ABD'li bir yetkili VOA'ya yaptığı açıklamada, Yemen'in Husi kontrolündeki bölgelerinden Kızıldeniz'e altı adet gemi savar füzesi ateşlendiğini söyledi.
Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, ABD deniz kuvvetlerinin Salı günü füzelerden en az birini vurduğunu, diğerlerinin ise denize düştüğünü söyledi.
İngiliz güvenlik firması Ambrey'e göre Husilerin füzelerinden biri Salı günkü saldırılar sırasında Barbados bandıralı, İngiltere'ye ait bir kargo gemisinin iskele tarafında küçük çaplı hasara yol açtı.
Husilerin saldırıları, ABD ordusunun patlayıcı yüklü iki Husi kamikaze insansız teknesine karşı son savunma saldırılarını gerçekleştirdiğini açıklamasından saatler sonra yaşandı.
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), gemilerin "bölgedeki ABD Donanması gemileri ve ticari gemiler için yakın bir tehdit oluşturduğunu" söyledi.
"Husilerle savaş halinde değiliz. Husilerle savaşa girmeyi düşünmüyoruz ama saldırılara devam ederlerse kabiliyetlerini bozmaya ve zayıflatmaya devam edeceğiz" diyen Pentagon Basın Sekreteri Tümgeneral Pat Ryder, Pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin Pazar günü düzenlediği saldırılarda Husilere ait çok sayıda seyir füzesi vurulduğunu, Cumartesi günü ABD ve İngiltere Yemen'de en az 36 Husi hedefini yok ettiğini söyledi.
Buna karşın Husiler, Kızıldeniz'deki saldırılarının Gazze halkıyla dayanışma amaçlı olduğunu belirtti ve ABD ile İngiltere'nin saldırılarına rağmen saldırılarını sürdürme sözü verdi.
Husi yetkilisi Muhammed el-Buhaiti, Pazartesi günü X sosyal medya platformundaki açıklamasında, "İsrail'e karşı savaşımız ahlakidir çünkü amacı Gazze'deki soykırım suçlarını durdurmak ve kuşatma altındaki sakinlerine gıda, ilaç ve yakıt girişine izin vermektir ve bu amaç dünyadaki tüm özgür insanların iradesini temsil etmektedir" ifadelerini kullandı.
Bağdat ve Washington’un arası açılıyor
Öte yandan İran destekli milislerin Ortadoğu’daki ABD güçlerine yönelik yaklaşık 170 saldırısıyla bağlantılı hedefleri vurmayı amaçlayan Irak'taki son ABD hava saldırısı dalgası, Washington ile Bağdat arasındaki çatlağı genişletiyor görünüyor.
ABD'nin son açıklamalarına göre, Cuma günkü hava saldırıları, Irak'ta üç, Suriye'de ise dört noktayı hedef aldı ve komuta-kontrol merkezleri ile istihbarat merkezlerinden füze ve insansız hava aracı depolama tesislerine kadar 80'den fazla hedefi imha etti.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından Pazartesi günü yapılan açıklamada, çok sayıda milis üyesinin öldüğü ya da yaralandığı belirtilirken İranlı yetkililerin ya da ajanların öldüğüne dair bir ifadeyer yer verilmedi.
ABD'li yetkililer geçen ay Ürdün'deki bir üste üç ABD askerinin ölümüne neden olan insansız hava aracı saldırısının ardından operasyonların gerekli olduğunu savunurken Iraklı yetkililer, hedeflerden bazılarının Irak ordusunun bir parçası olduğunu iddia ettikten sonra ABD'nin Bağdat'taki maslahatgüzarını saldırıları protesto etmek için çağırarak artan öfkelerini dile getirdiler.
Irak Başbakanı Muhammed Şii el-Sudani, bombalamalarda ölenler için resmi yas ilan etti. El-Sudani, Pazartesi günü Bağdat'ta İran'ın Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi ile yapacağı toplantı öncesinde bunun yankılarının olabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
Iraklı yetkililer, ABD'nin açıklamalarının aksine Bağdat'ın saldırılar konusunda önceden uyarılmadığını savunarak öfkelerini dile getirdiler.
