IŞİD militanları Musul’u ele geçirdikten bir ay sonra, 20 yaşındaki Sefa’nın güzellik salonunu basmış ve güzelliğin günah olduğu fetvasını vererek salonu kapatmış. Ancak Sefa, iki buçuk yıldır gizlice kadınlara saç ve makyaj hizmeti vermeyi sürdürüyor. Sefa hikayesini Amerika’nın Sesi’ne anlattı.
IŞİD militanları Musul’u ele geçirdikten bir ay sonra, 20 yaşındaki Sefa’nın güzellik salonunu basmış ve güzelliğin günah olduğu fetvasını vererek salonu kapatmış. Ancak Sefa, evinin bir odasında, terzi görüntüsü altında, iki buçuk yıldır gizlice kadınlara saç ve makyaj hizmeti veriyor.
İşin ilginç tarafı, IŞİD durumdan habersiz değil. IŞİD gelinlerinin bakımını yapacak birine ihtiyaç olduğu için, militanlar Sefa’nın salonu tamamen kapatmasını istememiş. Sefa yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“IŞİD bölgeyi ele geçirdikten kısa süre sonra, uzun sakallı ve silahlı üç militan salonuma geldi. Bu salonun günah olduğunu söyleyerek, herşeyimizi aldılar ve salonu kapatmamızı istediler. Aksi taktirde bedelini ödeyeceğimizi söyleyerek salondan ayrıldılar.”
Militanlar giderken hemen hemen bütün saç ve makyaj malzemelerini almış. Sefa yine de militanların malzemenin çok az bir kısmını unuttuğunu söylüyor:
“Dükkanı kapatıp, kalan malzemeleri eve götürdük. Biz de evimizdeki bir odayı terzi dükkanı adı altında gizli bir güzellik salonuna çevirdik. Kadınlar, düğünlerinden önce saç ve makyaj yaptırmak için gizli salonuma geliyordu. Ancak biri sorduğunda, yanlarındaki kıyafetleri göstererek, terzi için geldiklerini söylüyordu.”
Sefa yaptığının tehlikeli olduğunu ve korktuğunu ancak para kazanmanın başka yolu kalmadığını da ekliyor.
Ayrıca Sefa’ya göre, IŞİD rejimi altında, diğer kadınlarla başka bir yerde özgürce bir araya gelmek ve konuşmak da mümkün değil. Sefa “Dışarıya her çıktığınızda, yanınızda babanız, kocanız veya erkek kardeşiniz olması gerekiyor ve eğer örtünüz yüzünüzden kayarsa başınız belaya girebilir” diyerek bu işi sadece para için değil, sosyalleşmek için de yaptığını dile getiriyor.
Sefa bir arkadaşının başına gelenleri şu sözlerle anlatıyor:
“Arkadaşlarımdan biri çarşıya çıkmış. Yüzünde örtü varmış ancak gözleri açıktaymış. Bir militan onu görmüş ve boğazından yakalayarak yüzünü yolun kenarındaki kanalizasyona daldırmış. Bir erkeğin karısı dışında başka bir kadına dokunmasının günah olduğunu söylüyor ama sonra bunu kendileri yapıyorlar.
Sefa müşterilerinin çoğunun IŞİD’le bağlantısı olmadığını, hatta genellikle militanlardan bahsedip, özgürlüğe kavuşma hayalleri kurduklarını söylüyor.
Sefa kardeşinin yaşadığı bir olayı da paylaşıyor:
“IŞİD kontrolu ele geçirdikten sonra bir ay sonra, kardeşim süpermarketine gelen 17 erkekle sohbet ediyormuş. Adamlar IŞİD hakkında konuşuyormuş. IŞİD’in yaptıklarının İslam ve Müslümanlıkla ilgisi olmadığını söylüyorlarmış. Kardeşimin tanıdıklarından biri IŞİD ajanıymış. O gün süpermarkette konuşanların hepsi tutuklanmış. O ajanı da bir daha gören olmadı.”
Sefa, salonuna gelen kadınlar özgürlükten veya IŞİD’ten bahsetmeye başlayınca konuyu kapattığını söylüyor.
IŞİD Gelinleri
Sefa, IŞİD militanlarıyla evlenen gelinlerin, düğünden önce salonuna gelerek tıpkı diğer kadınlar gibi saç ve makyaj yaptırdığını, ancak kaşlarını aldırmadığını, çünkü bunun IŞİD’e göre günah sayıldığını söylüyor.
Sefa bir gün müşterilerinden birinin kızını getirerek gelin saçı ve makyajı yapılmasını istediğini anlatıyor:
“Kadın bana ‘IŞİD için çalışan dört oğlum var. Biriyle evlenmeni isterim’ dedi. Ama annem hemen müdahale etti, benim başkasıyla sözlü olduğumu söyledi. Kadın çok bozuldu ve ‘Biz IŞİD’i destekliyoruz diye mi istemiyorsunuz? Biz DAEŞ’leyiz diye mi?’ diye sordu. DAEŞ militanlara hakaret anlamına geliyor. Kadın bizim onlara karşı olup olmadığımızı anlamaya çalıştı. Annem ‘Hayır, sizi buraya her zaman bekleriz. Ama kızımı başka birisine verdik’ diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.”
Salonuna başka militan gelinleri de geldiğini ve IŞİD’in hiçbir kurallarına uymak zorunda değillermiş gibi davrandıklarını söyleyen Sefa, başından geçen unutamadığı bir olayı şöyle anlatıyor:
“Kızlardan biri göğüs dekolteli bir elbise giydi ve müstakbel kocasının ağabeyinin yeni arkadaşlarından biri olduğunu söyledi. Ben de ona ‘Yabancı bir erkeğe aşık olmak günah değil mi? IŞİD görücü usulü evlenmeniz gerektiğini söylemiyor mu?’ diye sordum. Kız işi bitince, başını duvakla örttü ama ellerini açıkta bıraktı. Kıza ‘Dışarıya böyle çıkman günah değil mi?’ diye sordum. Güldü ve bana ‘Ben IŞİD’leyim. Dışarıya nasıl istersek öyle çıkarız’ dedi.”