Avrupa’daki mülteci krizi, İngiltere’de Avrupa Birliği’nden ayrılıp ayrılmama konusunda yılın ilerleyen aylarında yapılması planlanan referandum tartışmalarını da körüklüyor. Başbakan David Cameron, Avrupa Birliği’nden ayrılmanın daha büyük mülteci akınıyla sonuçlanacağını söylüyor. Öte yandan binlerce mültecinin, şartların çok kötü olduğu kamplarda yaşadığı Fransa’nın sahil kenti Calais’de gerginlik artıyor.
Fransa’nın kuzeyindeki sahil kenti Calais’de 4 bin mülteci, kargo konteynerleri ve çadırlarda yaşıyor. Tek amaçları, İngiltere’ye gidebilmek.
2003’te imzalanan anlaşma uyarınca İngiltere’nin sınır kontrolu, Fransa topraklarında, Calais’de yapılıyor. Göçmenler de böylece Fransa’da kalıyor.
Başbakan David Cameron’a göre İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması durumunda bu anlaşma tehlikeye girecek.
Sınır polisi ve göçmenler, Calais Limanı’nda sürekli birbirini kovalıyor. Göçmenler, İngiltere’ye gidecek feribotlara binmek için kamyonlara gizlice girme ya da tünelden giden trenlere binme yolları arıyor.
Öte yandan yerel halk ve göçmenler arasındaki gerginlik de artıyor. Almanya’da kurulan İslam karşıtı PEGIDA grubu, yerel yetkililerin tüm protesto gösterilerini yasaklamasına rağmen Calais’de bir yürüyüş düzenleme girişiminde bulundu.
Son haftalarda mülteci kamplarını kar fırtınaları vurdu. Kentteki tek yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar, Dunkirk kasabası yakınındaki kampın durumunun derhal iyileştirilmesi gerektiğini bildiriyor.
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın başarılı lobi çalışmaları sayesinde Dunkirk’te bu ay sonunda yeni bir kamp açılacak.
Mülteci kamplarının ve kamplarda yaşayanların kaderi, biraz da, İngiltere’de yılın ilerleyen aylarında Avrupa Birliği’nde kalıp kalmama konusunda yapılacak referandumdan çıkacak sonuca bağlı.