Yeni bir araştırmaya göre insanlık, beklenen yaşam süresinin üst sınırına ulaşıyor.
En uzun yaşayan nüfusa sahip ülkelerde uzun ömürlülük artışının gerilediğini tespit eden araştırmacılara göre, tıp teknolojisi ve genetik araştırmalardaki ilerlemeler ve 100 yaşına ulaşanların sayısının artması, genel olarak yaşam süresinde belirgin sıçramalara dönüşmüyor.
Nature Aging dergisinde yayınlanan çalışmanın baş yazarı ve Illinois Üniversitesi Chicago Kampüsü araştırmacısı S. Jay Olshansky, “Bir sınır olduğunu kabul etmeliyiz” dedi; insanların ne zaman emekli olmaları gerektiği ve yaşamlarını sürdürmek için ne kadar paraya ihtiyaç duyacakları konusundaki varsayımların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çalışmada yer almayan Teksas Üniversitesi araştırmacısı Mark Hayward ise araştırmayı “insan ömrünün süresiyle ilgili araştırmalara değerli bir katkı” olarak nitelendirdi.
Ortalama yaşam süresinde “plato’’ yani sabit bir seviyeye ulaşıldığını kabul eden Hayward, olası bir atılımın ömür süresini uzatmasının her zaman mümkün olduğunu, ancak “şu anda buna sahip olmadığımızı” söyledi.
İlgili Haberler BM: “8,2 milyar kişiye ulaşan dünya nüfusu 2080 yılında 10 milyarı aşacak”Beklenen ömür süresi nedir?
Beklenen ömür süresi, belirli bir yılda doğan bir bebeğin o zamanki ölüm oranlarının sabit kaldığı varsayımıyla, yaşamayı bekleyebileceği ortalama yıl sayısının bir tahmini olarak kabul ediliyor.
Dünyanın en önemli sağlık ölçütlerinden biri olan beklenen ömür süresi; ölümcül salgınları, mucize tedavileri veya milyonlarca insanı öldürebilecek veya kurtarabilecek diğer öngörülemeyen gelişmeleri hesaba katamayan anlık bir tahmin ve aynı zamanda kusurlu bir ölçüt.
İlgili Haberler Türkiye’de beklenen yaşam süresi kısalıyor, yaşlı nüfus oranı artıyorYeni araştırmada Jay Olshansky ve ekibi, Max Planck Demografik Araştırma Enstitüsü tarafından yönetilen bir veri tabanından alınan 1990-2019 yılları arasındaki ortalama yaşam süresi tahminlerini takip etti.
Araştırmacılar, dünyada insanların en uzun yaşadığı sekiz yere odaklandı: Avustralya, Fransa, Hong Kong, İtalya, Japonya, Güney Kore, İspanya ve İsviçre. Bu listede ABD ilk 40'a bile giremiyor.
En uzun kim yaşıyor?
Araştırmacılar, kadınların erkeklerden daha uzun yaşamaya devam ettiğini ve yaşam beklentisinde iyileşmelerin sürdüğünü, ancak bunun yavaşlayan bir hızda gerçekleştiğini tespit etti.
1990 yılında ortalama iyileşme süresi her 10 yılda yaklaşık 2 buçuk yıldı. 2010'larda bu süre 1 buçuk yıla indi. ABD'deyse neredeyse sıfırdı.
İlgili Haberler Türkiye artık “çok yaşlı nüfuslu ülke”: Yaşlılar ne zorluklar yaşıyor?ABD; aşırı dozda uyuşturucu kullanımı, silahlı saldırılar, obezite ve bazı insanların yeterli tıbbi bakım almasını zorlaştıran eşitsizlikler dahil insanları yaşlanmadan önce öldüren bir dizi sorundan daha fazla etkileniyor.
Yapılan bir hesaplamada araştırmacılar, 50 yaşından önceki tüm ölümlerin ortadan kaldırılması halinde dokuz yerde de ne olacağını tahmin etti. Jay Olshansky, artışın en iyi ihtimalle sadece 1 buçuk yıl olduğunu söyledi.
Güney California Üniversitesi gerontoloji uzmanı Eileen Crimmins, çalışmanın bulgularına katıldığını belirtti ve “Şahsen benim için en önemli konu ABD'nin iç karartıcı ve gerileyen göreceli konumu” dedi.
Yaşam süresi neden sürekli uzamayabilir?
Illinois Üniversitesi Chicago Kampüsü araştırmacısı S. Jay Olshansky yaptıkları çalışmanın, çoğu insanın ne kadar yaşayacağının bir sınırı olduğunu ve bu sınıra ulaşmak üzere olduğumuzu gösterdiğini söyledi.
Uzman, “Yaşamı uzatan bu teknolojilerden giderek daha az yararlanıyoruz. Bunun nedeni de yaşlanmanın önümüze engel olarak çıkması” dedi.
Bir insanın 100 yaşına kadar yaşadığını duymak olağan görünebilir, örneğin eski ABD Başkanı Jimmy Carter geçen hafta bu kilometre taşına ulaştı.
Olshansky, 2019 yılında Amerikalılar'ın yüzde 2'sinden biraz fazlasının 100 yaşına ulaştığını, buna karşılık Japonya'da bu oranın yüzde 5, Hong Kong'da ise yüzde 9 olduğunu belirtti.
Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıllarda 100 yaşına basanların sayısının artmasının muhtemel olduğunu, ancak bunun nüfus artışından kaynaklandığını söylüyor.
Olshansky, 100 yaşına ulaşan insanların oranının sınırlı kalacağını, muhtemelen çoğu ülkede kadınların yüzde 15'inden azının ve erkeklerin de yüzde 5'inin bu kadar uzun yaşayacağını belirtiyor.