7 Haziran genel seçimleri yaklaşırken, Halkların Demokratik Partisi’nin yüzde 10 barajını geçip Meclis dışında kalmasının olası yansımaları sorgulanmaya devam ediyor.
Washington’da Ulusal Savunma Üniversitesi’nde ders veren Kürt uzmanı Denise Natali, HDP’nin barajın altında kalmasının Barış Süreci’nin devam ihtimalini azalabileceği ve HDP’nin faaliyetlerini “meclis dışına” taşıyabileceği öngörüsünde bulunuyor. Ancak Natali, meclis dışı faaliyetlerden, “silahlı çatışma” anlamı çıkarılmaması gerektiğinin altını çiziyor.
Alparslan Esmer: HDP seçimlerde barajın altında kalırsa ne olur?
Denise Natali: "HDP'nin kazanması tüm partilerin çıkarına hizmet eder. Ak Parti'nin bile. HDP'nin parlamentoya girmesi barış sürecinin devam olasılığını uzatma anlamına gelir. Bu durumda barış sürecinin sorumluluğu yalnızca Ak Parti'ye düşmez, HDP'ye de düşer. HDP bazı görüşlerini yumuşatmaya zorlanır. Çünkü bu Türk solcular da bu partiye destek verir, muhafazakar Kürtler de destek verir. Ayrıca HDP'nin yüzde 10 barajının altında kalması hem AK Parti hem de Türkiye'ye zarar verir. HDP bu durumda parlamento dışı bir prosedür işletir. ‘Silahlı çatışmaya girerler’ demek istemiyorum. Ama Güneydoğu'da bir tür öz yönetim yapısı kurabilirler. Bunu Türkiye’nin desteğiyle de yapabilirler, desteğini almadan da yapabilirler. Yine de HDP'nin parlamentoya girememesi, gündemlerinden vazgeçecekleri anlamına gelmiyor. Bu gündemi meşru olmayan yöntemlerle ayakta tutmaya çalışırlar. Bu da iki taraf arasındaki ilişkileri kötüleştirir, halen Ak Parti'nin kontrolunda olan barış sürecini askıya alır. HDP de Meclis içindeki tavrını sürdürmek zorunda kalmayabilir. Bu da benim görüşüme göre, sürece darbe vurabilir. Ama Kürtler’in gözünde HDP'nin hedefleri meşru kalır. “
Alparslan Esmer: Ama HDP barajı aşıp Meclis’e girerse en çok sandalyeyi Ak Parti kaybetmez mi?
Denise Natali: “Evet burada bir sandalye sayısı sorunu var. Eğer sandalye sayısına bakarsanız, bir parti zorlaya zorlaya Meclis’e girer, sandalyeleri alır, başkanlık sistemini getirir. Bu da ancak kısa vadeli bir çözüm olur. Ama uzun vadede, Türkiye'nin nüfusunun önemli bir bölümüne Meclis'te söz hakkı tanımaz. Sonuçta bu yüzde 10'luk baraj Türkiye'nin demokrasisinin istikrarına büyük zarar veriyor. Çünkü küçük de olsalar, önemli partileri dışarıda bırakıyorsunuz. Elbette HDP'nin Meclis’e girmesi Ak Parti için tam anlamıyla olumlu sayılmaz, ama bu noktada başka bir seçenek göremiyorum. Ya onları Meclis’e alacaksınız, ya da Meclis dışında faaliyet göstermelerini sağlayacaksınız, hem Türkiye'de hem de Suriye'de. Bunun da Ak Parti'nin Suriye politikasına hiçbir yararı olmayacak.”