15 Temmuz darbe girişimi sonrası gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantısından olağanüstü hal kararı çıkmış ve TBMM’ye sunulan karar oy çokluğuyla kabul edilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OHAL kararının 3 ay süreyle tüm ülkede uygulanacağını açıkladıktan sonra, herkes bu kararın ne anlama geldiğini ve bundan sonra nelerin değişeceğini merak etmeye başladı.
OHAL kararı neden alındı? Olağanüstü hal kararı vatandaşın hayatını nasıl etkileyecek? Darbe girişiminde bulunanlar için gündeme getirilen idam cezasının uygulanması mümkün mü? Bu soruların cevabını Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, Amerika'nın Sesi için yanıtladı.
OHAL kararının alınmasında hükümetin, yürürlükteki anayasal düzenle gerekli önlemlerin alınamayacağını düşünmüş olabileceğini, bu yüzden OHAL kararının alındığını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu’na göre, olağan hukuk düzeninde de gerekli güvenlik önlemleri alınabilirdi. Kaboğlu hükümetin OHAL kararı alma nedenini ise şöyle değerlendirdi: “Hükümet daha hızlı, daha etkili kararlar almak adına olağanüstü halin Türkiye genelinde ilan edilmesi yönünde siyasi iradesini ortaya koydu.”
Olağanüstü dönemin otoritelere, sıkıyönetimden farklı olarak daha ılımlı, denetime açık yetkiler tanıdığına değinen Kaboğlu’na göre, yöneticiler OHAL kanununu amacına göre ve ölçülü kullanmalı: “OHAL yasası uygulanırken anayasal sınırlara saygı gösterilmelidir. Özgürlük ve güvenlik arasındaki dengede güvenlik lehine karar verirsiniz ama özgürlüğü askıya alamazsınız.”
Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, darbe girişiminde bulunanların kamuoyuna yansıyan, işkenceye maruz kalmış görüntülerini ise şu sözlerle değerlendirdi: “Bunlar tamamen anayasamıza aykırıdır, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne aykırıdır. Hukuk devleti adına, dağdaki teröristi bile ele geçirdikten sonra işkence edemezsiniz. Darbe yapan kişilere, açıkça suçlu olduklarını bilsek bile işkence yapmamalıyız. İşkence bir insanlık suçudur. Onun cezası, yaptırımı, bu insanların hapse konulmasıdır.”
'İdam geri getirilse bile, Anayasa'nın 15. Maddesine göre karar geçmişe uygulanamaz'
Darbe girişimine karşı vatandaşlardan idam cezasının geri gelmesi yönünde talepler aldıklarını söyleyen hükümet yetkilileri, bu konunun değerlendirileceğini söylemişlerdi.
Kaboğlu’na göre, “insan hakları alanında kazanılmış olan hakların geri alınmaması ilkesi” gereği, Türkiye’nin yıllar önce kaldırdığı idam cezasını geri getirmesi imkansız; imkansız olmasa bile çok zor: “İdam cezasının getirilmesi mümkün olsa bile anayasanın 15. Maddesi gereği, bu karar geçmişe uygulanamaz yani bu karar darbecilere uygulanamaz.”
Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, darbe girişiminin tekrar yaşanmaması için kamuda liyakat ilkesinin ve hukuk ilkesinin uygulanmasının önemine dikkat çekti: “Biz mezhep temelinde, tarikat temelinde, inanç temelinde Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmeye kalkmamalıyız.”
Kamu görevine girişte ve yükselmelerde liyakat ilkesinin uygulanmasının önemine vurgu yapan Kaboğlu’na göre, inanç ve partizanlık dışlanmalı: “Hukuku egemen kıldığımız sürece geleceğe umutla bakabiliriz, yoksa bunlara en ağır cezaları versek bile, bütün generalleri darağacına çeksek bile Türkiye’de darbeleri önleyemeyiz.”