Anavatanı İskoçya’da İngiltere’nin ulusal gelirine yaptığı 5 milyar sterlinlik katkıyla övünç kaynağı olan viski, ülkeye yeni göç eden Türkler’in de dikkatini cezbetmiş durumda.
Bir içki uzmanının yönlendirdiği ekip bugüne kadar denenmemişi deneyerek, normalde yemek sofralarıyla anılmayan isli, ağaç aromalı ve yanık lezzetlerdeki çeşit çeşit viskiyi, patlıcan, karides, mantarlı pilav ve Adana kebabıyla tattı.
Müzik öğretmeni ve şarkıcı Aslı Koptur, farklı lezzetler aradığını ve bilmediği ayrıntılar öğrendiğini söyledi.
İçki uzmanı Murat Çark, büyük bir masanın etrafına toplanan viski meraklılarına, kadehi kaldırarak önce rengine bakmalarını sonra koklamalarını, küçük bir yudumu dillerinin üzerinde üç saniye tuttuktan sonra içmeleri gerektiğini öğretti. Çark, böylece viskinin hangi tür fıçıdan geldiği gibi ayrıntıların bilinebileceğini anlattı.
Ankara Anlaşması vize tipiyle gelmiş oldukları Londra’da hayatlarını yeni baştan kuran Türkler, viskiye anavatanında gereken saygıyı göstermek istediklerini, bu eğitimi de o yüzden aldıklarını belirtti. Pazarlama işindeki Yılmaz Bayat anlatılanlarla bakış açısının değiştiğine şaşırdığını söyledi.
Modacı ve tekstilci Cengiz Dalkılıç da hep marka ve fiyatına göre değerlendirmenin yanlışlığını, viskiye buz koymamak gerektiğini bu eğitimle öğrenmiş.
Emre Toker adlı pazarlama uzmanı en çok, yemekle viskinin yan yana gelmesine şaşırmış. Toker, viski belli bir teknikle yudumlandığında Adana kebabının bile lezzetini arttığını söylüyor.
İnşaat mühendisi Fatih Kepçe, tarihi ve kültürü hakkında öğrendikleriyle viski konusunda bir aydınlanma yaşadığını söyledi.
Murat Çark özellikle Türk mutfağından lezzetlere yönelik bir çalışma yaptığını, "acaba olur mu" diye merak edenleri şaşırttığını belirtti.
İskoç viskilerin neden dünyada öncü olduğunu, yapımında kullanılan malzemeler üzerinden anlatan Çark, arpanın daha filizlendirilirken, fosilleşmiş fundalık ve süpürge otlarının kömürüyle nasıl fümelendiğini ve sonuçta nasıl lezzet farkı yarattığına dikkat çekti.