Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk siyaseti vitrinine çıktığı Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul, 25 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi ve öncülleri tarafından yönetiliyor.
Son beş seçimde sırasıyla Refah Partisi, Fazilet Partisi ve üç kez de Adalet ve Kalkınma Partisi adayları tarafından kazanılan İstanbul’da Adnan Polat, Sefa Sirmen, Kemal Kılıçdaroğlu ve Mustafa Sarıgül’le kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi, bu kez bu isimlere göre kamuoyunda tanınırlığı daha sınırlı olan bir adayla iktidar partisine üstünlük sağlayabilir mi?
Murat Sarı: “İmamoğlu, muhafazakar ve milliyetçi seçmende karşılık üretiyor”
Konsensus Araştırma’nın başkanı Murat Sarı, Beylikdüzü Belediye Başkanı iken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen İmamoğlu’nun “çantada keklik” olması bir yana AKP için “demir leblebi” bir aday olduğu görüşünde.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Sarı, “AKP için İstanbul’da en büyük ve en kuvvetli aday kim? Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan. O isim bile sekiz ay önce yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’nin desteğine rağmen %51 alabildi. Benim bulgularıma göre, şu anda nefes nefese bir yarış sürüyor. Kararsızlar dağıtılınca %47,5’a ulaşan Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım’ın iki puan gerisinde. Bu kapanmayacak bir fark değil. Üstelik CHP adayı sokaktaki enerjisi ve dinamizmi ile AKP adayına ağır basıyor. Bir de şunu unutmamak gerek, İmamoğlu tipik bir CHP’li gibi davranmıyor, muhafazakar ve milliyetçi seçmende de karşılık üretiyor” dedi.
HDP’li seçmenin İmamoğlu’na dair soru işareti taşımadığını belirten Murat Sarı, MHP’nin İstanbul’daki seçmeninin de en az %20’sinin oyunu almış göründüğünü ifade ediyor.
İmamoğlu: “Beka sorunu diye uyutamazsınız, kriz var, mızrak çuvala sığmıyor”
CHP seçmeni tarafından iktidara karşı yeterli tonda muhalefet yapmamakla eleştirilen Ekrem İmamoğlu ise bugün “İstanbul Çözümleri” adı verilen toplantıda iktidarın “beka” söylemlerini açıkça eleştirerek ilk kez siyasi bir polemiğe girdi.
İmamoğlu, “Son zamanlarda bu seçimlerle ilgili pek çok iddia atıldı ortaya. Dendi ki, bu seçimler Türkiye için ‘beka seçimleridir.’ Haftalardır sokakta, pazarda, işyerlerinde, kampüslerde İstanbullulara bu seçimin anlamını soruyorum. İstanbullu için bu seçimin üç anlamı var: Bir, ekonomi; iki, ekonomi; üç, ekonomi ‘Sokağa çıkın’, siz de göreceksiniz. Çarşıda pazarda insanlarla konuşun, ekonomik çöküşün derinliğini, insafsızlığını siz de anlayacaksınız. İstanbullunun mutfağını ateş almış. Siyasetten nemalanan küçük bir azınlık dışında gelecek korkusu tüm İstanbul'u sarmış. İşsizlik almış başını gidiyor. Hiçbir demokratik ülkede olmayacak kadar dengesini bozduğunuz, tam beyin yıkama şebekesine çevirdiğiniz medyanız ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın; kriz var hanımlar, beyler. Derin kriz. Can yakıcı, yuva yıkıcı kriz. ‘Beka sorunu’ diye İstanbulluyu boş yere uyutmaya çalışmayın. Şapka düştü, kel göründü! Mızrak çuvala sığmıyor” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
Ertan Aksoy: “İmamoğlu’nun ‘beka’ üzerinden getirdiği eleştiri, CHP seçmeninde memnuniyet yaratacaktır”
Mutedil yaklaşımının seçmeni etkilediğini savunan Aksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy ise CHP adayının kendi seçmeninin gönlünü almak için bu çıkışı yaptığını ancak bundan sonra polemiklerden kaçınmaya devam edeceği kanaatinde.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Aksoy, “Ekrem İmamoğlu, bir strateji sonucu olarak iktidara karşı en avantajlı olduğu yerlerden yoksulluktan, yolsuzluktan, israftan, işsizlikten, yüklendi. Ve bu sözleriyle prim topladı. Evet bugün, beka sorununu gündeme getirdi. Çünkü şunu da unutmamak gerek, CHP’li seçmen de adayının bu denli yumuşak olmasından pek memnun değildi. İmamoğlu bu sözleriyle onları da mutlu hissettirmeye çalıştı. CHP’li seçmen de bu söylemden mutlu olacaktır. Böylelikle, ‘Ben buradayım’ demiş oldu. Ama bence bu CHP adayının iktidara politik eleştirileri sürdüreceği anlamına gelmiyor” dedi.
“Erdoğan, eskisi kadar güçlü bir rüzgar estiremez”
Aksoy, İstanbul’da her seçimde son on günde görülen iktidar etkisinin bu kez sınırlı kalabileceği iddiasında:
“İmamoğlu, dinamizmi ve enerjisi ile alanda fark yaratıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi adayı Binali Yıldırım sokakta pek fazla görünmüyor. Kesinlikle AKP bir lider partisi ve bu nedenle zaten İstanbul geçmişi olan liderinin alana inmesi bekleniyor olabilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik krizinin, pahalılığın, mutfaktaki ateşin bu kadar kendisini hissettirdiği bir ortamda daha önceki seçimlerdeki kadar şiddetli bir rüzgar estirmesi çok olası gözükmüyor. Belki bir esinti.”
İmamoğlu: “Yoksulluk, yolsuzluk ve ihanet var”
Toplantı sonrası İmamoğlu’nun “beka” söylemine yönelik sözleri öne çıksa da CHP adayı, iktidarı “çılgın projeci” tavrından, uyguladığı çevre politikalarına kadar birçok konuda eleştirdi.
İmamoğlu, “Bu muhteşem şehirdeki hayat epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden bir yönetim anlayışı ile tam bir kaosa çevrildi. İstanbul'un nereye gittiğini bilen var mı? Son yıllarda şehri yönetenler, İstanbullunun gerçek sorunlarına çözüm üretmeyi unutup, 18. Yüzyıl’da kalmış ‘çılgın projeci’ yaklaşımlarla propaganda kampanyaları yaptılar. Ormanları, su havzaları yok edilmiş, deprem toplanma alanlarına rezidanslar dikilmiş, daha deprem olmadan insanların evlerinin ‘bir gece ansızın’ başlarına yıkıldığı, trafikte saatlerin, ömürlerin tüketildiği bir şehri bu insanlar hakkediyor mu? Yoksulluk, yolsuzluk, israf var. Umut kırıcı bir işsizlik var. Evet, ihanet var. Kış ortasında Gıda Tanzim Noktalarında vatandaşı saatlerce kuyrukta bekletmek, sınırlı kiloda alışverişe müsaade etmek bir çözümmüş gibi görünse de bu 2019 Türkiye’sinin utanç manzarasıdır” dedi.
İstanbulluların gıdaya, ulaşıma, eğitime ve suya harcadıkları parayı azaltacağını söyleyen vaat CHP adayı, 200 bin kişiye kısa vadede iş bulmayı, Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri kurmayı, 25 yaşın altındaki herkese Genç Kart vermeyi, İstanbul’un kuzeyinde 70 kilometrelik bir yaşam koridoru oluşturmayı, güneş enerjisi santralleri kurmayı vaat etti.