İngiltere İşçi Partisi Milletvekili Adayı İbrahim Doğuş

Your browser doesn’t support HTML5

İngiltere'de 8 Haziran'da yapılacak genel seçimlerde Türkiye kökenli politikacı İbrahim Doğuş ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin adayı olarak yarışıyor.

Doğuş, merkezi Londra'daki düşünce kuruluşu Türkiye Çalışmaları Merkezi'nin (CEFTUS) de başkanı. Doğuş ayrıca İngiltere'de oldukça popüler olan Britanya Kebap Ödülleri etkinliğinin organizatörü olarak tanınıyor.

Lonndra ve Westminister Cities bölgesinden aday olan İbrahim Doğuş, İngiltere yerel politikası, İşçi Partisi'nin seçim vaatleri, göçmen sorunu ve radikalleşmeyle ilgili olarak Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtladı. Doğuş, İngiltere'nin AB'den ayrılma sürecinin Türkiye'nin üyelik sürecine olumsuz yansıyacağı kanısında.

VOA: Serbest meslek sahibi bir girişimcisiniz. Politikaya atılmaya nasıl karar verdiniz?

İbrahim Doğuş: “Ben 1994 yılında 14 yaşındayken Türkiye'den İngiltere'ye geldim. Babam burada mülteciydi. Biz de aile birleşimi vesilesiyle ona katıldık. Tabii çok zorlu dönemler yaşadık, yeni bir kültür, yeni bir dil, yeni bir hayat kurmak için bir adaptasyon dönemi gerekti. O süreç içinde birebir yaşadığım zorlukları hep hatırladım ve o zorlukların başkaları tarafından yaşanmaması için siyasetçilerin ve toplumun neler yapabileceği konusunda kafa yordum. Yerel yöneticiler ve toplum arasında sorunlar ve ihtiyaçlar konusunda bir ortam yaratıp çözüm geliştirmeye çalıştık. Bunları yaparken insanların hayatlarına pozitif katkılar yapabildiğimizi görünce siyasete ilgim daha da arttı. Siyasi bir mercide yani parlamentoda vekil olarak seçildikten sonra şimdiye kadar yapabildiklerimin daha fazlasına yapabileceğime inandığım için İşçi Partisi'nden adaylık başvurusunda bulundum.”

VOA: İşçi Partisi'nin milletvekili adayı olarak seçim vaatleriniz neler?

Doğuş: “London ve Wesminister Cities bölgesi halkının bazı yerel ihtiyaçları var. Bazı politikalarımız ise ulusal politikalara bağlı. Örneğin Brexit bunlardan biri. Biz İşçi Partisi olarak çok sert bir çıkıştan yana değiliz. Kalma yanlısı bir politika izledik ama referandumu kaybettik. Sonucu kabul edip en iyi sonuçla birlikten nasıl çıkabileceğimiz konusunu bulmaya çalışıyoruz. Muhafazakar Parti'nin söz ettiği gibi ne olursa olsun ipleri kopartıp AB üyeliğine son vereceğiz anlayışımız yok. Bu ülkede çalışan ve yaşayan insanların ihtiyaçlarını ve haklarını güvence altına alacak bir ayrılık sürecini yumuşak bir biçimde götürme politikamız olacak. Yerel olarak ise benim aday olduğum bölgede pek çok sorun var. Bunların başında konut sorunu, hava kirliliği, sağlık ve eğitim alanında kesintiler geliyor. Satın alma gücüne uygun konut sayısını artırmayı vadediyoruz.”

VOA: Brexit süreci Türkiye'nin AB'ye üyelik hayallerini zorlar mı?

