Türkçe konuşan toplumun İngiltere’de uzun yıllardır yaşayan bazı üyelerinin VOA Türkçe’yle paylaştığı görüşler ‘İngiltere’de kamu hizmetlerinde Türkiye göçmenlerine yönelik ırkçı bir tutumun olmadığı’ yönünde birleşiyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Altı yıldır İngiltere’de yaşadığını söyleyen Soner Kaygusuz, bu konuda karşılaştığı deneyimleri aktarırken, engelli oğluna İngiltere Sağlık Sistemi NHS’in ve öğretmenlerin gösterdiği ilgiyi övdü.
Kamu hizmeti alırken çevirmen görevlendirmeleri, hoşgörülü davranmaları; Kaygusuz’a göre kendi ülkesinde dahi görmediği ilgiye verilebilecek diğer örneklerdi.
Kaygusuz’un yanında Bulgaristanlı Türkler’den olduğunu söyleyen diğer bir göçmen de, 14 yıldır İngiltere’de herhangi bir ırkçı muamele görmediğini, kendi ülkesinde dahi bu saygı ve ilgiyi görmediğini söyleyerek arkadaşının deneyimlerini destekleyen ifadelerde bulundu.
Hükümetin Irkçılık Raporu: “İngiltere’de etnik azınlıklara yönelik ırkçılık yok”
Boris Johnson öncülüğüyle İngiltere’de kurulan hükümet komisyonunun raporu da Türkiye’den gelen göçmenlerinki gibi görüşlerle sonuçlanmasına rağmen eleştiri yağmuruna tutuldu.
Komisyonun geçen hafta açıkladığı rapor, ‘İngiltere’de artık etnik azınlıklara yönelik bir ırkçılık olmadığı’ başlığıyla öne çıkıyordu. Yani ‘kamusal alandan faydalanmada ırk ayrımına dayalı farklılıklar yok’ deniyordu.
Muhalefet: "Kurumsallaşmış ırkçılık var"
Muhalefetteki İşçi Partisi dahil, insan hakları örgütleri, aktivistler, sendikalar, hükümetin hazırlattığı bu raporu eleştirdi, eksik buldu.
İngiltere’de yıllardır yaşayan Türkçe konuşan toplumdan bazı kimselerin deneyimleri ise sonucu kabul edilemez bulan muhaliflerin iddialarının aksine, araştırma sonucuyla örtüştüğü için dikkat çekiyor.
‘Irkçılığı kişiler birbirine yapıyor’
Fırın çalışanı Ali Kayhan, kamusal hizmet alanında karşılaştığı herhangi bir ırkçılık deneyiminin olmadığını ancak bir keresinde, müşterisinin sadece fiyatını beğenmediği lahmacun yüzünden kendisine ‘bu ülkeyi terket’ dediğini anlattı.
Yapılan kabalığa aynı sertlikle karşılık vererek bu tür olaylarla baş ettiğini söyleyen Ali Kayhan, İngiltere’de sokaklarda gözlemlediği ırkçılığı anlattı. Kayhan, teni koyu olan bazı kimseler için hayatın daha zor olduğunu gözlemlediğini söyledi.
İngiltere’nin değişmeyen gündem maddesi
İngiltere’de ırkçılık kavramı bu kez, Hükümetin “kurumsallaşmış ırkçılık yok” iddiasıyla tartışmaların odağında.
Hükümete bir komisyon kurdurup güncel bir ırkçılık araştırması yaptıran nedenin, geçen yılki protestolarda yüksek sesle kamuya yöneltilen suçlamalardan kaynaklandığı öne sürüldü.
Amerika’da George Floyd adlı siyahın, kendisini gözaltına almak isteyen polis ekibinin elinde ölmesiyle ve ırkçılık karşıtlarının dünya çapında ayağa kalkmasıyla başlayan protestolar İngiltere’ye de sıçramış; salgına rağmen sokaklar protestocularla dolmuştu.
İmparatorluk zamanı, adları köle yanlısı siyasete karışmış bazı kimselerin heykelleri sökülmüş hatta Bristol’de, Edward Colston’unki nehre atılmıştı.
