İran’ın nükleer programı ve uluslararası toplumun nasıl önlem alacağı konuları Washington’daki nükleer güvenlik zirvesinde gündeme gelen konuların başındaydı. Türkiye’yle Amerika’nın İran’a yaklaşımı ne kadar farklı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Amerikan CNN televizyonuna verdiği demeçte İran’a ek yaptırım uygulanması konusuna sıcak bakmadığını belirtti. CNN International’ın haberine göre Erdoğan, “Bir çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Diplomatik çözüm için buradayım” dedi. Amerika ve batılı devletler İran’ın nükleer silah üretmeye çalıştığından kuşku duyuyor ve Güvenlik Konseyi kararları uyarınca uranyum zenginleştirmeyi durdurmadığı için ek yaptırım uygulanması gerektiğini savunuyor. Amerika halen Güvenlik Konseyi’nin diğer daimi üyelerinin desteğini bulmaya çalışıyor. Yaptırım konusunda önümüzdeki haftalarda bazı adımlar atılması bekleniyor. Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeleri arasında bu yıl Türkiye de var. Yani Türkiye’nin de karar vermesi gerekecek. Peki, İran tutumunu değiştirmezse yaptırım uygulanması konusunda kararlı görünen Washington ile Ankara’nın politikaları ne kadar farklı?
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Dışilişkiler Başkan Yardımcısı ve Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu anlatıyor: “Aslında Türkiye ile Amerika, Iran konusunda aynı şeyi istiyor. İkimiz de nükleer bir İran arzu etmiyoruz. Bölgede bir nükleer yarışın da olmasını istemiyoruz. Bizim temennimiz Iran tarafının uluslararası çağrılarına cevap verip daha saydam, Uluslararası Atom Enerjisi’nin inceleme ve gözlemlerine daha fazla olanak sağlayabilecek bir yaklaşım sergilemesidir.”
Washington’daki Alman Amerikan Marshall Fonu uzmanı Ian Lesser Türkiye’nin de Amerika gibi nükleer bir İran istemediğini, ancak tehdit algılaması ve buna karşı nasıl önlem alınması gerektiği konusunda farklı bir yaklaşım içinde olduğunu söylüyor: “Nispeten farklı bir bakış açısından yola çıkıyoruz. Elbette çıkarlarımız büyük ölçüde örtüşüyor. Türkiye de sınırında nükleer silahlara sahip bir güç olsun istemez. Yani bu konuda hemfikiriz. Esas mesele bunun nasıl önleneceği konusunda. Amerika ve Avrupa’da tehdit algılaması Türkiye’den fazla. İran’ın niyeti konusunda da farklı bir yaklaşım söz konusu. Yani ne derece kaygı duyulduğu ve alınacak önlemler konusunda görüş ayrılığı var.
AKP Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, İran’a komşu olan bir ülkenin yaklaşımının farklı olabileceğini söylüyor: “Biz her zaman hem Amerika'ya hem de diğer muhataplarımıza Türkiye'nin İran’la konumunun başka ülkelerden farklı olduğunu, Türkiye'nin İran’ın bir komşusu olduğunu, doğal gazının yüzde 20'sini İran’dan ithal ettiğini, ticaretinin önemli olduğunu ve bölgede daha fazla bir gerginlik istemediğini ve bunun üzerine de yaptırımların da özellikle Iran coğrafyası göze alınırsa belki de arzu edildiği kadar önemli bir oranda etki yaratmayacağını düşünüyoruz. Bu konuda daha fazla itidal öneriyoruz ama eğer konu oylamaya gelirse Türkiye, görüşünü ve duruşunu o zaman ifade edecektir. Halen değerlendirme halindedir Türkiye'nin pozisyonu.”
Ancak uzmanlara göre, komşuluk ilişkileri, ticaret konusundaki kaygılar bir yana Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman İsrail’i kastederek bölgede başka ülkelerin de nükleer silahları olduğunu söylemesi ve batılı ülkeleri çifte standart uygulamakla suçlamasının Washington’da etkili olmayacağı kesin.
Lesser şöyle diyor: “İran konusunda İsrail’in nükleer kapasitesiyle bağ kurulması Washington’da; bölgede olduğu gibi karşılanmıyor. Yani bu yaklaşımda görüş birliği yok. Haliyle ülkeler kendilerini tehdit edebilecek ülkelerin nükleer silahlarından kaygı duyar. Yani Washington’da İran konusunu konuşurken İsrail’in nükleer silahlarına dikkati çekmek etkili olmayacak.”
Washington ve diğer batılı ülkeler İran’a ek yaptırım uygulanması için Güvenlik Konseyi’ndeki çalışmalarını sürdürüyor. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Lesser’a göre bu oylama Türkiye için önemli bir sınav olacak: “Bu temel bir sınav olacak. Çünkü Türkiye de oy kullanmak durumunda kalacak. Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi nezdinde izlediği politikaya bakacak olursak belki Türkiye çekimser kalır. Tabii bu da Obama yönetimin istediği sonuç olmaz. Ancak bu arada, Obama yönetimi Türkiye’nin konumunu kullanarak İran’a bazı sert mesajların iletilmesini sağlayabileceğini umuyor.
Tabii İran Türkiye’nin daha önce yaptığı “takas teklifini” olumlu karşılamamıştı: yani İran’da zenginleştirilen uranyumun Türkiye topraklarında nükleer yakıt ile takas edilmesi teklifini geri çevirmişti. Lesser, bunun da İran’ın tutumuna ışık tuttuğunu düşünüyor. Her halükarda Erdoğan’ın Washington ziyaretinde de görüldüğü gibi İran sorunu Türk Amerikan ilişkilerinde önemli bir konumda bulunuyor.
'İran Oylaması Önemli Bir Test Olabilir'
İran'ın nükleer programı konusunda alınacak önlemer Türk Amerikan ilişkilerinde önemli bir konumda