Doğuş: “Türkiye'nin AB üyelik süreci pek çok sorundan ötürü ciddi anlamda sekteye uğramış durumda. 1995'ten bu yana bu süreçte olumlu gelişmeler yaşandıysa İngiltere'nin bu meselelerde pozitif rolünün de payı var. İngiltere Türkiye'nin AB üyelik yolculuğunda en büyük destekçilerinden biri oldu her zaman. Fakat bizim çıkışımız ve bu arada Türkiye'yi de AB'ye davet etmemiz çok ikircikli bir durum ortaya çıkaracak. Yani biz ayrılırken ‘siz lütfen gidin üye olun, her türlü değer ve yargıları kabul ederek katılın’ dememiz Türkiye'deki siyasetçiler açısından da çok inandırıcı bir durum değil. Türkiye'deki temel eksiklikler, demokrasideki sorunlar, insan hakları ve ekonomik reformlardaki eksiklerin çözülmesi sonunda Türkiye gibi genç nüfusu olan ve potansiyeli yüksek bir ülkenin AB üyeliğinin tüm Avrupa açısından olumlu olduğunu düşündüğümüz için burada hem İşçi Partisi, hem Muhafazakar Parti hem de Liberal Demokratlar Türkiye'yi destekledi. Öyle bir durumdayız ki Britanyalı siyasetçiler ve bürokratların inandırıcılığı kalmayacak. Güçlü bir argümanımız olmayacak bu süreçte.”

VOA: İşçi Partisi yerel seçimlerde büyük bir darbe aldı. Bunu genel seçimlerde engellemek için ne gibi bir politika belirlediniz?

Doğuş: “İşçi Partisi 2015 yerel seçimlerinden bu yana istediği sonuçları alamıyor. O tarihten bu yana genel seçimler ve yerel seçimlerde de çok ciddi boyutlarda kayıplar yaşadık. Pek çok değerli ve yetenekli isimleri de kaybettik bu düşüş nedeniyle. Şimdi kamuoyu yoklamaları bizim Muhafazakar Parti karşısında çok geride olduğumuzu gösteriyor. İşçi Partisi buna rağmen ülkenin sosyal ve ekonomik yapısını değiştirecek çok radikal politikalarla ortaya çıkıyor. Kamuoyu yoklamalarını dikkate almayarak toplumun genel çıkarlarını esas alan bir manifestoyla ortaya çıktık. Yüksek düzey geliri olan kişilerden daha fazla vergi alınması, orta ve dar gelirlilerin vergi artırımından muaf tutulması üzerine kurulu bir politika izliyoruz. Sağlık sektörüne çok ciddi anlamda yatırım yapmaktan söz ediyoruz, konut sorununu çözmek için ilk beş yıl içinde 1 milyon konut inşa etmekten ve bunların en az yarısının sosyal konut olmasını vaat ediyoruz. Belediyelerin borçlanabilme hakkını yeninden tanıyoruz. Üniversite eğitimi için getirilen harçların kaldırılmasını vaat ediyoruz. Tüm yurttaşlara eşit fırsatlar yaratılması için çok radikal, çok ciddi değişime yol açacak manifestoyla ortaya çıkıyoruz. Kamuoyu bu vaatlerimizi gerçekleştireceğimize inanırsa seçmen İşçi Partisi'ni iktidara taşıyabilir ya da güçlü bir muhalefet olarak parlamentoya taşıyabilir.”

VOA: İngiltere Başbakanı Theresa May göçmenler konusunda büyük sınırlamalar getirmeyi düşünüyor. Siz göçmen bir İngiltere vatandaşı olarak bunun ne gibi etkileri olacağını düşünüyorsunuz?

Doğuş: “Bu ülkedeki tüm bağımsız kamuoyu araştırmalarına, gerek üniversitelerin gerekse göç konusunu inceleyen düşünce kuruluşlarının tüm araştırmalarına göre göçmenler bu ülkenin ekonomisine çok önemli katkılar sunuyor. Göçmenlik karşıtlığının en yüksek olduğu bölgelerde en az göçmen bulunuyor. Londra gibi nüfusun neredeyse yarısının göçmen olduğu bir kentte hiç bir göçmenlik karşıtlığı görülmüyor. Londra Pakistan asıllı bir ailenin çocuğunu Londra Büyük Şehir Belediye Başkanı yapıyor. Hayatın her alanında insanlar kendilerine bir yer bulabiliyor. Fakat muhafazakar ya da UKİP gibi partilerin yaptığı propagandalardan etkilenen ciddi bir kesim var. İnsanlar göçmenlerin yaşadıkları bölgeye gelerek işlerini, evlerini, okullarını ya da sağlık hizmetlerini ellerinden alacakları korkusu içinde . Göçmenlik hep seçim maddesi haline getiriliyor. Ülkede tüm kötü giden meseleler, işsizlik, hastane hizmetleri, eğitim ve yaşlıların bakımındaki eksikliklerde bunun nedeni olarak hükümetin kesinti politikalarını görmekten ziyade daha kolaycı bir yöntem seçip göçmenlere sorumluluk yükleniyor. Doğru olmayan ve gerçekliği olmayan çok ciddi bir propagandayla insanların kafasına yerleştirilmiş olan bir sorunla karşı karşıya Britanya. Oysa göçmenlerin bu ülkeye faydalarını da sıralamak gerekli. 300 binin üstünde Türkiye'den göçmen var burada. Bir milyonun üstünde Pakistanlı, Bangladeşli insan yaşıyor. Bütün bu insanların sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına önemli katkıları var. Bunlar kucaklanmalı.”

