Suriye’de 2011 yılında başlayarak her geçen gün tırmanan şiddet ve savaş ortamından milyonlarca Suriyeli acı bir şekilde etkilendi. Savaş sırasında birçok Suriyeli vatandaş kendi topraklarındaki çatışma ve bombardımanlar sonucu yaşamını yitirirken, birçoğu ise sığınmak için gittiği ülkelerde çeşitli zor yaşam şartlarına maruz kaldı.
Your browser doesn’t support HTML5
4 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yapan Türkiye’de ordunun son günlerde İdlib’de ağır kayıplar vermesinin ardından sınır illerinde yaşayan vatandaşların endişeli olduğu gözleniyor.
VOA Türkçe olarak 700 bin Suriyeli'nin yaşadığı Gaziantep’te hem mültecilere hem de Gaziantep halkına İdlib'de yaşanan olayları ve her geçen gün artan gerilimi sorduk. Cevaplar ise şu şekilde:
Suriye’nin İdlib bölgesinden Mustafa Karaali:
“Ben İdlibli'yim ve gördüğünüz gibi İdlib muhalifler için son kale. Onlara muhalif demeyelim, insan diyelim çünkü o küçük bölgede 7 milyon insan var. Eğer uluslararası toplumda hareket olmazsa orada insani bir felaket olacak. Bizim için ne Soçi’nin kararlarının ne de başka kararların önemi yok, oradaki insanın önemi var. Çocuklar ve kadınlar tehlike altında sınırlar kapalı. Muhaliflerin son kalesi de Rusya, İran ve rejim tarafından bombalanıyor. Kamplar bombalanıyor, insanlar soğuk hava acısını çekiyor. İnsani yardım kuruluşları yetişemiyor mülteci sayısı çok fazla olduğu için. Bugün zorla yerinden olma hakkında konuşuyoruz. Bütün illerden Esat’ı istemeyen herkes İdlib’te. Bana siyasi durumu soruyorsan bilmiyorum çünkü artık kararlar Suriyeliler'in ellerinde değildir. Karar büyük ülkelerin elinde kaldı. Tüm yardımlaşma derneklerini çağırıyoruz oraya. Bugün Serakib'i aldılar ama yarın ne olacağını bilmiyoruz. Yeni kararlar bölgede yeni planlar var. Hiç bir şey anlamıyoruz.’’
Suriye’nin İdlib bölgesinden Valid Ebu Raşid:
“Şimdi içerideki siyasi duruma göre İdlib Esat'ı istemeyen Suriyeliler'in son kalesi. Şimdi olay Suriyeliler'in elinde değil. Herkes Suriye için büyük ülkeler oturup plan yapıyor. Aralarında tek bir Suriyeli yoktur. Biz buradan Türkiye'den durumu izliyoruz, bugün Serakib'i aldık tamam ama yarın bize kalacak mı yoksa Esat tekrar mı alacak? İçerideki durum çok kötü insanlar ağaçların altında kalıyorlar. Eğer İdlib giderse devrimcilere, bize yer kalmaz. İdlib halk için önemli ve Esad için de önemli. Çünkü İdlib’i alırsa zafer almış olur. Rejim sömürgeci. Esat İdlib’in tümünü alsa çok çok büyük katliam olacak ki tarihte eşi görülmemiş. Sonuç olarak sorunumuz rejim, eğer kaldırılırsa rahat yaşarız.’’
İdlib’in Serakib bölgesinden Kasım Abraş:
“Bugün İdlib’in kimin için önemli olduğunu konuşuyoruz. İdlib bugün devrimciler için son kale. Rejim onu ele geçirmek istiyor. Suriye’nin tümünü almak ister. Aynı zamanda muhalifler İdlib’de kalmak ister ve diğer bölgeleri de almak ister. Bugün İdlib'deki insani felaket büyük. Uluslararası ülkelerin sessizliği ortada belli. Ne hükümetler ne de halklar katliamı görüyor ve kimse bir şey demiyor. Şiddetli bombardıman ve nüfus yoğunluğu, kalan bölge buna dayanamaz. Siyasi olarak planlarda iki taraf da yok. İkisi (Rejim ve Muhalifler) dışarıdaki güçlerle bağlı olmuşlar. Başta rejimden aldığımız bölgeler çoktu, Rusya girdiği vakit, 2015’te çok bölgeleri kaybettik, İdlib kaldı. Bugün Türkiye oraya girdiğinde bize umut geldi, yanımızda duran var ve tekrardan kayıp ettiğimiz yerleri birlikte geri alacağız.’’
Gaziantep’ten Hurşit Gülşen:
“Yaşanan olaylar temelden yanlıştır. Nedenine gelecek olursak İdlib’de ne işimiz vardı? Eğer İdlib bizim olacaksa Şam’a kadar alalım, yok bizim olmayacaksa biz neden şehitlerimizi verelim? Rusya’nın ne işi vardı İdlib’de? Amerika’nın ne işi vardı Suriye’de? Bizim ihmalkarlığımız yüzünden başkaları kaç bin kilometreden gelip oraya yerleşiyor. Benim de şehidim geliyor ama uçağımı kaldıramıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışır mı bu. Bence en güzel şey Esat’la birleşip öbürlerini kaldırıp götürmeliyim. Ben burada komşumla kötü olursam yaşayamam, barınamam, bütün pislik bana gelir.’’
Gaziantep’ten Kadri Erener:
“Şu anda orada neler olup bittiğini bilmiyoruz, kaldı ki Suriye’de ne işimiz var bizim? Bizim askerlerimiz kendi ülkesine dönmeli. Orası bizim toprağımız değil. Çocuklarımız neden orada boşu boşuna ölsün yani. Sen komşunun camına taş atarsan, tabii ki komşun da senin camına taş atar. Daha önceden ne güzel dostça gidip geliyorduk. Şimdi 4 milyon insan getirdik buraya, yıkılmış yakılmış bir komşumuz oldu. Buna iyi denilebilir mi, hiç iyi değil.’’
Gaziantep’ten Doğan Yıldırım:
“Biz artık savaşın bitmesini istiyoruz. Bu Suriyeliler'in bir an önce buradan gitmesini istiyoruz. En azından yeni iş sahaları açılır, Antepliler kendine gelir. Kira fiyatları düşer. Suriyeliler geldiği için işsizlik çıktı Antep’te’’