Harris'ten seçim kampanyasının ilk ekonomi konuşmasında "maliyetleri düşürme ve ekonomik güvenliği arttırma" vaadi

16 Ağustos 2024 - ABD Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti'nin başkan aday adayı Harris, North Carolina'daki mitinginde ekonomi önerilerini açıkladı

Kamala Harris, gıda ve market ürünlerinde “fahiş fiyat” uygulamasının federal düzeyde yasaklanması, ailelere bebeklerinin ilk yılı 6 bin dolar sağlayacak bir vergi kredisi ve ilk kez ev sahibi olacaklar için 25 bin dolara kadar peşinat ödenmesi planlarını açıkladı.

Başkan Yardımcısı Harris, Demokrat Parti'nin başkan adayı olduğundan beri benimsediği bu popülist önerileri North Carolina’da düzenlenen ilk ekonomi odaklı mitinginde gündeme taşıdı.

Harris Cuma günü düzenlenen kampanya etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Başkan seçildiğimde, tüm Amerikalılar için maliyetleri düşürmeyi ve ekonomik güvenliği arttırmayı en önemli önceliğim haline getireceğim” dedi.

Harris, ekonomi politikası üzerine yaptığı ilk konuşmada, 100 milyondan fazla orta sınıf ve düşük gelirli Amerikalı için vergilerin azaltılması dahil olmak üzere önerilerini özetledi.

Harris, 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerindeki Cumhriyetçi rakibi, eski Başkan Donald Trump’la yarışında kilit rol oynayan yerlerden biri olan Kuzey Carolina’nın Raleigh kentinde düzenlenen mitingdeki konuşmasında, “Başkan olarak, gıda fiyatları gibi çoğu Amerikalı için en önemli olan yüksek maliyetleri ele alacağım” dedi.

İlgili Haberler Trump: “Harris seçilirse Amerikan rüyası ölür”


Harris, yarıştan çekildiğinden ve kendisini Demokrat aday olarak desteklediğini duyurduğundan beri Başkan Joe Biden ile birlikte ilk kez Perşembe günü kamuoyunun karşısına çıktı. İkili, bir kampanya mitingi tonunda olan resmi bir etkinlikte, reçeteli ilaçların maliyetini düşürmek için ilaç şirketleriyle müzakerelerde yönetimin başarısını destekledi.

Biden, buradaki konuşmasında, "Arkadaşlar, kaydettiğimiz ilerlemede inanılmaz bir ortağım var. (Kamala Harris) Çok iyi bir başkan olacak" dedi.

Biden yönetiminin, “aşırı şirket kârını kontrol” altında tutma teması, Harris'in seçim kampanyasında da sürdürdüğü bir konu.

Harris Cuma günü miting konuşmasında buna değinerek, "büyük şirketlerin haksız yere aşırı şirket kârı elde etmek için tüketicileri sömürmemesini" sağlama çabalarını vurguladı.

Özellikle, kampanyasının "son derece konsolide" et işleme endüstrisi olarak adlandırdığı duruma değinen Başkan Yardımcısı Harris, "Kıyma neredeyse yüzde 50 arttı. Büyük gıda şirketlerinin çoğu son yirmi yılın en yüksek kârını görüyor" dedi.

Harris’in kampanyası, "rekabet eksikliğinin bu aracılara, çiftçilerin kazançlarını düşürürken tüketicilerin fiyatlarını yükseltme gücü verdiğini" savunuyor.

Your browser doesn’t support HTML5

Trump: “Harris seçilirse Amerikan rüyası ölür”

Trump’ın seçim kampanyası: “Yoldaş Kamala tam komünist oluyor”

Perşembe günü gazetecilere konuşan Trump, Harris'in önerisini “komünist fiyat kontrolleri” olarak nitelendirdi ve “İşe yaramıyorlar, aslında tam tersi bir etki ve sonuç yaratıyorlar. Ancak gıda kıtlığına, karne uygulamasına, açlığa ve dramatik bir şekilde daha fazla enflasyona yol açıyor” dedi.

Harris'in ekonomik politika konuşmasından saatler önce ise Trump kampanyası "Yoldaş Kamala Tam Komünist Oluyor" başlıklı bir bildiri yayınladı.

Harris ise, Trump'ın ekonomik planını zenginlere vergi indirimi sağlamak olarak nitelendirdi.

“Benim planımı Donald Trump'ın yapmayı planladığı şeyle karşılaştırın” diyerek destekçilerine seslenen Harris, “Milyarderlere her yıl büyük vergi indirimleri yapmayı planlıyor ve rekor karlar elde etmelerine rağmen şirket vergilerini bir trilyon dolardan fazla düşürmeyi planlıyor" şeklinde konuştu.