VOA: Radikalleşme İngiltere'nin önemli güvenlik sorunlarından biri. Sizce bu konuda neler yapılmalı, nasıl bir siyaset izlenmeli?

Doğuş: “Cihatçılara karşı dünyanın her alanında, Suriye, Irak, İran, Türkiye ve İngiltere'de de büyük bir mücadele yürütülmesi gerekiyor. Örneğin Westminster saldırısını gerçekleştiren kişi bir göçmen değil. Bu ülkede doğmuş bu ülkede büyümüş ve militanlaşmış biri. Başka insanlar ise göçmen olarak bu ülkeye geliyor ve polis olarak hayatını sürdürüyor. Radikalizm çok farklı sebeplerden ortaya çıkabiliyor. Dini ideolojinin hakim olması ve bunun çeşitli araçlarla yaygınlaştırılması bir sebep. Radikalizme kayan genç insanların sosyal hayatlarına bakmak gerekiyor. Hayatlarında ne eksikti de Suriye'de IŞİD'e katılmaya karar verdiler. Genç kızlar neden buradan ayrılıp gruplar halinde Suriye'ye gitmek istediler? Hükümet daha önce Müslüman toplumlar arasında bu konuya eğilme çabası olduğunu gösterdi. Fakat radikalizmi engelleme adı altında çeşitli grupların bazı faaliyetlerinin finanse edilmesi üzerine politika izlendi. Fakat okullardaki eğitim sorunu, hastanelerdeki hizmet sorunu, işsizlik sorunu bütün bunlar genel bir resim içinde ele alınmak zorunda. İngiliz gençler de radikalleşebiliyor. Belki İslami radikalizme kaymıyor ama daha sağcı faşist radikalizme kayıyor. İşçi Partili milletvekili arkadaşımız Jo Cox'u, 50 yaşın üzerinde beyaz bir İngiliz vatandaşı öldürdü. Bu da bir radikalizm, terörizm. Bunun da nedeni sorgulanmalı. Radikalizm sadece Müslümanlar arasından çıkmıyor. Bütün bunların panzehiri insanların doğuştan ve çocukluk çağından itibaren eğitimleriyle de ilgili. Buraya göçen pek çok aile dil sorunu yaşıyor, çocuklarının eğitim alanında destek olamıyor. Hükümet bu boşlukları doldurmak zorunda.”

VOA: İngiltere'deki Türk toplumunun sorunları neler?

Doğuş: “Türkiye'den buraya gelen insanların sorunları dar gelirli sınıfın sorunlarına yakın. Bizim toplumumuz 1995'ten bu yana bir dönüşüm yaşadı. 1995'e kadar tekstil atölyelerinde işçilik yapan bir toplum 1995-2000 yılları arasında küçük işveren olmaya başladı. Küçük dükkanlar, bakkallar, süpermarketler, restoranlar, kafeler gibi pek çok iş sahasında kendini göstermeye başladı. Şimdi sorunlar değişmeye başladı. Çok çalışan anne babalar nedeniyle çocukların eğitimlerine katkı sağlayacak ebeveyn eksikliği yaşandı. Konut sorunu yaşayan kesimler de var. Ya da yaşadıkları bölgelerde suç, çevre hizmetleri konularında şikayetleri var. Pek çok genç artık üniversiteye gidiyor ancak istedikleri alanlarda istedikleri işe girememe sorunu yaşıyor. Biz biraz da başarılı gençlerin çevresini genişletmesi ve istedikleri işe girebilmesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ayrıca birinci neslin hala Türkiye politikasını yakından takip etmesi de ailenin adaptasyon sürecini yavaşlatıyor.”