Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülke artı Almanya ile İran arasında devam eden nükleer müzakerelerinde çerçeve anlaşmasına varılması için belirlenen sürede sona gelindi. Ancak 31 Mart öncesinde bir anlaşmanın imzalanması zor görünüyor.
İran’ın baş müzakerecisi Abbas Arakçı geri kalan meselelerin çözülmesine yakın olduklarını söylemenin zor olduğunu ancak umutlarını koruduklarını açıkladı. Pazartesi gecesi bir anlaşma üzerinde anlaşılmasının zor olduğunu söyleyen baş müzakereci, bunun Salı ya da Çarşamba akşamı mümkün olabileceğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de zor konuların henüz çözülemediğini ancak müzakerecilerin salı gecesi olarak belirlenen son tarihi akıllarında tutarak çalışmayı sürdürdüklerini belirtti.
Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz Amerika’nın görüşmelerin başarısızlığa uğramasına hazırlanmadığını ancak müzakerelerin son dakikaya kadar sürdüğünü söyledi.
Batılı bir diplomat görüşmelerde 3 meselenin henüz çözüme ulaşmadığını söyledi. Bunlar anlaşmanın ne süreyle geçerli olduğu, BM ve Batı’nın uyguladığı yaptırımların ne kadar hızlı bir biçimde kaldırılacağı ve İran’ın anlaşmanın şartlarının ihlal etmesi durumunda ne koşullarda yeniden uygulamaya girecekleri.
Diplomat görüşmelerin ne kadar acil olduğuna da dikkati çekti ve “evet ya da hayır,” demenin vaktinin geldiğini belirtti.
Beyaz Saray, nükleer programının barışçı olduğunu ve bir uluslararası anlaşma imzalanabilmesi için bu niyeti kanıtlayacak güvenceyi vermenin İran’ın elinde olduğunu açıklamıştı. Görüşmeciler, bir taslak metin üzerinde anlaşılmak için İsviçre’nin Lozan kentinde çalışmalarını sürdürüyor.
Çalışmalar son hızla sürerken, üst düzey yetkililerden görüşmelerin başarılı olup olmayacağı ile ilgili çok fazla yorum gelmiyor. Şimdilik sıradan bir taktik izleniyor. Bu da anlaşmaya varmanın sorumluluğunu karşı tarafa yüklemek. Beyaz Saray Sözcüsü John Earnest de bu yönde konuştu: “Sonuç olarak, İranlılar’ın dünya kamuoyuna, bu konudaki yükümlülüklerini gerçekleşktirip gerçekleşmeyecekleri konusunda açık bir mesaj gönderme zamanı geldi. Nükleer silah yapmayacakları konusundaki söylemlerine göre hareket etmeliler. Gerekli taahhütleri vereceklerse bunu Mart sonuna kadar yapmaları gerekir.”
İran yaptırımların tamamen ve en kısa süre içinde kaldırılmasını herhangi bir anlaşmanın ön şartı olarak sunuyor.
Buarada İsrail’den itirazlar sürüyor.
Benjamin Netanyahu, “Ortaya çıkmaya başlayan anlaşma tüm korkuların da ötesine geçiyor. Bu tehlikeli anlaşma üzerinde konuşulurken, Yemen’de İran’ın destekçileri ülkenin geniş topraklarını ele geçirerek stratejik önemdeki Bab el Mandeb Boğazı’na yöneliyor ki bu da deniz yolları dengesi ve küresel petrol arzı için bir tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Ancak Beyaz Saray görüşmelerin başarıya ulaşacağı sözünü vermese de diplomatik çalışmaları savunmaya devam ediyor.
Sözcü Earnest, “Bizim için İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemenin en iyi yolu uluslararası kamuoyuyla birlikte diplomasiyi sürdürmek. İran’ın nükleer silaha gidecek her yolu kendi isteğiyle kapamasını sağlamak. Bu da İran’ın çok ciddi taahhütlerde bulunmasını gerektiriyor,” şeklinde konuştu.
Earnest, bu taahhütler arasında İran’ın nükleer tesislerinin çok sıkı biçimde kontrol edilmesinin de bulunduğunu söylüyor. Anlaşmanın son şeklini alması için zaman daralırken, İsviçre’de kapalı kapılar ardında görüşülen konulardan biri de bu.