Hükümet, protestocuların İngiltere’deki ‘kurumsallaşmış ırkçılık’ sloganlarına bu araştırmayla karşılık vermek istedi ama açıklanan sonuç, tartışmaları yatıştırmak yerine yeniden alevlendirdi.
Türkiye göçmenleri: “Kendi ülkemizde dahi böylesi ilgi görmedik”
İngiltere’deki ‘Siyah Yaşamlar Değerlidir’ hareketi başta olmak üzere geniş çapta itiraz gören bu araştırma sonucuyla VOA Türkçe’ye görüş bildirenlerin hemfikir olması dikkat çekti.
Türkiye göçmenleri, çoğunlukla kamusal alanda İngiltere’de gördükleri ilgiyi muhaliflerin aksine ‘çok iyi’ olarak nitelendirdi; dahası, hemen hemen hepsi, ‘kendi ülkemde dahi böylesini görmedim’ diyerek iddiayı pekiştirdi. Irkçılığa ilişkin aktardıkları gözlemler, sadece sosyal yaşantıda olanlardan ibaret.
“Bir siyahi tarafından ırkçılığa maruz kaldım”
Bir yıldır İngiltere’de yaşadığını söyleyen Murat Aşkın, bir internet kafede çalıştığı sırada kendisine bir şey soran siyah bir kadından ırkçı ve kaba davranış gördüğünü anlattı. Sadece anlamadığı için o kişi tarafından “dilini bilmediğin ülkede ne işin var” şeklinde bir çıkışa maruz kalan Aşkın, dil probleminin bir anda ‘siyah-beyaz’ tartışmasına nasıl sürüklendiğine şaşırdığını anlattı.
“Irkçı değil iyi muamele gördüm”
Taksi şoförü olarak çok uzun süredir bir İngiliz şirketinde çalışan Kemal Nagaş adlı göçmen ise patronu tarafından bu tür durumlarda nasıl korunduğunu anlattı. Çalışanların birbiri arasında yaptığı ırkçılığı ve kendisinin sadece parayı peşin istediği için bile bir anda bir siyah müşterisi tarafından ırkçı olarak suçlanabileceği ihtimallerden bahsetti.
“Irkçılık değil ama göçmen karşıtlığı gördüm”
Ankara Anlaşması adıyla anılan çalışma vizesine sahip Ali Baydar ise dört yıldan beri yaşadığı İngiltere’de “kamusal alanda belirgin bir ırkçı muamele görmedim” diyen göçmenler arasında.
Ancak ırkçı olmasa da göçmen karşıtı olarak nitelediği bir örnek var. Kendi gibi binlerce Ankara Anlaşması’nın göçmenlik kurallarının bir gecede tek taraflı değiştirilmesine karşı açtıkları davada hakimin verdiği kararı, ırkçı değilse de göçmen karşıtı buluyor.
Bu görüşünü de Hakimin kararını açıkladığı gerekçede “haksızlığa uğramışsınız, ancak o kadar da uğramamışsınız” demesine dayandırıyor.
“Irkçılık yok, eşitsizlik aile ve çevreden kaynaklı”
Türkiye’den gelen göçmenlerin de gözlemlerine uyacak şekilde ırkçılık yok, diyen rapor eşitsizliğin aileden ve yetiştirilme tarzından geldiğini savunuyor.
Başbakanın ‘Etnik Azınlık Danışmanı’ istifa etti
Tartışma yaratan raporun yayınlandığı hemen ertesi gün Başbakan Boris Johnson’ın etnik azınlıklar danışmanı Samuel Kasumu’dan gelen istifa da muhalif çevrelerce sonuca yönelik bir tavır olarak ele alınsa da Hükümet tarafı ‘rapordan değil’ diyerek karşılık verdi.
Sonuç olarak, Irkçılık araştırma komisyonu raporda, İngiltere’nin ırkçılığı tam aşmış bir ülke olmayabileceğini ama örneğin ‘eğitimde ırk temelli eşitsizlikleri’ aştığını söylüyor.
Kurumsal Irkçılığın varlığı konusunda birleşen sivil toplum kuruluşları bu sonuca razı olmadıklarını ısrarla yineledi. Onlara göre kurumsallaşmış ırkçılık var, asıl sorun nasıl üstesinden gelineceği.