ABD'de Merkez Bankası, faiz oranlarını bağımsız olarak belirliyor ve başkanlık politikalarının en azından kısa vadede fiyatları düşürme konusunda fazla bir etkisi bulunmuyor.

Partiler üstü politika araştırmaları yürüten kuruluş Bipartisan Policy Center'ın Ekonomi Politikası Programı Direktör Yardımcısı Andrew Lautz, “Bir başkan tarafından uygulamaya konulan tek bir politikanın, enflasyonu mevcut seviyesinden Federal Rezerv'in ekonomi için uzun vadeli hedefi olan yüzde 2'ye indirecek kadar önemli bir etkiye sahip olması pek olası değil” dedi.

Trump, petrol ve gaz üretimini yükselterek, artan fiyatlarla mücadele edeceğini söyledi. Lautz VOA'ya yaptığı açıklamada, artan enerji arzının fiyatlar ve dolayısıyla enflasyon üzerinde aşağı yönlü bir baskı yaratabileceğini ancak bunun hızlı bir şekilde gerçekleşmeyeceğini belirtti.

İlgili Haberler Trump, Harris'in şahsına ve politikalarına saldırılarını sürdürdü, enerji ve ekonomi mesajları verdi

Daha düşük enflasyon

Amerikalılar hala ekonomik açıdan sıkıntıları hissederken, geçen ay ABD'de yıllık enflasyon, Mart 2021'den bu yana ilk kez yüzde 3'ün altına geriledi. İşsizlik düşük seyretmeye devam ediyor, perakende satış rakamları iyimser ve çoğu ekonomist artık resesyon konusunda uyarıda bulunmuyor.

Yine de ekonominin genel durumu, seçmenler için önemli bir endişe kaynağı ve kampanya yolunda Trump ve Harris açısından bir mücadele noktası olmaya devam ediyor.

Trump, “Kamala Harris'in sunabileceği tek şey korkunç enflasyon, kitlesel suç ve Amerikan rüyasının ölümüdür” dedi. Her iki aday da hizmet ve konaklama sektöründe çalışanların bahşişlerinden alınan federal vergileri azaltma sözü verdi.

Bu öneriyi eleştiren uzmanlar ise, böylesi bir kararın hazır yemek sektöründe çalışanlara ya da bahşiş almayan diğer düşük gelirli çalışanlara yardımcı olmayacağını ve istismara açık olduğunu savunuyorlar.

Vergi Politikası Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olan Steven Rosenthal, “Bunun, ikramiyelerini ve performans ücretlerini bahşiş gibi değerlendirip kendilerini muaf tutabilecek bir sürü başka insanakapı açmak yerine, gerçekten hak eden, çalışan insanlara sunulduğundan nasıl emin olabiliriz?” sorusunu gündeme getirdi.

Rosenthal, bu tür önerilerin başkanlık kampanyaları sırasında yaygın olduğunu söyledi ve “Sık sık dibe doğru bir yarış görüyoruz, adaylar ne kadar vergi indirimi vaat edebilecekleri konusunda kendilerini aşmaya çalışıyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Lautz, bu vaatlerin yasalaşması halinde, ülkenin mali sorumluluk ve bütçe açığını azaltma konularını ciddi olarak düşünmesi gereken bir dönemde maliyetleri arttıracağına dikkat çekti.

“Kamu tarafından tutulan federal borçta yaklaşık 28 trilyon dolar seviyesindeyiz” diyen Lautz, Kongre Bütçe Ofisi’nin “önümüzdeki on yıl içinde bunun 20 trilyon dolar kadar artacağını tahmin ettiğinin” altını çizdi.

Trump daha önce önemli ekonomik konularda seçmenler arasında üstünlüğü elinde tutuyordu ve çeşitli anketler Amerikalılar’ın Trump yönetiminde, Başkan Joe Biden'a kıyasla mali açıdan daha iyi durumda olacaklarını düşündüklerini gösteriyordu.

Ancak Financial Times ve Michigan Üniversitesi Ross School of Business için yapılan ve bu hafta yayımlanan bir ankete göre, Trump'ın ekonomiyi daha iyi idare edeceğine inananların oranı yüzde 41 iken Harris'in daha iyi olacağına inananların oranı yüzde 42. Bu oran, Biden'ın Temmuz ayındaki rakamlarına göre yedi puan artmış durumda.