Münteha 37 yaşında genç bir kadın. Yaşları 5’le 14 arasında değişen 6 çocuğu olan Münteha, yaklaşık 3 yıl önce Ankara’ya göç eden Suriyeliler’den biri.
Münteha’nın eşi yanında değil çünkü yaklaşık 5 yıl önce bir çatışmada iki ateş arasında kalıp hayatını kaybetmiş.
Eşi öldüğünde en küçük çocuğu olan Sara’ya 5 aylık hamile olduğunu söyleyen Münteha, o günleri şöyle anlatıyor:
“Eşim şofördü. İşçileri evlerine götürüyordu. Yolu, Halep-Şam karayolu üzerindeki Han El Asel taraflarında, kırsaldaydı. Çatışma çıkmış ve çatışmada ölmüş. Kim öldürdü, hangi taraf öldürdü bilmiyoruz. O günlerde Halep içinde çatışma yoktu ama şehrin dışında, kırsalda vardı. En küçük çocuğuma 5 aylık hamileydim.”
Münteha, çatışmaların Halep kırsalından şehir merkezine sıçramaya başlamasının ardından şiddetli çatışma alanlarından biri olan Ferdos mahallesinden olduğunu söylüyor. Eşinin ölümünün ardından Halep içinde de çatışmaların başlamasıyla durumlarının zorlaştığını anlatan Münteha, Türkiye’ye göç etme kararı almış.
Münteha, bu kararı çocuklarını düşünerek aldığını söylüyor ve “Savaş vardı, durumumuz zorlaşıyordu. Çocuklarım için oradan çıkmak istedim. Yazık onlara, o durumun içinde kalamazlardı. Sonra Ankara’ya geldik” diyor.
Yaklaşık 3 yıl önce 6 çocuğuyla birlikte Türkiye’ye gelen Münteha’nın Ankara’da kız kardeşi ve tanıdıkları varmış. Bu durum onun Halep’ten doğrudan Ankara’ya gelmesini kolaylaştırmış.
Münteha, “Şimdi Türkiye’ye gelmek daha zor. O zaman Türkiye’ye hemen girdik ve hemen Ankara’ya geldik. Kız kardeşim buradaydı öncesinde. Bir iki hafta onda kaldık. Sonra ev bulup taşındık. Bazı insanlar bize yardım etti. Yardımda bulundular” diye anlatıyor.
Münteha çalışmadığını, ancak yardımlar sayesinde durumunun iyi olduğunu söylüyor. Türkçe bilmediği için Ankara’ya göç ettiği ilk günlerde mutsuz olduğunu, ancak komşularından destek gördüğünü anlatan Münteha, çocuklarının öğretmenlerinden de oldukça memnun.
Çocuklarının öğretmenleri hakkında “çok muhteremler, çocukların dersleri biraz zayıf ama onları çok seviyorlar ve hassas davranıyorlar” şeklinde konuşan Münteha’nın günlük hayatı da çocuklarına göre şekillenmiş.
Münteha günlük hayatının yoğun olduğunu belirterek şunları anlatıyor: “Bir merkezde Kuran öğretiyorum, Sara’yı okuldan alıyorum. Ev için alışveriş gibi işler oluyor, onları yapıyorum, yemek pişiriyorum, temizlik var. Çok işim oluyor.”
Hayatından memnun olduğunu birçok kez vurgulayan Münteha’ya Suriyeli arkadaşlarının durumunu soruyoruz. “Onların da durumu genel olarak iyi. Sadece bir arkadaşım var, kendisi burada, kocası Halep’te. Kocası dönmesini istiyor ama arkadaşım istemiyor. Durumu belirsiz” diye konuşan Münteha, 3 yıldır yaşadığı Ankara’yı da pek gezmemiş.
Birkaç kez Ulus ve Kızılay’a gittiğini söyleyen Münteha, Keçiören’de Suriyeliler’in yoğun olduğu bir bölgede yaşıyor. Zaman zaman çocuklarını evinin yakınındaki parka götürdüğünü anlatan Münteha ve çocuklarının geçici ikametle bulundukları Türkiye’de durumları belirsiz. Ancak başka bir ülkeye gitmeyi düşünmediğini söyleyen Münteha, “Suriye’ye geri döner misin?” sorusuna “Güvenlik sorunu var. Düzelmesi için çok zaman lazım, kararsızım” diye cevap veriyor.
Türkiye’ye gelmeden önce eşinin ölümü ve Halep‘te çatışmaların artması gibi nedenlerle psikolojilerinin kötü olduklarını anlatan Münteha’nın en küçük çocuğu babasını hiç görmemiş. İki çocuğu da babaları hayatını kaybettiğinde oldukça küçüklermiş.
Münteha, sık sık durumuna şükrettiğini belirten ifadeler kullansa da çocuklarının üzgün olduklarını belirterek şunları söylüyor:
“Çocuklarım ilk başlarda dil bilmiyorlardı. Önce belediye Türkçe kursu açtı. Çok hızlı bir şekilde öğrendiler. Çocuklarım tabii ki üzgün ancak psikolojileri olumlu yönde çok değişti. Hüzün hayatımız boyunca bizi bırakmayacak, çocuklarımın hüzünleri kalplerinde, ama hayat devam ediyor.”