Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) iki gün sürecek “Demokratik Cumhuriyet Konferansı” bugün İstanbul’da başladı.
Konferansta “İkinci Yüzyıla Girerken Demokratik Cumhuriyet”ten “Cumhuriyet’in kuruluş dinamikleri”ne, “Cumhuriyet’in anayasal dinamikleri”nden “Nasıl bir gelecek nasıl bir Cumhuriyet”e birçok başlık tartışıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
Sancar: “Yeni yüzyılda hedefimiz demokratik cumhuriyet”
Konferansın açılış konuşmalarını HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar yaptı.
HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Bizim parti olarak stratejik hedefimiz bu iktidar blokunun kurmaya çalıştığı rejimin yerleşmesini engellemek ve elbette bu iktidarı mutlaka seçimlerle, demokratik yollarla yenmektir. Ancak bunu yaparken önümüze hedef de koyuyoruz. Kaybettirmek yetmez, birlikte kazanmamız gerekiyor. Yani bütün toplumun kazanacağı yollara, yöntemlere ve siyasete ihtiyacımız var. Kaybettirmek önemlidir, yeni bir başlangıç için çok değerli bir adımdır ama bütün toplumun kazanacağı yolları açmadan kaybettirmenin de sadece kısır döngüyü bir süre sakinleştirmek ve krizleri ertelemek gibi bir sonuç doğurabileceği tehlikesi vardır. Eşit yurttaşlık hedefine yönelik özgür bir toplum sözleşmesi ve büyük barış ve demokratik Cumhuriyet. Yeni yüzyılda hedefimiz budur” dedi.
Buldan: “Statüko ve restorasyon değil yeni yaşama davet, kurucu siyasetin bir yol haritasıdır”
Türkiye’nin yeni yüzyılda başta Kürt Sorunu ve Alevi sorunu olmak üzere temel sorunlarıyla yüzleşmesi gerektiğini söyleyen Pervin Buldan da merkeziyetçiliğe karşı güçlü yerel demokrasiyi, oligarşiye ve vesayete karşı demokratik cumhuriyeti, temsili demokrasi yerine müzakereci ve güçlü demokrasiyi inşa etmek gerektiğini dile getirdi.
HDP Eş Başkanı, “Merkeziyetçiliğe karşı güçlü yerel demokrasiyi oligarşiye, vesayete ve statükoya karşı demokratik cumhuriyeti temsili demokrasi yerine katılımcı, müzakereci, güçlü demokrasiyi koymanın zamanı gelmiştir ve geçiyor. Yediden yetmişe kadar örgütlenerek demokratik cumhuriyete katkıda bulunmalı. Tuğla tuğla örerek bir çatı altında mutlaka buluşmalıyız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerek zamanın ruhu kurucu siyaseti elbette ki bizleri çağırıyor. Statüko ve restorasyon değil yeni yaşama davet, kurucu siyasetin bir yol haritasıdır” diye konuştu.
Sırrı Süreyya Önder: “Başkan adayı çıkaracağız”
“Cumhuriyet: Yüzyılın muhasebesi” başlıklı oturumda konuşan eski HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Emek ve Özgürlük İttifakı’nın çıkaracağı adayı, son düzlükte geri çekmemesi gerektiğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin iki ay içinde karara bağlaması beklenen kapatma davasında hakkında siyasi yasak istenen 687 isimden biri olan Önder, “Bir de başkan adayı çıkaracağız. Bazı arkadaşlarımız ya da dostlarımız o kadar telaş ediyorlar ki ‘aman ha bunu fazla ciddiye almayın. Bir usulüne uygun bir şeyler yaptınız mı biz hemen bunu geri çekeceğiz’. Bu, iddianın sahibi olmamaktır. Biz bu yolu madem bu kadar yaşamsal bedellerle oluşturduk ve kendi çeperinin dışında bu kadar alana taşıdık, o zaman çözüm biziz. Siz bunu düşünün demekten geçiyor. Elbette ki ittifaklardan habersiz bir şımarıklıkla ya da küstahlıkla konuşuyor değilim. Ama bu telaş hali inanın ki çok incitici ve karşıya hiçbir şey vermiyor. Yani kötü tüccar bile böyle yapmayacak ya iyi bir devrimcinin buna tevessül etmesini anlamak mümkün değil” dedi.
Türmen: “Kürt sorununu çözmeden demokrasinin nasıl geleceği Altılı Masa’da konuşulmuyor”
Adı HDP’nin cumhurbaşkanı adayları arasında geçen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıçlarından Rıza Türmen de aynı oturumda yaptığı konuşmada Altılı Masa’nın mutabakat metninde Kürt sorununa atıfta bulunulmamasını eleştirdi.
Türmen, “Altılı Masa'nın belgesinde de katılımcılık söz konusu ancak nasıl bir katılımcılık olacağı ortada yok. Bir laf var ama nasıl olacağı ortada yok. Türkiye'de halkı siyasetin içine çekmemiz lazım. Halkın merkezi karar mekanizmalarına katılması gerekiyor. Bugünkü merkezin yerel üzerindeki veraset sistemi yerele nefes aldırmayacak durumda. Daha ademi merkeziyetçi bir sistemin kurulması gerekir. Ademi merkeziyetçi bir yerel demokrasiyle, Kürt sorununun çözümü çok farklı bir eksene oturur ve kolaylaşır. Kürt sorununu çözmeden nasıl demokrasi gelecek hiç konuşulmuyor. Altılı Masa'da da konuşulmuyor” diye konuştu.