ABD Dışişleri Bakanlığı da Pazartesi günü yaptığı açıklamada, saldırılar konusunda Irak'a herhangi bir uyarı yapılmadığını kabul etti ancak ABD saldırılarının sürpriz olmaması gerektiğini ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vedant Patel Pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada "Bölgedeki her ülke askerlerimizin ölümünden sonra bir karşılık verileceğini anlamıştı. Cuma günü verilen askeri karşılıkla ilgili olarak önceden bir bilgilendirme yapılmadı ancak saldırılar gerçekleştikten hemen sonra Iraklıları bilgilendirdik" ifadelerini kullandı.
Pentagon da Pazartesi günü Irak'ın bazı iddialarına karşı çıktı. Ryder, "Bu saldırıları gerçekleştirirken İran destekli vekil gruplara odaklanmış durumdayız. Bizim odak noktamız bu. ISF'yi ya da Irak Güvenlik Güçlerini ya da meşru Irak güvenlik güçlerinin bir parçası olan personeli vurmak değil. IRGC yani İran Devrim Muhafızları tarafından desteklenen terörist grupları vuruyoruz" diye konuştu.
Ryder an itibariyle ABD'nin Irak ve Suriye'deki milislere karşı uzun vadeli bir askeri harekat planının olmadığını da sözlerine ekledi.
ABD'nin Irak'ta IŞİD terör örgütünün kalıntılarının peşine düşen Irak güvenlik güçlerine danışmanlık ve yardım etmekle görevli, yaklaşık 2,500 askeri bulunuyor.
ABD ve Irak arasında ABD'nin Irak'taki askeri varlığının azaltılması ve IŞİD'le mücadele misyonundan Bağdat'la daha geleneksel bir askeri ilişkiye geçilmesi için görüşmeler sürerken bu süreç, saldırılar nedeniyle karmaşık bir hal almış durumda.
VOA'ya konuşan ABD'li askeri yetkililer, ABD'nin Cuma günkü hava saldırılarının ardından İran destekli milislerin Irak ve Suriye'de en az iki saldırı daha düzenlediğini söyledi.
En son saldırı Pazar günü, Deyr el Zor yakınlarındaki Omar Petrol Sahası'ndaki üsse bir insansız hava aracıyla yapıldı. Saldırıda ABD destekli, Kürt silahlı grup Suriye Demokratik Güçleri üyelerinden çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
SDG sözcüsü Ferhad Şami sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, drone saldırısında altı SDG savaşçısının öldüğünü söyledi.
SDG üssü’nün Green Village olarak bilinen ABD mevzisinin yakınında yer aldığı biliniyor.
İranlı yetkililer ABD saldırılarını Suriye ve Irak'ın egemenliğinin ihlali olarak nitelendirerek kınadı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani de ABD saldırılarını "ciddi bir stratejik hata" olarak nitelendirdi.
Suriyeli muhalif aktivistler de Suriye'de en az 29 milisin öldüğünü açıkladı. Iraklı yetkililerse en az 16 milisin öldüğünü ve 36'sının da yaralandığını açıkladı. Rusya, ABD'nin Irak ve Suriye'deki misilleme saldırılarının ardından Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı ve Washington'un uluslararası düzeyde kınanması için baskı yaptı.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vassily Nebenzia konseyde yaptığı konuşmada, "ABD'nin egemen bir devlete yönelik bu yeni küstah, saldırganlık eylemini, daha fazla risk yaratmasını ve zaten yanmakta olan bir bölgede istikrarsızlık düzeyini arttırmasını sert biçimde kınıyoruz" dedi.
Birçok konsey üyesi de hem ABD personeline yönelik saldırılardan hem de misilleme saldırılarından duydukları endişeyi dile getirerek gerilimin daha da tırmanmasını önlemek için azami itidal çağrısında bulundu.
Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi de Washington'un saldırı gerekçelerini "dayanıksız iddialar" olarak nitelendirirken, İran'ın elçisi bölgedeki "direniş gruplarının" bağımsız olduğunu ve kendi kararlarını verdiklerini söyleyerek Tahran'la bu grupla arasına mesafe koymaya çalıştı.
Irak temsilcisi de ABD saldırılarını eleştirerek hükümetinin topraklarının hesaplaşma için kullanılmasına izin vermeyeceğini söyledi.