirin, buna dikkat edilmezse istemeden örgütün reklamının yapılmış olacağı uyarısında bulunuyor.